Yapılan araştırmalar belli bir düzeydeki stresin yaptığımız zihinsel ve fiziksel aktivitelerde pozitif etki yarattığını ancak stres seviyesi arttıkça kişinin artık o bilişsel görevleri yerine getirmede sorun yaşadığını ortaya koydu.
Zekânın, son 40-50 yıldır eğitim bilimleri alanında akıl yürütme becerisi, uyum sağlama becerisi, muhakeme yeteneği olarak, problemi anlama, değerlendirme ve probleme ilişkin olası çözümleri üretebilme olarak tanımlandığı açıklandı.
Uzmanların ortak görüşü şöyle:
“Bir sporcunun çok hızlı koşabilmesi de hem bilişsel hem fiziksel kapasitesini aynı anda doğru şekilde kullanmasını gerektirdiği için bir zekâ performansıdır. Ama eğer ben bir koşu yarışması yapmıyorsam matematik sınavına sokuyorsam sporcuyu ve o başarısız oluyorsa zeki değildir diyemeyiz sadece o performans göstergesinde eksiktir diyebiliriz.”
Uzmanlar zekânın daha işlevsel hale gelmesini sağlayan en temel özelliğin kaliteli ve nitelikli eğitim olduğunu vurguluyor. Zekâ ile eğitim arasındaki ilişkinin doğrusal olduğuna, zeki insanların eğitimde başarılı olabildiğine, eğitimli insanların ise zekâ kapasitelerini daha fazla geliştirebildiklerine dikkat çekiliyor.
Ebeveynlerin ve eğitimcilerin zekâyı geliştirme sürecinde dikkat etmesi gereken etmenlerin başında stresin olduğunu vurgulayan uzmanlar, "Belli bir düzeyde kaygı, hedefin gerçekleştirilmesinde etkili olabiliyor, ancak fazla stres zekâ gelişimini olumsuz etkiliyor. Stres seviyesi arttıkça kişi artık o bilişsel görevleri performansı göstermede sorun yaşamaya, dikkat dağınıklığı göstermeye başlar ve algılama hızı düşer” diye görüş belirtiyor.