Atatürk, 90 yıl önce bugün bir film seyretmişti. Filmi adı “Kongre Eğleniyor”du.

Atatürk, 90 yıl önce bugün bir film seyretmişti. Filmi adı “Kongre Eğleniyor”du.

O film romantik müzikal bir komediydi ama şimdilerde halen devam eden Rus-Ukrayna ve diğer Dünya ülkelerinin yaşadığı gerginliğe ne de çok benziyordu… Bakın Atatürk 23 Şubat 1932 yılında, Beyoğlu’ndaki Elhamra Sineması’nda halkıyla hangi film izledi, konusu neydi? Atatürk kitapları yazarı Yaşar Gürsoy derledi. Okuduğunuzda Cumhuriyet’in kuruluşunun üzerinden sadece 9 yıl geçmesine rağmen Türkiye ve halkının liderleriyle nerelere koştuğuna tanıklık edecek ve o filmin 9 dakikalık bölümünü izleyeceksiniz…

Atatürk, çağdaş bir önderdi…
Türkiye Cumhuriyet’i sadece 9 yaşındaydı...

Takvim yaprakları 23 Şubat 1932 yılını gösteriyordu.
Atatürk, Elhamra Sineması’na gitti ve kendisine ayrılan locaya oturdu. İzlediği film Alman yapımı, “Kongre Eğleniyor”du. Film, 1931 Eylül ayı yapımıydı. Müzikal bir komediydi. Yani o film Türkiye’de gösterime girdiğinde, üzerinden henüz sadece beş ay geçmişti…

Atatürk Elhamra Sineması''nda (23 Şubat 1932)

Filmin süresi 85 dakikaydı.
Orijinal adı: Der Kongress tanzt’dı. Yani, “Kongre Dans Ediyor”du, Türkiye’deki adı ise “Kongre Eğleniyor” olarak geçiyordu.

Lilian Harvey, üç dil bildiği için Almanca, İngilizce ve Fransızca versiyonlarında da rol almıştı. Erik Charell''in yönettiği filmde Lilian Harvey eldiven satıcısı genç kızı oynuyordu..
.

“Kongre Eğleniyor” filminin konusu Napolyon Savaşları''ndan sonra 1814-1815''te geçiyor, dünyanın sınırlarını belirleyecek güçler arasında bir toplantı olan ‘Viyana Kongresi’ zamanlarında yaşananlar konu ediliyordu…

Rus Çarı Alexander, atası Büyük Petro geleneğine göre insanlar arasında kılık değiştirerek seyahat ederken, esprili ve çekici bir Viyanalı eldiven satıcısı olan genç Christel Weinzinger ile karşılaşır. Yanından geçen her vagona kartvizitli çiçekler atarak işini ilan eder...

Hikaye ilerledikçe, Christel bir suikast girişimiyle suçlanır ve sonunda mahkum edilir. Ancak cezadan feragat edilir ve Christel tekrar serbest kalır. Christel''e aşık olan Çar, işinde onu ziyaret etmek için kartviziti kullanır.

Prens Klemens von Metternich, Avusturya''lı diplomattı. Aslen Alman olan Metternich, 1790''da Avusturya tebası olup dış işlerine girmişti. 1795''te Almanya şansölyesi von Kaunitz''in damadıydı. 1806''da tayin edildiği Paris büyükelçiliğinde dünyaca tanınmıştı.

Viyana Kongresi, Napolyon Savaşları sonunda Fransız ordusunun, koalisyon orduları tarafından tümüyle yenilgiye uğratılmasının ardından, Avrupa’daki sınırları ve güçler dengesini yeniden belirlemeye yönelik kararlar almak üzere toplanmış olan kongreydi.

Filmde Prens Metternich ve casus ordusu, durumu kendi lehlerine kullanmak niyetindeyken bir romantizm gelişti. Ancak bu, Christel''e aşık olan sekreteri Pepi ile çatıştı. Christel, doğal olarak inanılmayan romantizmi arkadaşlarına anlattıysa da kimseyi inandıramadı. Ta ki; Çar’ın onu almak için muhteşem bir araba ile geldiğinde…

Napoléon Bonaparte sürgünde olduğu Elba adasından kaçıp Paris''e yürüdüğünde romantizm sona erer. Çar, aşkından ayrılmak zorunda kalır, Christel geride perişan halde kalmıştır…

Napolyon ordusunun sürekli yenilgiye uğrayıp geri çekildikleri bir dönemde, 9 Mart 1814 tarihinde, VI. Koalisyon’un, aynı zamanda Avrupa’nın en güçlü devletleri olarak Birleşik Krallık, Avusturya, Prusya, Rusya, Avrupa’da siyasi coğrafyanın ve dolayısıyla güçler dengesinin yeniden düzenlenmesi için aralarına bir ittifak oluşturmuşlardı. Doğal olarak bu ittifak, askerî olmaktan çok, siyasi bir ittifaktı.

