Aşıklık geleneğinin yaşayan hafızaları: Dinleyiciler

Aşıklık geleneğinin yaşayan hafızaları: Dinleyiciler

Anadolu kültür ve geleneğinin yaşatılmasında en önemli unsurlardan olan aşıklık geleneğinde "dinleyiciler", küçük yaştan başlayıp 50 yıla varan süreyle aşıkları takip ederek asırlardır süregelen geleneğin canlı tutulmasında önemli rol oynuyor.

Kadim Anadolu kültürünün gelecek kuşaklara aktarılmasında önemli rolü olan aşıklık geleneğinde küçük yaştan başlayıp 50 yıla varan süreyle aşıkları takip ederek zaman zaman hatalarını düzelten "dinleyiciler", yaşayan hafızaları oldukları bu geleneğin ve kültürün yaşatılmasında büyük rol oynuyor.

Anadolu'nun halk ozanları Emrah, Sümmani, Reyhani, Mevlüt İhsani, Mustafa Ruhani ve Nihani gibi meşhur aşıklara ev sahipliği yapan ve aşıklık geleneğinin halen canlı tutulduğu Erzurum'da "dinleyiciler" de gelenek için ayrı bir önem taşıyor.

Ölüm, sevda, hasret, sevgi ve ilahi aşk başta olmak üzere halk kültürünün en önemli unsurlarını sazlarıyla ve beyitleriyle kuşaktan kuşağa aktaran halk ozanların sürdürdüğü aşıklık geleneğinin en büyük destekçileri olan "dinleyiciler", küçük yaştan itibaren meraklı oldukları aşıkları dinliyor.

Birçok etkinliğe katılıp aşıkların teline yansıyan türküleri, beyitleri ve bunların hikayelerini ezberleyen "dinleyiciler", aşıkları, hata yapmaları halinde uyarıyor.

"Dinleyiciler", özellikle aşıkların söylediği türkülerde ya da anlattıkları hikayelerde hata görmeleri halinde duruma müdahale edip bunların doğrusunun aktarılmasını sağlayarak hem Anadolu kültürünün gelecek kuşaklara daha doğru aktarılmasına hem de aşıklık geleneğinin yaşatılmasına katkı sunuyor.

Kentin Aziziye ilçesi Yoncalık Mahallesi'nde Erzurum Büyükşehir Belediyesince desteklenen Kıyasettin Temelli Kıraathanesi de hem aşıklara hem de aşıklığın yaşayan hafızları olan "dinleyicilere" 60 yıldır ev sahipliği yapıyor.

Yılın büyük bölümü karla kaplı olan şehirde kışın bu soğuk günlerinde kıraathanede her çarşamba ve cumartesi akşamları aşıklar, dinleyiciler ile buluşuyor.

Sazların tınısı, anlatılan hikayeler, yapılan atışmalar ve taşlamalar eşliğinde gelen limonlu çaylar ve sobada közlenen patateslerin ikram edildiği ve aşıkların da büyük saygı duyduğu "dinleyiciler", atışmaları dikkatlice dinliyor.

Bazıları bunu 50 yıldır sürdürenlerin de olduğu dinleyiciler arasında 68 yaşındaki Ömer Menteşe, 65 yaşındaki Nuri Yılmaz ile 62 yaşındaki Şeref Gündoğdu da bulunuyor.

Kıraathanenin daimi konukları arasında olan ve programları yıllardır kaçırmamaya gayret gösteren Menteşe, Yılmaz ve Gündoğdu, aşıklık geleneğinin kuralları, söylenen türkü ve hikayeleri ezbere bilmeleriyle dikkati çekiyor.

"AŞIKLIK GELENEĞİNİ DİNLEYİCİLER YAŞATIYOR"

52 yıldır aşıkları dinleyen Erzurumlu Ömer Menteşe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yüzyıllardır devam eden aşıklık geleneğinin gizli kahramanlarına dikkati çekerek, "Geleneğin devam etmesi için dinleyicilerin aşıklara destek olması gerekir. Aşıklık geleneğini yaşatan dinleyicilerdir." dedi.

