Asya'dan gelip Avrupa haritasını değiştirdiler

Asya'dan gelip Avrupa haritasını değiştirdiler

Türkolog, dil bilimci Dr. Yusuf Gedikli "Avrupa Hunları ve Avrupa Hun Türkçesi" adlı çalışmasıyla Avrupa Hunlarını farklı bir bakış açısıyla gündeme taşıyor:

360-469 arasında hüküm süren Avrupa Hun devleti bir imparatorluktu. Hem çok geniş topraklara yayılmıştı, hem de devletin içinde onlarca ırka, dile, dine mensup kavimler, halklar, boylar vardı. Fakat yönetici sınıf ve askerî bürokrasi başat olarak Türk''tü.

Dünya ve Avrupa tarihinde derin izler bırakan Avrupa Hunlarının unutulmamasını sağlayan iki önemli olay vardır. Birincisi kavimler göçünü başlatmaları ve Avrupa haritasını değiştirmeleri, ikincisi ünlü Hun başbuğu Attila''nın ve Hunların tarihte ve halkların belleğinde bıraktığı izlerdir (Efsaneler, menkıbeler, destanlar vb.).

Bu çalışmada Hunların dili, tarihi, tarihsel coğrafyası, kültür ve uygarlığı, yaşamı, iktisadı üzerinde durulmuş, özgün görüşler ortaya konulmuştur.

Fakat esas ağırlık Avrupa Hunlarının diline verilmiştir.

Avrupa Hunlarına ait birçok kişi, unvan, boy, yer adı incelenmiş; Balamir, Karaton, Mama, Atakam, Eskam, Bleda, Kréka ~ Cerca ~ Creca, Ellak, Dengizik, Ernek, Var, Hunnivar vb. sözcükler çözüme kavuşturulmuştur.

Özellikle Attila''nın hanımefendisi olan Kréka ~ Cerca ~ Creca''nın Türkçe Körk olduğu bulgusu pek önemlidir. Anlamı "güzel" olup unvandır.

Ayrıca Attila''nın üç oğlunun adlarının "yüksek birer unvan" olduğu bulgusu da önemlidir. Sonuç olarak Avrupa Hunlarının dili Türkçedir.

Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50

***

Evvel zamanda bir yolculuk

Araştırmacı yazar Yavuz Bal, ilk romanı "Zâhir/Evvel Zaman Masalları" ile okurlarını fi tarihinde İstanbul''un Balat semtinden başlayan heyecan dolu fantastik bir yolculuğa çıkarıyor:

"Ben Zülkarneyn-i Ahir… Ya da kalyoncuların taktığı isimle kısaca; Zâhir.

Omurgam ve güvertelerim sedir ağacından. Tahtalarımı birbirlerine tutturan çiviler de ağaçtan… Dümenim ve de beni denizler üzerinde uçuran yelkenlerin bağlandığı serenler de ağaçtan. Ben birazcık kuşlar gibiyim ve de envai türlü hayvanı içinde besleyen bir orman gibi.

Mesela dümenimi ardıç ağacından yaptılar ki en çok ardıç kuşları severdi o ağacı. Her bir parçamın ayrı bir hikâyesi ama her bir parçamın tek bir gökyüzü vardı. Şimdi ben o gökyüzünün altında ve gökyüzü kadar büyük mavi ummanların üstünde, siz insanların yelken dedikleri kanatlarımla süzülmekteyim. Ormanda yüzlerce ayrı ağaç iken kuşların cıvıltısını, sincapların koşturmacasını, av olacakların korkusunu, avcıların telaşını, yağmurun sesini dinlerdik. Bizleri kesip yonttunuz, birleştirip yekvücut ettiniz. Adıma Zülkarneyn-i Ahir deyip, ummanların üstünde yeni bir âlemin kapılarını aralamak için üstüme bindiniz.

Sizler farkında olmasanız bile ben de sizin kadar canlıyım. Ben Zâhir olduktan sonra olanları bilmek isterseniz, önce beni dinleyeceksiniz! Savaşta yaralı kurtlara dönüşen kalyoncular, Kaptan Babamız Pala Yunus, Delice Reis, Dânyal, Mansur, Tophaneli Deli Burhan, Suskun Kenan, Bedrettin Baba, Estegor, Komilyos ve daha niceleri... Hepsi ama hepsi ayrı bir masal, hepsi ayrı bir dünya... Haritalarda yeri belli olmayan ıssız adadaki kızıl kulenin sırrını, kanatlı adamları, aynalı odaları, sislerin içinden gelen denizkızını…

Hülasa dostlar;

Zâhir olan fırtınaya tutulmuş gemiydi, Bâtın olan ise gemidekilerin aslında kim olduğu... Zâhir''i okurken Bâtını göreceksiniz... Vira Bismillah!!!"

