Sanal ortamdaki kalabalık takipçi listesi, kişilerde gerçek hayatta da kalabalık bir çevreye sahip olunduğu hissi yaratıyor. Ancak gerçek çoğu zaman tam tersi oluyor. Etkileşim kurmak, beğeni almak, hayatındaki önemli anları paylaşmak…
Sosyal medya günümüz insanının vazgeçilmez bir alışkanlığı. Daha doğrusu bir bağımlılık... Her gün dünya üzerinde milyonlarca kişi sosyal medya sayesinde başkaları ile etkileşim halinde yaşıyor. Öyle ki aile, akrabalar, arkadaşlar hatta hiç yüz yüze gelinmeyen takipçiler sadece bir tık uzaklıkta oluyor. Sosyal medya bilinçli kullanıldığı takdirde pek çok avantaj sunuyor. Özellikle insanların zamanla yarıştığı çağımızda iletişimi kolaylaştırıyor. Ancak sosyal medyanın yoğun kullanılması beraberinde bazı sakıncaları getiriyor. Bunlardan biri de sosyal medyanın, kullanıcıları yalnızlığa itmesi…
Peki sosyal medya neden yalnızlaştırıyor? Sorunun yanıtı Uzman Klinik Psikolog Cemre Ece Gökpınar’dan TRT Haber’e geldi.
GÖKPINAR: İZOLE HİSSETMEYE NEDEN OLUYOR
“Sosyal medyada herkes kendine bir profil oluşturuyor” diyen Gökpınar, “Aslında sanal ortamda bu profili nasıl sunmak istiyorsak öyle sunabiliyoruz. Oradaki profillere baktığımızda gerçek hayatta görüşmediğiniz insanlar var. Belki de yolda gördüğümüzde kafamızı çevirmediğimiz ya da ‘aman şimdi konuşmak istemiyorum’ diyeceğiniz, belki de hiç tanımadığımız bir sürü insandan bahsediyoruz. Dolayısıyla oradaki sayılar artıyor... Fakat içerikte aslında çok daha yalnız ve izole hissetmemize sebep olabiliyor. Çünkü zamanımızı daha çok orada geçirmeye başlıyoruz” diye konuştu.
Takipçi listesi kalabalık olsa da sadece sanal ortamda arkadaşlık kurulduğu için gerçek hayattakinden çok daha fazla sayıda kişiye ulaşılıyor. Ancak bu bir çeşit aldatma olarak yorumlanıyor. Gökpınar konuya ilişkin şunları söyledi:
“Aslında bir o kadar az insana ulaşmamıza, yani gerçek hayattan koparak orada onay alma, beğenilme ve paylaşılma ihtiyaçlarına yönelmemize yol açıyor.Sosyal medya platformlarında paylaştıklarımız zaten insanların görüp beğenmesi istenen şeyler. Sosyal medyayı mesleki olarak kullanan kişiler elbette ki en güzel, en kusursuz, en iyi hallerini paylaştığı için insanlarda, özellikle de gençlerde bu algıyı yaratıyor. ‘Herkes geziyor, herkes mutlu, ben niye yapamıyorum, niye ders çalışmak zorundayım, niye böyle yaşıyorum’ diye düşünüyorlar.”
BİLİNÇLİ KULLANILMALI
Hayatımızın bu kadar içine giren sosyal medya nedeniyle yalnızlığa mahkum olmamanın bir yolu var mı? “Bunun için bilinçli kullanıcı olmak gerekiyor” diye uyarıda bulunan Gökpınar, durumu şöyle açıkladı:
“Hepimiz sosyal medyayı kullanıyoruz. Aslında çok avantajlı, bilgilendirici ve bilgiye kolay ulaşmayı sağlayan, gerçekten insana çok iyi gelen yanları var. Elbette ki paylaşılma, beğenilme onaylanma ihtiyaçlarını karşılıyor. Ama buralarda kişinin o algıyı tutması lazım. Yani bir fotoğrafı 100 beğeni alıyorsa diğer fotoğrafı 250 beğeni alıyorsa, bu onun için gününü kötü geçirme sebebi olmamalı. Ya da diğer insanlar çok daha popüler, çok daha aktif görünüyorsa, kendisi o kadar görünmüyorsa, bunun sadece kendisinin yarattığı bir profil olduğunun farkında olmalı kişiler. Dolayısıyla sosyal medyayı daha çok bir araç olarak kullanmak gerekiyor. Bir amaç haline dönüştürmek doğru değil.”
TRThaber