At iziyle it izi ne alemde...
Tam da iktidara yakın yayın organlarından Yeni Şafak'ın "Kripto FETÖ'cüler görevdeyken, FETÖ'cü olmayanların iftirayla tasfiye edildiği" yönündeki manşetine denk geldi Jandarma Yarbay M.K'nın kendisini "FETÖ kumpası mağduru" olarak tanımladığı mektubu.
***
Özetleyerek paylaşıyorum:
"11.07.2016 tarihinde izne ayrılarak İzmir Yenifoça daki askeri kampa tatil maksadıyla gittim. 15.07.2016 günü darbe teşebbüsü sırasında Yenifoça da tatile devam ediyordum. 16 Temmuz günü izinlerin iptali üzerine derhal Manisa ya dönerek görevime başladım. 19 Temmuz 2016 günü saat 19.00 sıralarında gözaltına alındım...
Suçlamaları ilk defa Savcı karşısına çıkınca öğrendim. Suçlamanın temeli oğlumun paralel yapıyla ilişkili okulda okuması ve 17-25 Aralık sürecinden sonra okuldan almamamdır. Okulda okumak suç olmadığından, Emniyet tarafından suçla ilgi bağ kurulmak için gizli tanık bulunmuş ve "SAMET" kod adlı gizli tanığın 2015 yılında C.Savcısı tarafından alınan ifadesinde "Manisa da üst düzey tanıdığın kimler var? Sorusuna Gazi İlkokulunda Ayşe Kandemir adlı öğretmen var, eşi Jandarma da binbaşı asayiş şube müdürü, toplantılara katılırlar. Oğulları 2013 SBS de derece yaptı, bu okula kaydettiler, toplantılara katılırlar." Şeklinde beyan alarak bağ kurulmaya çalışılmıştır.
(...)
16 Temmuz 2016 günü İl Jandarma K. Vekili ve 15 Temmuz günü nöbetçi heyetinde olan 3 kişi gözaltına alınmıştır. Bu 4 kişi ile birlikte mahkemeye sevk edildik, benim gibi hâkim de şaşırdı ve "senin bunlarla ne alakan var" diye sordu, ben de "tek suçumun eşime söz geçirememek olduğunu ve çocuğumu bu yapıyla ilişkili okuldan alamam olduğunu" beyan ettim.
Mahkeme sorgusu sonrası serbest bırakıldım...
Soruşturmayı yürüten C. Savcısı serbest kalmama itiraz etmek için eski eşinin teyze çocuğu Emekli Uzman J. Çavuş Yahya Duru'ya ulaşarak "kendilerine yardımcı olmak üzere gelmesini istiyor, o da gelemeyeceğini bu konularda Alican Başçavuş ve Mehmet Uzmanın daha bilgili olduğunu onlarla görüşmesi gerektiğini ve telefon numaralarını verebileceğini belirtiyor", bunun üzerine Savcı beyin "Mesut Binbaşıyı tanıyor musun" şeklinde sorusuna tanıyorum, "benim amirimdi, onun bunlarla alakası olmaz, o Türkiye'de en son fetöcü olacak kişidir" şeklinde cevap verince telefon görüşmesi sona eriyor. Bu görüşme 22-23 Temmuz'da olmasına rağmen Alican Başçavuş ve Mehmet Uzmanın ifadesine başvurulmuyor. 20 Eylül günü Yahya Uzmanın telefonu sonucu Savcı bey her ikisiyle görüşüyor fakat herhangi bir beyanları alınmıyor.
(...)
Eşim oğlumla birlikte ifade vermek amacıyla 22 Temmuz 2016 günü öğleden sonra ilgili C. Savcısının yanına gittiler, Savcı bir saate yakın görüştü, eşime "çocuğu okula gönderdiği için kızıyor ve ben sizi anladım az daha Türk Ordusunun şerefli bir subayının başını yakıyordunuz, dosya mahkemede ifadenizi sonra alırız." Diyerek gönderiyor. Eşim daha sonra üç defa ifade vermek için adliyeye gitti fakat ifadesi alınmadı, savcı ile dahi görüşemedi.
Hakkımda inceleme yapılması için İçişleri Bakanlığı'na, Jandarma Genel Komutanlığı'na, Devlet Denetleme Kurulu'na ve HSYK'ya 19 Eylül'de yazdığım dilekçe ile başvuruda bulundum. Hiçbir kurum tarafından bugüne herhangi bir işlem yapılmadı. C. Savcılığınca da yapılan bir işlem yok. Cep telefonumun ve şahsımdan alınan dijital verilerin iki yıldır incelemesi tamamlanmadı halen İzmir Emniyeti Siber Şubede beklemektedir., görevli memur bu işlemin 2-3 yıl sürebileceğini söyledi. Jandarma Genel Komutanlığı'nca açıkta bulunanların durumu ile ilgili görüş sorulduğunda Manisa İl J. K.lığınca açığımın kaldırılması şeklinde görüş belirtilmesine rağmen halen açıkta bekliyorum.
(...)
Derdinizi anlatacak bir kişi ya da kurum yok, kendi kurumum dahil herkes inceleme soruşturma yapmaktan korkuyor. Örgütün hiçbir iletişim ağıyla irtibatım olmadığı ve bugüne kadar alınan 250.000-300.000 ifadeye ve yüzlerce itirafçıya rağmen aleyhimde bir tane ifade yok ve bulamazlar. Ancak fetöcüler gibi gizli tanık uyduruyorlar, hakkımda ifade verdirilen gizli tanık Manisa Emniyetinde terör veya istihbarat şubede görevli ve bu örgütle ilişkisi olup örgütten ayrılan bir polis memuru, şu an belki meslekten atıldı. Çünkü Manisa Emniyeti 2015 yılında bu terör örgütü ile ilgili işlem yaparken tanık bulamadığı için istihbarat ve terör şubeden daha önce görevden alınan polis memurlarını "Gizli Tanık" olarak kullanmıştır."
***
"FETÖ okulları"ndan mezun, ailesinde "FETÖ sanıkları" bulunan bakanlarca yönetilen bir ülkede bu yarbay sahiden de "oğlunu FETÖ okuluna gönderdi diye" başka hiçbir aleyhte delil olmaksızın açıkta tutuluyorsa hâlâ, soruyu tekrarlamak lazım:
At iziyle it izi ne alemde?