Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Asıl devlet ve millet sorunu budur!

Devlet Bahçeli "Sayın Cumhurbaşkanı'nın düşmesi, milletin devletin düşmesi anlamına geldiği için yanındayım" sözlerini etti. Böylece kayıtsız şartsız, cansiperane ve tek yanlı bir şekilde iktidarı neden desteklediğinin formülünü de vermiş oldu. Bu sözler ikna olmaya hazır olanları ikna etmiştir herhalde!

Böylece Bahçeli, Cumhurbaşkanı'nın değişmesini beka sorunu olarak gördüğü anlaşılıyor. Bir millet bir kişiye ya da bir sisteme indirgenirse onun düşmesiyle devletin düşmesi arasında ilişki de kurulmuş olur.

Daha sonra da sözlerine açıklama getirerek "Erdoğan düşerse demek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi çökerse demektir. Ondan sonra ne olacağını tahmin edebiliyor musunuz? İç savaş nasıl çıkar, karşılıklı olaylar nasıl olur, hangi parti ne yapar..."

Bu ülke neler görmedi ki?

Tek partili sistem düştü Türk milleti ve devleti düşmedi. Çok partili sistem darbeyle düştü millet ve devlet yaşamaya devam etti. Sistemler gitti sistemler geldi devlet ve millet yaşamaya devam etti.

Bundan iki yıl önce Parlamenter sistem düştüğünde nasıl ki Türkiye düşmediyse, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gibi keyfi bir sistem düştüğünde de Türkiye düşmez!

Bu ülke 27 Mayıs'tan 12 Eylül'e darbeler gördü. Krizlerden Kemal Derviş'e ABD/AB güdümlü yöneticiler gördü. Devlet adamı kıtlığı gördü her şeye karşın ülke yerinde durmaya devam ediyor.

Acaba Sayın Bahçeli, 'Başkan düşerse devlet de düşer' derken 'ben de düşerim' mi demek istedi? Belki de…

Daha öncede Sayın Bahçeli 'İstanbul'da seçim tekrarı beka yani varlık/yokluk meselesidir.' Demişti. Seçim tekrarlandı ve muhalefetin adayı İmamoğlu açık farkla tekrar kazandı. Bu durumun "beka"ya nasıl bir etkisi olduğu konusu hala Bahçeli tarafından açıklanmış değildir.

"Kozmik Oda" sızıntısı!

Bahçeli, bu defa Bülent Arınç'la ilgili konuştu: "Siyaseti tıkıyor. Şimdi herkes günü saati geldiği zaman sorar: Kozmik Oda'ya FETÖ'yü sokan kimdir?"

Kozmik odayla ilgili iddialar hayati öneme haizdir.

'CIA'nın önderliğinde FETÖ'nün taşeronluğunda Üst Aklın (Derin İngiltere) da gayretleri ile kozmik odada 2200 yıllık derin sır deşifre edildiği' iddiaları yenilir yutulur türden değildir.

Geçmişten günümüze büyük bir titizlikle gelen, Ak Saçlılar diye de bilinen teşkilatın derin kişilerinin isim ve adreslerini telefonuna kaydederek bu isimleri küresel güçlere sızdırıldığını söyledi. Böylece kozmik odada 2200 yıllık derin sırın deşifre edildiği, deşifre olan heyete bağlı isimlerin de suikaste kurban gittikleri iddiaları var.

Dahası yetkili ağızlardan Kozmik Oda'ya girildikten sonra devletimizin yurtdışındaki yabancı istihbarat servisleri ile terör örgütlerine sızdırdığı 813 yurtsever görevlinin tamamına yakını şehit edildiği iddiaları var.

Bunların kamuoyu vicdanını rahatlatacak şekilde açığa çıkartılması şarttır.

Dolaysıyla da Türk halkı kozmik odayla ilgili soruları soralı çok oldu. Bu sorunun cevabının verilmesinin günü saati çoktan gelmiştir.

Gelinen aşamada "Kozmik Oda" bir blöf ya da birilerini susturma sorunu değil milli güvenlik konusu olduğu bilinmelidir. Kozmik odadan alınan bilgilerin PKK dahil CIA/Mossad unsurlarına aktaran kimler olduğu ve bunu nasıl yaptıkları ortaya çıkarılmalıdır!

"Kozmik" odayı FETÖ/CIA unsurlarına açma hususunda sorumluluğu olan herkesi, FETÖ'nün siyasi kanadıyla birlikte bir an önce yargı karşısına çıkartmak şarttır.

Yapanın yanına kâr kalmaması için Kozmik Oda'ya giriş senaryosunu kim yazdı, kim kurguladı ya da kim oynadı ise ortaya çıkarılması ve gereğinin de yapılması şarttır.

Kozmik odaya girilmesiyle birlikte devlet ve millete ait bütün gizli sırlar deşifre edilmiş oldu.

Asıl devlet ve millet sorunu budur!

Yazarın Diğer Yazıları