Asgari Ücret maratonu bugün başlıyor. Milyonlarca çalışanın gözü asgari ücret toplantılarından çıkacak karar çevrildi.Asgari ücret zammı için yapılacak görüşmelerin takvimi bugün belli olacak.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay ve TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol ile bugün bir araya gelecek.
Görüşmelerde işçi tarafını TÜRK-İŞ, işveren tarafını ise TİSK temsil edecek.Aralık ayı sonunda belirlenmesi beklenen yeni asgari ücret, 1 Ocak 2023''ten itibaren geçerli olacak.
5.500 TL olan asgari ücretin ne kadar artırılması gerektiğine ilişkin taraflar henüz bir rakam dile getirmedi.Bakan Bilgin, dün yaptığı açıklamada, asgari ücret tespit komisyonunun gelecek hafta toplanacağını dile getirdi.
Komisyonun yapacağı toplantıların ardından asgari ücrette yeni tutarı belirleyecek. Çalışmalar kapsamında dört toplantı yapılıyor.
Asgari ücreti, yasa gereği işçi, işveren ve hükümetten 5''er temsilci olmak üzere 15 kişiden oluşan bir komisyon belirliyor. Toplantıya bakanlığın belirlediği üyelerden biri başkanlık ediyor. Karar en az 10 üyenin katılımı ve oy çokluğuyla alınıyor. Eşitlik halinde ise başkanın bulunduğu tarafın çoğunluk sağladığı kabul ediliyor.
BEŞTEPE''DE ASGARİ ÜCRET ZİRVESİ YAPILDI
Diğer yandan dün Beştepe''de EYT ve asgari ücretin masaya yatırıldığı bir toplantı yapıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ve Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ile görüştü. Toplantı sonrası resmi bir açıklama yapılmadı.
"Enflasyonun tahribatı devam ediyor"
Bakan Bilgin, dün yaptığı açıklamada, "İşçilerimiz, Türkiye''nin emekçileri şundan emin olsunlar, onları enflasyona ezdirmeyeceğiz. Enflasyonun tahribatından koruyacak bir düzenlemeyi geçen sene yapmaya çalıştık, yüzde 50 zam vererek. O yetmedi hemen onun üzerine aritmetik olarak yüzde 80''in üzerinde, kümülatif olarak yüzde 94 küsur zam verdik ama enflasyonun tahribatı devam ediyor. Dolayısıyla bunu dikkate alan bir düzenleme yapacağız" dedi.
Daha önce ''yüzde 50 artış olur mu'' sorusuna Bilgin, "Hayali değil gerçekçi bir rakam üzerinde durmak lazım" yanıtını vermişti.
SENDİKALAR ALIM GÜCÜNE DİKKAT ÇEKİYOR
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, kasım ayında yaptığı açıklamada, "6 ay kala, 5 ay kala asgari ücret konuşulur mu? Umut mu satacağız? Emek mi satacağız? 5 ay kala herkes konuşuyor, yetkili yetkisiz. Konuşmanın ne faydası var? Konuşunca ne oluyor biliyor musunuz? Zalim işverenler, satıcılar, üreticiler var. Asgari ücret lafı çıktığı zaman zam yapmaya devam ediyorlar. İktidar muhalefet fark etmez, asgari ücret konuşulduğu zaman yumurtaya, peynire, ete, süte zam devam ediyor. Ağzımı açmıyorum. Asgari ücreti, görüşmeler başladığı zaman çıkıp konuşurum. Şimdi niye konuşayım?" ifadelerini kullanmıştı.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise asgari ücretin alım gücünün olağanüstü düştüğünü belirterek, “Alım gücü son derece önemli. Türkiye''nin asgari ücretliler toplumu olmaktan kurtarılması lazım" demişti.
Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Öz de “Asgari ücret ile çalışan 7 milyon vatandaşımızın ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için en azından 10 bin lira gibi bir rakamın verilmesi gerekir” şeklinde konuşmuştu.
İŞVERENLER TEMKİNLİ
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Özgür Burak Akkol, kasım ayında asgari ücrete ilişkin yaptığı açıklamada, "Biz yine elimizi taşın altına koyacağız. Yine üçlü imza ile bu süreci sonuçlandırmak istiyoruz. İşçilerimizin, işçi sendikalarımızın memnun olmadığı bir durumu arzu etmiyoruz. Bununla birlikte işverenlerin ağır maliyetler altında ezildiği bir durumu da istemiyoruz" ifadelerini kullanmıştı.
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ise geçtiğimiz günlerde, “Enflasyonun üzerinde, refah payı olan bir asgari ücret artışı olabilir. İşveren çalışanını enflasyona karşı korumak zorunda” açıklamasında bulunmuştu.
MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı da "Asıl olarak işçinin alım gücünün yükseltilmesi gerekiyor. Enflasyonu aşağı çekersek, alım gücü de yükselmiş olacak” demişti. Asmalı, baz etkisi ile enflasyonun aralıkta gerileyeceğini, enflasyonun 85’lerden yüzde 67’lere düşeceğini, bu sayede de alım gücünün yükseleceğini ifade etmişti.
