Ata tohumundan üretilen mucize besin ortaya çıktı. Kanser tedavisinde yan etkileri azaltıyor

Ata tohumundan üretiln ve faydaları saymakla bitmeyen 'karakılçık buğdayı' dikkat çekti. Kanser tedavisinde yan etkilerin azaltan ve Avrupa’da laboratuvarda Türkiye’de doğal yollarla üretilen karakılçık buğdayıyla ilgili detayları uzmanları açıkladı.

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Uzer Küçüktülü ve eşi Radyasyon Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Eda Küçüktülü, kanser hastalarının beslenme ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla atalarından kalan tarlayı kullanarak düşük glüten içeren ve faydaları saymakla bitmeyen 'karakılçık buğdayı' üretimine başladı. Yılda 30 ton ürün elde etmeyi hedefleyen çift, düşük glütenle beslenmek isteyenler için karakılçık buğdayı ekmeğini piyasaya sürdü.

Radyasyon Onkolojisi Uzmanı olan Doç. Dr. Eda Küçüktülü ve aynı hastaneden Genel Cerrahi Uzmanı olarak görev yapan eşi Prof. Dr. Uzer Küçüktülü, kanser hastalarının tedavisi sırasında yan etkilerden kurtulmak için glütensiz beslenme konusunda gelen sorular üzerine çalışmalarına başladı.

Glüten oranını düşük ve yüksek lif ile protein barındıran karakılçık buğdayı üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırdı. Özellikle kanser hastalarının glütensiz beslenme arayışı içinde olmaları nedeniyle veya glüten oranı düşük beslenme taleplerini karşılamak amacıyla değerlendikleri buğday türü, çiftin dikkatini çekti.

Çalışmalarda başarılı sonuçların elde edilmesinin ardından üretim alanı 90 dekara çıkardılar ve buğday ekimi gerçekleştirdiler. Bu yıl yaklaşık 30 ton ürün elde etmeyi hedefleyen çift, Antalya'daki bir fırınla iş birliği yaparak, "karakılçık" cinsi buğdaydan yapılan ekmekleri piyasaya sürdü.

KANSER TEDAVİSİNDEKİ YAN ETKİLERİN AZALMASINI SAĞLIYOR

Lif, protein, vitamin, antioksidan ve mineral yönünden oldukça zengin olan karakılçık buğdayı; fosfor, potasyum ve demir gibi önemli mineraller içeriyor. A vitamini, E vitamini, K vitamini ve C vitamini içeren buğday, anti-enflamatuar özelliği ile hassasiyet, ağrı ve ateşi düşürerek iltihabı önleme özelliğine sahip. Vücudu enfeksiyonlara karşı koruyan Karakılçık, uzun süre tokluk hissi veren yüksek miktardaki lif oranıyla iyi bir diyet yemeği olarak biliniyor. Mideyi yormayan ve hazmı kolay olan buğdayın, sindirim sistemini desteklemesi de faydaları arasında. Karakılçık buğdayı diğer buğdaylara oranla çok daha az glüten içerdiği için de kanser hastalarının beslenmesinde kullanılıyor.

AVRUPA’DA LABORATUVAR ORTAMINDA, TÜRKİYE’DE DOĞAL YOLLARLA ÜRETİLİYOR

Avrupa’da laboratuvar ortamında üretilen, Türkiye’de ise doğal yollarla yetişen karakılçık buğdayı girişimin serüvenini aktaran Doç. Dr. Eda Küçüktülü, “Hastalarımızdan bize tedavi sırasında yan etkilerden kurtulmak için glütensiz beslenme konusunda çok fazla soru geliyordu. Tamamen glütensiz beslenmek için tahıllardan uzaklaşmanın da özellikle bizim hastalarımızda ciddi komplikasyonları var. Hastalarımızda karşılaştığımız kemik kırıkları üzerine araştırma yaparken karakılçık buğdayından haberim oldu. Sonra Avrupa'daki tahıllarda glüteni düşürmek için laboratuvar çalışmaları yaptıklarını okudum. Bizim böyle halihazırda hiçbir laboratuvar çalışması yapmamıza gerek kalmadan zaten glüten oranı düşük bir atalık buğdayımızın olması ve insanları aşırı derecede tok tutuyor olması dikkatimi çekti. Onunla ilgili hastalarıma destek olabilmek için uygun olan bu topraklarda ticari kaygı olmadan üç yıl önce bunu denemek üzere ektik. Başarılı sonuçlar alınca bu sene de artık hastalarımıza verebilecek bir bilimsel çalışmada kullanabilecek şekilde ekmek üretimine geçtik” ifadelerini kullandı.

Probiyotik sıvı ekşi maya ve özel maya tuzu ile elde edilen karakılçık ekmeği, gramaj olarak küçük ve fiyatı beyaz ekmekten daha yüksek. Ancak bir dilimi beş dilim beyaz ekmeğe denk geliyor ve yüksek lif oranı sayesinde beyaz ekmek gibi hızlı bayatlamıyor. Glüten oranı her ne kadar düşük olsa da çölyak hastalarına önerilmiyor.

“GLÜTEN ORANININ DÜŞÜK OLMASI SAĞLIKLI BESLENMEK İÇİN ÖNEMLİ BİR FIRSAT”

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Uzer Küçüktülü, ata tohumundan üretilen karakılçık buğdayının sağlık açısından sunduğu avantajları vurgulayarak şunları dile getirdi:

"Glütenin zararlı etkilerinden kaçınmak için glütensiz beslenmek kalori ihtiyacının fazlasının alınmasına sebep olmaktadır. Onun yerine kullanılan ürünler çok daha kalorili oluyor. Bu durum bağırsak florasındaki yararları bakterilerin yok olmasına, koli basili diye bilinen bakterilerin üremesine sebep oluyor. Çölyak hastası dışındaki insanların glütensiz beslenmek adına tahıllardan uzaklaşmasının yan etkileri mevcut. Örneğin kemik erimesi yapması söz konusu. Kalsiyum, demir ve magnezyum gibi mineraller tahıllardan alınıyor. Buğdayın glüten oranının düşük olması, sağlıklı beslenmeyi tercih eden herkes için önemli bir fırsattır. Ayrıca, bulgur olarak da sofralarımıza taşımayı hedefliyoruz”