Anadolu’ya ayak basan Mustafa Kemal Atatürk’ün planı, Millî Mücadele hareketini başlatacak zemini oluşturmaktır. Bu çerçevede önce Anadolu’daki komutanlarla Kurtuluş Mücadelesi’yle ilgili olarak fikir birliğinde bulunmuş ve onların kendine bağlılığını teyit etmiştir.
22 Haziran 1919 tarihinde yayımladığı Amasya Genelgesi’nde yer alan "Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır" sözleriyle Millî Mücadele’nin fiilen başladığını tüm dünyaya ilan etmiştir.
Amasya Genelgesi (21-22 Haziran 1919), Erzurum Kongresi (23 Temmuz-7 Ağustos 1919) ve Sivas Kongresi (4-11 Eylül 1919) ulusun sivil ve asker tüm gücünün toplanmasını sağlayan birer adımlardır. Kongreler sonunda oluşturulan Heyeti Temsiliyenin başkanlığına Mustafa Kemal Atatürk’ün getirilmesi, Kurtuluş Savaşı boyunca ordu - millet iş birliğinin en iyi şekilde yürütülmesini sağlamıştır. Bu amaçla Mustafa Kemal Atatürk başkanlığında düzenlenen "Heyeti Temsiliyenin Millî Mücadele Planı" 9 Ocak 1920’de kolordulara gönderilmiştir. Genelgeyi incelediğimizde kolorduların görev bölgeleri ve komuta kademesinin belirlenmesi sonucunda millî ordu teşkilatının ilk çekirdeğinin ortaya çıkarılmış olduğunu görürüz. Daha sonra ise kolordu ve bazı sivil kuruluşlara "Millî Ordu Teşkilatı Planı" ismiyle gönderilen genelgede ordu kıtalarının millî kuvvetleri kendi emrine alıp, harekâtı yönetip uygulamasının sevk ve idarede başarılı olunmak için gerekli olduğu açıklanmış ve Kuva-yi Milliyenin askerî birlikler içinde nasıl teşkilatlandırılması gerektiği belirtilmiştir. Örneğin her bucak merkezî bir bölük, her ilçe merkezi (il veya liva merkezleri dâhil) bir tabur teşkil edecektir. Ayrıca, cami ve öğretmenleri olan her köy ve mahallelerin birer piyade takımı oluşturması, köy öğretmenleri ile imam ve müezzinlerin komutanlık yapması istenmektedir. Böylece ülkenin savunması yurdun en ücra köşelerini içine alacak şekilde bir askerî teşkilatlanmayla bireye kadar inmiş, her bölgedeki millî kuvvetler bölgelerindeki komutanlar ve diğer subayların emir ve komutası altında faaliyette bulunmak zorunda kalmıştır. Görüldüğü gibi Mustafa Kemal Atatürk, Samsun’a çıktığından itibaren güç birliğini sağlamak ve bunu bir siyasi otoriteye bağlamak için büyük gayret göstermiştir. Mustafa Kemal Atatürk’ün, Kurtuluş Mücadelesi’ni tek bir kişiye veya herhangi bir gruba dayandırmaması zaferi sağlamıştır. Atatürk, 27 Ocak 1923’te İzmir Hükûmet Konağı’nda yaptığı konuşmasında; güç birliğini oluşturmada millî birlik ve beraberliğin önemini şöyle vurgulamaktadır: "Bir milletin muvaffakiyeti demek mutlaka millî gücün bir istikamette toplanmasıyla teşekkül etmesiyle mümkündür. Binaenaleyh bilelim ki elde ettiğimiz başarı, milletin gücünü birleştirmesinden, iş birliği yapmasından ileri gelmiştir. Eğer aynı başarıyı ve zaferi gelecekte de elde etmek istiyorsak, aynı esasa istinat edelim ve aynı suretle yürüyelim."