Atatürk, dünyada “Kemalizm", “Atatürkçülük" veya “Türk inkılabı" olarak tanınmış sosyal ve siyasal hareketi yönlendirmede ortaya yeni ilkeler atmış ve kaynağını hayat gerçeğinden alan uygulamalarda bulunmuştur.
Bu uygulamalardan bazıları onun sağlığında gerçekleşmiş, bazıları da bir amaç veya hedef olarak belirtilmiştir. Bunlar Atatürk ilkeleri olarak yeni Türkiye Devleti’nin, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini oluşturmaktadır.
Türk devriminin gerçekleştirildiği 1923-1938 dönemi, Türk toplumunun aydınlanma çağıdır.
Türk devrimleri, sömürge ya da yarı sömürge olarak büyük devletlerin egemenliği altında bulunan dünya uluslarına, emperyalizmin yenilebilirliğini göstermiş ve onlara örnek olmuştur. Batı, Türk devriminden sonra, denizaşırı ülkelere yönelik politikasını değiştirmek zorunda kalmıştır. Askerî işgale dayalı sömürgecilik dönemi sona ermiş, o güne dek sömürge ilişkileriyle baskı altında tutulan yoksul uluslar teker teker bu bağlardan kurtulmuşlardır. Ulusal Kurtuluş hareketleri XX. yüzyılın büyük bölümünde, dünya siyasetini etkileri altına almışlardır.
Atatürk çağımızın yetiştirdiği en büyük devlet adamlarından biridir. İleri görüşlüdür.
Gerektiğinde süratli ve kesin, gerektiğinde yapacağı işi günlerce, bazen aylarca önceden düşünerek fikren hazırlayan, ama her iki durumda da daima en isabetli karar ve çözüm yolunu bulan bir lider, akılcı, gerçekçi ve güçlü bir devlet adamıdır.
Atatürk, dil ve tarih çalışmaları ile Türk milletinde öz güven yaratmıştır. Benim hayatta yegâne onur kaynağım, servetim, Türklükten başka bir şey değildir, diyecek kadar milletini seven onun için hizmet, hatta fedakârlıkta bulunan Atatürk, üzerine aldığı sorumluluğu en iyi şekilde daima yerine getirmiş, güvenilirliğini kaybetmemiştir. Hakların ve özgürlüklerin korkusuz savunucu olmuş bir barışseverdir. Türkiye Cumhuriyeti’ni çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak için hayatı boyunca çalışmıştır, her alanda devrimler yapmıştır. Mustafa Kemal Atatürk, Türk toplumunun değer yargılarını, geleneklerini, göreneklerini, bunların toplumdaki etkinliğini, geçerliliğini, topluma yön verme, kamuoyu oluşturma durumundaki seçkinlerin bu değer yargıları karşısındaki davranışlarını, toplumun değişmeye yönelik eğilimlerini göz önünde tutarak devrimleri buna göre gerekli zaman ve zemini oluşturduktan sonra yapmıştır. Yapılan bu devrimler ulusal niteliktedir.
Atatürk devrimleri, anamalcı ya da Marksist gelişme modellerinin kopyası değildir. Atatürk devrimlerinin iki yönü bulunmaktadır. Birincisi çağdaş bir devlet kurulmasını ve gelişmesini sağlayan yapıların, kurumların oluşturulması, diğeri de toplumsal ve ekinsel değişmeyi sağlayan, ekonomik kalkınmayı amaçlayan yönüdür.