Atatürk bahane... Hedef başka
Ak Parti iktidarı 19 Mayıs’ı kaç yıldır geçiştiriyor. Gide gide Son padişah/halife Vahdettin’i öne çıkarıyor.
Cumhuriyet’le hesaplaşılmak istendiği belli.
CHP de şimdi başka bir dert. 12 Eylül öncesi, çekişmeli, kavgalı dönemin solculuğuyla yeni hedefler koyuyor.
Yeni CHP’nin idolü Deniz Gezmiş. Kanun dışı Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun eli silahlı liderinin adı anılırken kendilerinden geçiyorlar. Örneklerini kaç defa verdim. Varsa itirazınız buyurun dedim ama itiraz edemediler. Belli ki, asıl liderimiz Deniz Gezmiş ve gibileri, demek istiyorlar.
Aslında Mahir Çayan daha muhtevalı, kendi çizgisinde daha iyi yetişmiş bir isim ama vukuatı çok fazla. Çarpışarak hayatını yitirdi. Deniz Gezmiş ise öğrenci olaylarına karıştı, banka soydu, birkaç eylemi oldu. O kadar. Dağa çıkacaktı; yakalandı. Yani daha kan dökmemişti.
Yeni CHP yönetimi onun için kimse itiraz edemez hesabı için girdi herhâlde. Asıl kalplerinde yaşayan Mahir Çayan’dır ama onu kimseye anlatamazlar. Deniz’le idare edelim, adam çok yakışıklı, boylu boslu, üstelik parkalı!
Niye tekrar bu meseleye girdim?
Yeni yönetim, saman altından su yürütmemesine izin vermemeliyiz. Her attıkları adını deşifre etmeli, art niyetlerini ortaya koymalıyız.
Kimse Türk milletini alınır satılır mal görmesin!
Baş tacı edilenler
19 Mayıs’ta iktidar partisinin başındaki zat Vahdettin’i, CHP’nin başındaki zat yine eski militanı öne çıkarıyor. Her iki taraf da asıl niyetlerini göstermek için Mustafa Kemal Atatürk’ü vesile görüyorlar.
R. T. Erdoğan’ın Vahdettin’i önce çıkardığı doğru. 19 Mayıs için Vahdettin Köşkü’nden çekim yaptırıyor.
Niye Vahdettin Köşkü’nden? Üzerlerine gelineceğini bile bile Vahdettin’i hatırlatmak neye işaret? Daha önce de Cumhuriyet’in 100. yılı törenlerinde donanmanın İstanbul Boğazı’ndan geçişini aynı köşkten takip etmiş ve bu tercihi çok tartışılmıştı.
Ya CHP’nin genel başkanı Özgür Özel’e ne demeli? 19 Mayıs günü Samsun’a gidiyor, bir grupla yürüyüş yapıyor. Düşünün bakalım, sol/komünist kesim neyi huşu içinde anar?
Deniz Gezmiş ve arkadaşların Samsun’dan Ankara’ya yürüyüşünü değil mi? Bir “sol” siteden aktaracağım:
“Deniz Gezmiş ve arkadaşları Samsun’dan Ankara’ya Tam Bağımsız Türkiye için Mustafa Kemal Yürüyüşü’nü düzenlemişti. Aralarında Deniz Gezmiş’in yanı sıra Hüseyin Cevahir, Cihan Alptekin’in de bulunduğu 24 devrimci genç, 30 Ekim 1968’de Samsun’dan Ankara’ya yürüyüş başlatmıştı. Yürüyüşün ismi, ‘Tam Bağımsız Türkiye İçin Mustafa Kemal Yürüyüşü’ydü. (...) Kamuoyuna, yürüyüşün amacı şu satırlarla açıklanmıştı: ‘1919’da başlayan Mustafa Kemal devrimi kendisinden sonra gelen yöneticiler tarafından amacından saptırılmış, Cumhuriyetin bütün kurumları yozlaştırılmıştır. Bugün Türkiye’miz dünyada ilk antiemperyalist ve antikapitalist devrimi gerçekleştiren Mustafa Kemal’e rağmen yabancıların desteklediği karşıdevrimcilerin etki alanına girmiştir. Biz Mustafa Kemal gençliği olarak, saptırılan devrimi rayına oturtmaya azimliyiz, kararlıyız. Bugün başlayan yürüyüşün amacı budur.”
Siz asıl amacın bu olduğuna inanıyor musunuz?!
Devrimci önder!
Sol kanatta yeni hareket başlatanlar, kendilerince önceki yeni hareket başlatanları “devrimci” görürler, işlerine yarayacak taraflarını örnek alırlar.
İnanmayacaksınız ama Hz. Muhammed’i de belli sol kesim “devrimci” görür. Hz. Muhammed de -onlara göre- yeni hareket başlatmıştır, bir strateji ortaya koymuştur.
Yine bu köşede yazdım. Bir sol parti genel başkanıyla konuşmuştum. İlk defa Hz. Muhammed’den “devrimci” diye bahsedilmesini ondan duymuştum.
7 Mayıs 2024 günü çıkan “Özgür Özel safını seçti” başlıklı yazıma girdiğinizde, asıl maksadı öğrenirsiniz. D. Gezmiş’in avukatı Halit Çelenk’in kızı Serpil Güvenç, sol/komünistlerde Mustafa Kemal’in neyinin öne çıkarıldığını, onlar için Kemalizm’in ne manaya geldiği okursunuz.
Recep T. Erdoğan, Vahdettin’i, M. Kemal’in önüne geçiriyor ama şunu da bilmeli: Kendisi Saray’da oturuyorsa, M. Kemal’in açtığı yol üzerinden Saray’ın kapısını açabildi.
Yine Vahdettin’in saltanatı sürseydi, çocukları, torunları tahtta kalsaydı, o kendi tahtını kurabilir miydi?