Mustafa Kemal Atatürk’ün
Kişisel Özellikleri ve Kişisel
özelliklerinin Askerlik
Mesleğine Uygunluğu
Mustafa Kemal Atatürk’ün kişisel özellikleri ile askerlik mesleği bağdaşmıştır. Atatürk kendisi de bunu "Ben asker olarak doğmuşum." sözüyle belirtmektedir. Doğuştan asker terimi, bir bakıma, "askerî deha sahibi" anlamını taşımaktadır. Çünkü, genel olarak "deha" özellikle "askerî deha", kişinin özünde vardır. Mustafa Kemal Atatürk de bu müstesna kişilerdendir.
Mustafa Kemal Atatürk hiç kuşkusuz, bir askerî dahiyi simgeleyen "Uzağı görüş, gerçekçilik, kararlılık, inisiyatif, sorumluluğu benimseme, esneklik, yaratıcılık, uyum sağlama yeteneği, adalet, güvenilirlik, kendini düşünmeme, dayanıklılık ve özgünlük" ve bunun gibi birçok üstün özelliğe sahiptir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün uzak görüşlülüğü askerî alanda her zaman ortaya çıkan bir özelliğidir. Birinci Dünya Savaşı’nda Almanlara karşı duran Fransızların Marn Muharebeleri’nde yenilmelerinden önce, arkadaşı Doktor Tevfik Rüştü Aras’a savaşın uzun sürmeyeceğini Osmanlı Devleti’nin savaşa geç girmesinin daha yararlı olacağı ve Fransız ordularının yığınağının daha yararlı olacağı ve Fransız ordularının yığınağının daha güneyde olduğundan durumu düzeltebileceklerini söylemesi; Çanakkale’de düşman askerlerinin Kabatepe ve Arıburnu arasında çıkarma yapacağını bilerek Alman generali Limon von Sanders’in, Saros bölgesine çıkarma yapılacağı fikrine karşı çıkması,
Kurtuluş Savaşı başladığında İtilaf Devletleri’nin sosyoekonomik ve siyasi durumlarını değerlendirerek, Türk milletinin karşısında yalnız Yunan ordusunun kalacağını arkadaşlarına söylemesi, sömürge devletlerinin yakın bir gelecekte bağımsızlıklarını kazanacaklarını bildirmesi; Atatürk’ün uzağı görüş özelliğine verebileceğimiz en çarpıcı örneklerdendir.
Çanakkale Muharebeleri’nde Mustafa Kemal Atatürk, ileri görüşlülük, inisiyatif ve sorumluluğu üzerine alma gibi üstün liderlik nitelikleri ile, hiç kuşkusuz tarihî bir rol oynamıştır.
Mustafa Kemal Atatürk en önemli askerî strateji uygulamalarından birisini Çanakkale’de gerçekleştirmiştir. Çanakkale, karada yapılan bir kıyı savunmasıdır. Gelibolu Yarımadası coğrafi olarak derinliği az olduğundan konuşlanmada, yani birliklerin yerleştirme şeklinde fazla bir alternatif vermemektedir. Yarımadanın ortasını kat eden yüksekliği elinde bulunduran taraf, her iki kıyıyı da kontrol altına alacağı için taktik duruma egemen olabilir.