Saldırıyla birlikte ilk olarak, “Bundan böyle telefonlarımızdan bize suikast olur mu? Kullanmakta olduğumuz sıradan laptoplarımız bile bir gün bizim düşmanımız haline gelebilir mi?
İstihbarat servislerinin güçleri bizi bu tür şeylerle ortadan kaldırmaya yetecek mi?” gibi soruların gündeme geldiğine dikkat çeken Ardan Zentürk değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
"Bu soruların hepsini zaman içinde soracağız ve konuşacağız. Ana problemlerimiz biri siber güvenlik Ama bu arada şöyle bir hatırlatmakta yarar var. 2016 yılı itibariyle yaşanılan olaylar çerçevesinde Hizbullah, çok üst düzey bir komutanın cep telefonu takibi çerçevesinde öldürülmesini de belirterek, taraftarlarından veya kendisiyle bağlantılı olan herkesten cep telefonlarından uzak durmalarını istemiş.
Bunun yerine çağrı cihazlarına dönmüşler. Bir sipariş veriliyor Hizbullah tarafından ve İsrail’in ünlü Mossad’ı o siparişi yakalıyor. O sipariş Beyrut’a, Hizbullah’a sevk edilmeden önce Mossad siparişin üretim bandına sızıyor.
O çağrı cihazlarına bir sinyalle patlama kabiliyeti gösteren minik bomba yerleştiriyor. Şeytanın aklına gelmez ama onların akıllarına geliyor. Bunları Lübnan’a yolluyorlar ve uzun süredir bunlar orada kullanılıyor.
Niye yolladıklarını ilişkin İsrail medyasında çıkan haberlere göre Hizbullah'a karşı büyük bir harekat başlatacağı an İsrail bunları patlatmayı planlamış.
Yani öyle böyle değil… İkisi çocuk 12 kişi öldü deniliyor. 2750 yaralı var. Doktorlar gözlerini kaybeden yüzünün yarısı kaybolan çok insandan bahsediyorlar.
Bu öyle bir terör ki. Yani onların hepsini acaba Hizbullah mensupları mıydı yoksa onlar çoluk çocuğun da elinde miydi? İki çocuk öldüğüne göre öyle normal markette çalışan birileri de mi onu kullanıyordu?
Bu öyle korkunç bir şey… Batı medyası, bunu mesela İran yapsa, Türkiye yapsa var ya bizi tarihten silerler. Tarihin en büyük Siber terörler inden biri ama Hizbullah açısından da tarihin en büyük Siber Çöküşü. Yani bunu bunun önlemini almamaları büyük bir felaket.
Şimdi bu bizi nereye götürüyor? Bu bizi birkaç gün içinde İsrail'in Lübnan'ı işgal edeceğine güneyini işgal edeceğine götürüyor. Çünkü İsrail bunları patlatarak müthiş bir çöküş yarattı. Büyük bir moral çöküşü… İsrail Savunma Bakanı, “İsrail vatandaşları aylardır kuzeydeki evlerinden uzak yaşıyor. Hizbullah her geçen gün biraz daha Hamas'la bütünleşerek uzlaşmayı imkansız kılıyor.
İsrail'in kuzeyindeki yerleşim birimlerinin sorununu çözmek için için Lübnan'a girmeliyiz askeri harekat yapmak kaçınılmazdır” diyor. Aynı lafları, Amerikan Savunma Bakanı’na da telefonda söylüyor “Hizbullah, Hamas'la kader birliği yapıyor. O zaman bizim için de tek seçenek kalıyor: Lübnan'a girmek” diyor.
Netanyahu da aynı şeyi söylemiş. 60 bin insanı evlerine döndürmekten bahsediyor. Bölgedeki mevcut durumun kökten değişmesiyle bunun mümkün olacağını söylüyor. Yani patlamalar bir işgal harekatının, yeni bir
Cephenin, yeni bir ortadoğu cephesinin başlangıç noktası. Bunu böyle görmek gerekir. “Efendim buna Hizbullah cevap verir mi?, İran bilmem ne yapar mı?”
Geçin bunları, artık geçti… Bu kadar çok şeye hiçbir şey cevap veremediklerini göre demek ki elleri kolları bağlı bir vaziyetteler.
Ortadoğu gündemin 1. maddesi olmaya yeniden aday