Mustafa Kemal Atatürk’ün uzağı görüş ve derin seziş kabiliyetine General Mac Arthur büyük bir hayranlık duymuştur. 1932 yılında Atatürk’le yaptığı bir görüşme sırasında Atatürk, Mac Arthur’a Almanya’nın bütün Avrupa’yı işgal edeceğini, savaşın 1940-1945 yıllarından daha sonraya kalmayacağı, İtalya’nın savaşa gireceğini, Amerika’nın savaşa girmesiyle Almanya’nın yenileceğini, savaşı kazanan tarafın ise Rusya olacağını söylemiştir.
Askerlikte muharebedeki durum ve şartlara göre inisiyatifini kullanarak kesin karar verebilme çok önemlidir. Mustafa Kemal Atatürk, inisiyatifi en iyi şekilde kullanmasını bilen bir askerdir. Bir komutanın verdiği emirler içinde en zor olanı, "geri çekilme" emridir. Hiçbir komutan geri çekilme emrini kolay kolay veremez. Fakat çeşitli ihtimaller hesaplanarak yapılan bir geri çekilme harekâtı ilerde yapılabilecek taarruz harekâtına gerekli olacak insan ve malzemenin ana kaynağını teşkil edebilir. Buna ve Mustafa Kemal Atatürk’ün inisiyatifini kullanarak yaptığı en güzel geri çekilme harekâtından birisini Suriye Cephesi’nde uygulamıştır. Mustafa Kemal Atatürk verdiği geri çekilme emriyle Anadolu’nun güneyden geçiş yolu olan Toros dağları geçitlerine ulaşan yolların kapatılmasını sağlayarak düşman kuvvetlerinin Anadolu içlerine girmesini önlediği gibi Yıldırım Ordular Grubunun savaş malzemelerinin ilerde Adana, Antep, Maraş savunmalarında kullanılmasını sağlamıştır.
İkinci örnek ise Kurtuluş Savaşı’nda Kütahya-Eskişehir Muharebeleri’nden sonra ordunun 150 km geride, Sakarya doğusuna çekilme kararıdır. Atatürk’ün verdiği emir büyük bir geri çekilmeyi gerektiren zor bir karardır. Karardaki güçlük, bu kadar büyük bir geri çekilmenin askerî gereklerini Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde anlatabilme zorluğu, mukavemetin ve harbin asıl kaynağı olan millette yaratacağı düş kırıklığından, Yunanlara ve diğer devletleri güç ve umut verilmesinden ve TBMM Hükûmetinin dış ülkelerle müzakere gücünün zayıflamış olmasından kaynaklanıyordu. Ayrıca bu yurt parçasının düşmana bırakılmasının maddi kayıpları da olacaktı.
Bütün bu olumsuzluklara karşılık, askerî zorunluluklarla bu kararı almak zorunda kalmış ve askerî şartları Türk ordusu yararına düzeltmiştir.
Liderlik risk ve sorumluluk üstlenmeyi gerektirir. Atatürk, sorumluluk konusunda en yakın arkadaşlarından en sade vatandaşa kadar daima örnek olmuştur. Ona göre sorumluluğun idrakinde akıl vardır. Gerçek vardır. Sağlam bir mantık, engin bir bilinç vardır. "Komutanlık vazife ve sorumluluğunu yüklenecek kadar omuzlarında ve özellikle dimağlarında güç bulunmayanların acıklı sonuçlarla karşılaşmaları kaçınılmazdır." diyen Atatürk’ün hareketlerinde ve kararlarında büyük bir cesaret ve soğukkanlılık görülür. Atatürk, Sakarya’da üstün bir düşman karşısında cepheyi zayıf kuvvetle tutmuş, kuvvetin çoğunu elinde ihtiyat olarak bulundurmuştur.