Filmdeki Prens Metternich, satıcı kız Christel’ı Çar’ı Viyana Kongresi konferanslarından uzak tutmak için kullanmaya çalışıyordu…


Atatürk ve yurttaşları o filmi soluksuz izledi...
Film bittiğinde halk önderlerini coşkuyla alkışladı. Asrın Lideri Dolmabahçe Sarayı’na kalabalık yüzünden güçlükle gidebildi…
Filmin siyasi içeriği yurttaşlar için hangi anlamları taşıyordu bilinmez ama Atatürk hızla gelişen dünya siyasi ve askeri coğrafyasının şekillenmesini film karelerinden bile takip ediyor ve bunu halkının da öğrenmesini istiyordu…


Beyoğlu Elhamra Sineması

Not:

Viyana kongresi ile Avrupa’da yeni bir statü doğmuş oluyordu. Kongrede Fransız İhtilali’nin Avrupa’ya yaydığı insan ve vatandaşlık haklarından hiçbirisi, yani hürriyet, milliyet ve eşitlik prensipleri göz önünde tutulmamış, sırf siyasal emel ve istekler üzerine kararlar verilmiştir. Bundan dolayı Viyana Kongresi kararları yürütebilmek için silaha başvurmak zorunda kalmıştır. Viyana Kongresinden sonra (1815-1830) İngiltere, Rusya, Prusya ve Avusturya kendi çıkarlarına göre ve bu çıkarların uyuşması oranında Avrupa’da yeni bir statü kurmuşlardı. Bu devletler Avrupa düzenini korumak, krallık rejimine karşı yapılacak ihtilal hareketlerini bastırmak ve Avrupa’yı mutlak krallık rejimiyle yönetmek için aralarında bazı antlaşmalar yaptılar. Avrupa tarihinde bu devreye Restorasyon devri denilmiştir. Avrupa’nın büyük devletleri, Viyana Kongresi kararlarını yürütmek amacıyla, iki ayrı bağlaşma kurmuşlardır;

Kutsal İttifak (1815): Viyana Kongresi kararlarının nasıl uygulanacağı tam belli değildi. Sürgünde bulunan Napolyon’un Fransa’da tekrar iktidara gelmesi Avrupa’nın üç büyük devletini harekete geçirdi. Bu ittifak Rusya, Avusturya ve Prusya arasında yapılmıştır. Kutsal İttifakın amacı Fransız İhtilali’ne karşı bir tepki olmuş ve mutlakıyetçi güçlendirmeyi esas almıştır. Fransa’da sonradan katılmıştır.


Dörtlü İttifak (1815): İngiltere, Rusya, Avusturya ve Prusya arasında yapılmıştır. Bu ittifakın kurucusu Prens Meternich’tir. Bundan dolayı buna Meternich Sistemi de denir. Dörtlü İttifak Kutsal İttifakın yetersizliği üzerine ortaya çıkmıştır. Bu dört devlet başka düşüncelerin yayılmasını silah gücüyle durdurmayı kararlaştırmışlardır. Böylece her türlü özgürlük hareketi bastırılacaktır. Fakat gittikçe gelişen özgürlük akımları sonucunda meydana gelen ihtilallerin önü alınamadı.

Meternich Sisteminin Sona Ermesi

Restorasyon devri 1827 yılına kadar ancak sürebilmiştir. Çözülme önce İngiltere’nin Dörtlü İttifaktan ayrılmasıyla başladı. Bunun arkasında Osmanlı Devleti’nde Rum İsyanı çıktı. Meternich, Osmanlı Devleti antlaşmaya dahil olmadığı halde, Rum isyanının beraber bastırılmasını teklif etti. Buna karşılık Rusya ve Fransa, Rumlara yardım ettiler. İngiltere de bunlara katıldı. Sonunda, Navarin’de Osmanlı donanmasını yakarak kendi prensiplerini kendileri yıktılar.

 

Kaynak:
Niyazi Ahmet Banoğlu, Atatürk’ün İstanbul Günleri
Wikipedia
www.youtube.com/watch?v=h5cWBv9gm6Q


 

İlgili Haberler