Aşıkların söylediği beyitleri, hangi atışmaların geçmişte kimler tarafından yapıldığını bildiğini aktaran Menteşe, aşıklıkta usta-çırak ilişkisinin önemini vurgulayarak, "Reyhani gelenekte çok önemli bir yere sahiptir. Yeni ustaların yetişmesi için ustaların çırakları yetiştirmesi gerekir." ifadelerini kullandı.

Menteşe, aşıkların, dinleyici ve edebiyatçıların çizdiği çerçeve dahilinde atışmaları gerektiğine ve bu çerçeveden çıkıldığında dinleyicilerce müdahale edilip düzelttiğine değinerek, bu açıdan kendilerin de aşıklık geleneğinin devamında önemli rol üstlendiklerini söyledi.

"AŞIKLARI DİNLMEYE KÖY ODALARINDA BAŞLADIM"

50 yıldır aşıkları dinleyen Karslı Şeref Gündoğdu ise aşıklara sürekli olarak taze kanın gerektiğini belirterek, "Aşıklık geleneğinin devam etmesini istiyorum. Bu geleneğin yaşaması için yeni neslin yetişmesi gerekir." şeklinde konuştu.

Gündoğdu, dinleyicilerin geleneğin olmazsa olmazı olduğunu söyleyerek, "Aşıkları dinlemeye köy odalarında başladım. Onları dinleye dinleye dinleme merakım arttı. 12 yaşımdan beri aşıkları dinliyorum." şeklinde konuştu.

"REYHANİ'Yİ DİNLEYİNCE AŞIKLARIN SEVDALISI OLDUM"

Erzurumlu Nuri Yılmaz da 44 yıldır aşıkları takip ettiğini anlatarak, "İlk olarak Reyhani'yi, onun Aşık Mevlüt İhsani'yle olan taşlamalarını, atışmalarını dinledim, sonra aşıkların sevdalısı oldum." ifadelerini kullandı.

Dinleyicilerin, aşıkların yaptığı işi devam etmesini sağladıklarına değinen Yılmaz, "Aşık olmayı çok istemiştim, Allah nasip etmedi. Ben de dinleyici oldum, senelerdir her atışmaya geliyorum." dedi.

Yılmaz, kültürün devamı noktasında aşıklar ve dinleyicilerin çok önemli olduğuna vurgu yaparak, "Aşıkların her bir sözünde mücevher var. Bu mücevherin nesilden nesle aktarılması için aşıkların gençlerin elinden tutması gerekir. Geleneğin devamında usta-çırak ilişkisi önemli." değerlendirmesinde bulundu.

Nuri Yılmaz, geleneğin devam etmesine katkılarından dolayı Erzurum Büyükşehir Belediyesine de teşekkür etti.

"AŞIKLIK GELENEĞİ DİNLEYENİ DE PİŞİREN OKUL"

İbrahim Erkal Dadaş Kültür ve Sanat Merkezi Müdürü Ergün Engin de aşıklık geleneğini yeniden canlandırmak istediklerini, merkezlerindeki organizasyonlarla geleneği yaşatmaya çalıştıklarını ifade etti.

Bu gelenekte dinleyicilerin ayrı bir yerinin olduğunu belirten Engin şunları kaydetti:

"Sahneye çıkan aşıklar kadar meseleye vakıf olan dinleyiciler var. Bazen aşıkların aklına gelmeyen şeyler olduğunda müdahil olup şunları oku diyorlar. Aşıklık geleneği dinleyeni de pişiren okul, eğitim yuvası. Dinleyiciler, şiire, felsefeye, duyguya hakim olan insanlardır. Dinleyicilerin aşıklardan tek eksiği ellerine saz alıp söylememeleri."

Atatürk Üniversitesi (AÜ) Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Ahmet Özgür Güvenç de dinleyicilerin anlatı geleneğinin ortaya çıktığı dönemden itibaren varlığını sürdürdüğünü söyledi.

Güvenç, dinleyicilerin gelenek açısından önemine değinerek, "Aşıklık geleneğinde dinleyicinin rolü, her şeyin açıklanmasında, hikayelerin anlatılmasında, şiirlerin söylenmesinde oldukça önemlidir." diye konuştu.