Atatürk bir Türk milliyetçisidir
Hiç kimse Atatürk''ü sağa sola çekiştirmesin; o bir Türk milliyetçisidir. Bütün konuşmaları baştan sona tarandığında açıkça görülür ki en çok kullandığı kelimeler Türk, Türklük, Türk milleti, millet / ulus, millî kelimeleridir. Atatürk''ün en yakınındakilerden biri olan Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 1975''te İstanbul Üniversitesi tarafından yayımlanan "Atatürk Devrimleri I. Milletlerarası Simpozyumu Bildirileri" adlı kitapta bu hususu çok açık şekilde belirtir:
"Atatürk''ün çeşitli yönlerinden birini diğerlerine bağlayarak sentezini yapmak istediğimiz vakit, bulabileceğimiz en hâkim vasfı Türkçülüğü ve milliyetçiliğidir. Millet, gene millet, daima millet, millî mücadele, millî kurtuluş savaşı, millî irade, millet egemenliği ve nihayet millî eğitim ve millî kültür davranışı… İşte Atatürk''ün dilinden hiç düşmeyen ve ölümünden beş yıl önce O''nu ''Ne mutlu Türk''üm diyene!'' diye sesi kısılırcasına haykırtan slogan hep bu."
Falih Rıfkı Atay da Çankaya adlı eserinde aynı vurguyu yapar:
"Türklerin, bize öğrettiklerinden başka türlü bir tarihi olduğu ve Türkçenin bağımsız bir ilim ve edebiyat dili olabileceği kanısı, Türklük gururu ile göğsü durmadan kabarıp inen Atatürk''e büyük bir şevk verdi."
Dostlarının, yakınlarının tanıklığına ne hacet! Atatürk''ün K. Atatürk imzasıyla ve kendi el yazısıyla yazdıklarına bakalım (İmlayı olduğu gibi bırakıyorum):
"Bu memleket, Dünyanın beklemediği, asla ümid etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine yüksek sahna oldu. Bu sahna 7 bin senelik, en aşağı, bir Türk Beşiğidir. Beşik tabiatın ruzgârlarıle sallandı; Beşiğin içindeki çocuk tabiatin yağmurlarıle yıkandı; o çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvelâ korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir."
İstiklal Savaşı sırasında dış basın da Atatürk''ten daima "nasyonalist" ve millî mücadeleden de daima "nasyonalist hareket" diye bahsetmiştir.
Bütün bunları niçin tekrar ediyorum? Gazetelerde ve televizyonlarda birtakım zevat Atatürk''ten bir sosyalist devrimci çıkarmak istiyorlar da onun için. Atatürk hiçbir zaman sosyalist olmamıştır; o bir Türk milliyetçisidir ve kendisini de her zaman böyle ifade etmiştir.
İstiklal Savaşı hiç şüphesiz antiemperyalist bir harekettir fakat antiemperyalizm her şeyden önce milliyetçiliğin bir vasfıdır. Eğer söz konusu zevat sosyalizm kavramıyla antiemperyalizmi kastediyorlarsa bir diyeceğim yok. Ama bir ideoloji olarak sosyalizm ve onun en ileri şekli olan komünizm ile Atatürk''ün hiçbir ilgisi yoktur.
Atatürk''ün Türk ve millet kavramlarından sonra en çok kullandığı kavram çağdaşlıktır, onun deyişiyle muasırlık. Bu kelime de tek s ile ve a uzatılarak söylenmelidir. Atatürk elbette çağdaşlık, çağdaş medeniyet taraftarı idi. Bir milliyetçinin zaten başka türlü olması mümkün değildir. Çağdaşlık bazılarının sandığı gibi milliyetçiliğe zıt değildir, tam tersine, eski bir tabirle söyleyeyim, milliyetçiliğin lâzım-ı gayr-ı müfârıkıdır yani ayrılmayan gerekli parçasıdır.
Anlaşılmadıysa bir de şöyle anlatayım. Milliyetçilik en kısa tanımıyla milleti yükseltmek ülküsüdür. Millet de ancak çağdaş olmakla yükseltilebilir. Çağdaşlık da tarihten kopmak demek değildir; korunması gereken değerleri korumamak demek değildir.
Atatürk''ün kurduğu CHP''nin de altı okundan biri milliyetçiliktir. Diğer beş okla ifade edilen cumhuriyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik, inkılapçılık da milliyetçilik için vardır. Bir milliyetçi zaten beş okla belirtilen kavramlara taraftardır.
CHP''liler de her şeyden önce kurucularının Atatürk olduğunu ve onun düşünce sisteminin de milliyetçilik olduğunu hatırlamalıdırlar. Milliyetçilikten uzaklaşan, milliyetçiliğe aykırı yollara sapan insanlar CHP''li olamazlar. "Hayır ben milliyetçi değilim, sosyalistim." diyenlerin başka bir parti kurmaları veya sosyalist partilerden birine üye olmaları daha namusluca olur.