Cenevre YayıncılıkTel:(0532) 226 95 06

***

HAFTANIN KİTABI:

Ulu Önder''in emanetleri

Her kitabıyla bir öncekini aşıp okurlarına yeni ufuklar açan Baran Aydın yeni çalışması "Atatürk''ün Sırrı Ötüken" ile "Atatürk''ün bugüne kadar bilerek gözlerden kaçırılan Ötüken Bilinci ile hareket ederek milletine bıraktığı emanetleri aşikâr etmeyi" amaçlıyor. Kitapta aydınlatılan bazı ana konu başlıkları şöyle:

* Atatürk ismine ilham olan Türk Ata unvanının Ötüken öğretisindeki sırrı * Atatürk tarafından kullanılan Kamal isminin, Dîvânü Lugâti''t-Türk''te yer alan Türk Burçları ifadesiyle ilişkili deruni anlamı * Atatürk''ün, Devlet Mahallesi''nin mimarisine Maya harfleri ile sırladıkları * Atatürk tarafından TBMM''ye emanet edilen Hilafet makamının gerçekleri * Atatürk''ün Güneş-Dil Teorisi''ne ait hakikatlerinin, Kul Hoca Ahmed Yesevi''nin divanındaki mevcudiyeti * "Mustafa Kemal ile Demir Kazık Yıldızı" adlı şiirin neden yazıldığı * Atatürk''ün, Türk''ün gelecek nesillerine emanet ettiği Bay Önder Türk Destanı''nın ilk kez açıklanan belgeleri.

 

Destek Yayınları Tel:(0212) 252 22 42

***

Hayatın imbiğinden

Usta sanatçı Müjdat Gezen''in yeni kitabı çarpıcı ismiyle dikkat çekiyor: "Normal Olacak Kadar Anormal Değilim".

Gezen bunun yıllar önce uydurduğu bir cümle olduğunu belirttikten sonra şöyle konuşuyor: "Kastettiğim anormallik delilik değil.

Ama çılgınlık sayılabilir. Çünkü hayatımın içinde çılgınlıklar vardır. Kendine normal diyenlere şöyle bir bakıyorum, bu bana çok anormal geliyor. Sözüm size değil.

Anlamışsınızdır." Gazeteci Yılmaz Özdil de Gezen''in bu çalışmasını "Kitap, sanatçının hayatını değil, hayat sanatını anlatıyor" sözleriyle okura tavsiye ediyor.

 

 

 

Kırmızı Kedi Yayınevi Tel:(0212) 244 89 82

***

KÜTÜPHANEMDEN:

Vatan uğruna ateş hattında bir ömür...

Yakın tarihimizde bir devre tanıklık etmiş olan Muharip Gazi Nurettin Peker''in, "Tüfek Omza" adıyla kitaplaşan anıları pek çok önemli olayın iç yüzünü gün ışığına çıkarıyor. 31 Mart Vakası''nda Ali Kabuli Bey''in linç edilişine şahit oldu Nurettin Peker. Hareket Ordusu isyancılarla çarpışırken, Resneli Niyazi''ye limonata ikram etti. Küçük Zabit Mektebi''nden mezun olur olmaz Balkan Savaşı''na katıldı. Hemen ardından da, Çanakkale Savaşları''na. Ağır yaralı olarak geri gönderildi. İyileşince de Irak Cephesi''ne gitti. İngilizlere esir düştü. "Kemalist" olduğu gerekçesiyle Irak''tan Hindistan''daki esir kampına sürüldü.

Esaretten işgal altındaki İstanbul''a döndü. İlk fırsatta Anadolu''ya geçip Kurtuluş Savaşı''na katıldı. Sakarya Savaşı''nda tekrar yaralandı. İnebolu''da, Adana''da, Halep''te ve sınır bölgelerinde görev yaptı. Adana ve İnebolu gezilerinde Gazi''nin güvenliğini sağladı.

Kurtuluş''tan sonra askerliği bırakıp yeni kurulan devlete sivil memur olarak hizmet etmeye devam etti. Görevi gereği İkinci Dünya Savaşı''nda Karadeniz kıyılarına inen Alman savaş pilotlarıyla ilk teması o kurdu. Bir kaza neticesinde Karadeniz kıyılarına çıkmak zorunda kalan Sovyet donanmasından denizcilerle üç ay geçirdi. Muharip Gazi Nurettin Peker''in anıları, yakın tarihin hemen hemen tüm önemli olaylarıyla kesişiyor. İstisnai bir yaşamın derslerle dolu, roman tadında bir dökümü Tüfek Omza...

(Muharip Gazi Nurettin Peker / Tüfek Omza / Doğan Kitap / 2009)