Libya sorununun adını doğru koyalım. Operasyon NATO operasyonu mu, Birleşmiş Millet operasyonu mu? Belli değil, bilmiyoruz. Ama eğer operasyon Güvenlik Konseyi kararına göre yapılıyorsa. Önce ikiyüzlüleri ayıklayalım.
Eğer operasyon NATO operasyonu ise, askeri müdahale karşıtı olan AKP, onay vermiş demektir. Zira NATO ittifakında bir üye bile karşı çıksa operasyon yapılamaz, karar alınamaz. NATO saldırıyorsa, Tayyip Bey ve kabinesi onay vermiş demektir. Ne bekliyorduk? Irak’ta ABD, bir milyona yakın masum Iraklı Müslüman’ı katlederken, Amerikalı askerlerin evlerine sağ salim dönmesi için duacı olan onlar değil miydi?
Yok, operasyon Güvenlik Konseyi operasyonu ise. Birleşmiş Milletler üyesi Arap ve Müslüman ülkeler nerede? Irak savaşında olduğu gibi Başbakan’ın Arap kardeşleri milyonlarca kardeşlerinin katledilmesini ellerini ovuşturarak seyrediyor demektir. Arap milli kahramanı Tayyip Bey önlerine düşsün, Genel Kurul’u toplayıp Güvenlik Konseyi kararını iptal etsinler. Bu yolla Gazze ve Filistin daha fazla sevap kazanır. Genel Kurul kararını ne ABD ne de öteki beş daimi üye önleyebilir, veto edemezdi. Demek ki her zaman iddia ettiğimiz gibi Arap ve Müslüman kardeşliği palavra.
Öte yandan askeri operasyona karşı olduğunu açıklayan Çin ve Rusya’nın ikiyüzlülüğüne ne demeli? Bu arkadaşlar Güvenlik Konseyi daimi üyesi değil mi? Evet ve isteseler Konsey kararlarını veto ederek önleyemezler miydi? Veto etmediler. Demek ki iki yüzlülük yapıyor ve yalan söylüyorlar.
Muammer Kaddafi’nin ne denli anormal bir kişi olduğu konusunda kimsenin kuşkusu yok. Ama dünyadaki anormal kişiler silah gücüyle mi değiştirilir. Mesela ABD eski Başkanı George Bush’un Kaddafi ile arasında ne kadar büyük fark var? Hele hele kadın konusunda uçkuruna düşkün Sarkozy ile Berlusconi’nin Kaddafi’den farkı çadırda oturmamaları veya Hıristiyan olmaları mı? Ne yani Bush, Sarkozy ve Berlusconi’yi değiştirmek için Güvenlik Konseyi kararı ile hava saldırısı mı yapmak gerekir?
Bu konuda karar sizin. Oynanan uluslararası soytarılıklara inanmak. Olay, aslında özgürlük, demokrasi veya insan hakları değil, Batı’nın petrol ve Kuzey Irak’ı ele geçirme operasyonu. Bir tane bile Hıristiyan zalime operasyon düzenlemiyor Haçlı orduları. Vicdanınız el veriyorsa bu Haçlı seferini yürüten koalisyonun hizmetindeki Müslüman olduğunu söyleyen bir siyasi partiye de bu seçimlerde oy verin ve suç ortağı olarak Elhamdülillah deyin.
Hıristiyan dünyası kaybettiği Kuzey Afrika’yı yeniden ele geçirmek istiyor. Orada Mustafa Kemal’in özgürlük ve bağımsızlık savaşını örnek alan ülkelerden en fazla dayağı yiyen Fransa ve İtalya dikkat edin, öncü rolünde. Afrika’dan kaçırılan tüm Avrupa ülkeleri kuyruğa girip kuyruk acılarını gidermeye çalışıyor.
İyi de Türkiye bu politikada nerede. Nerede olacak, sömürge ülkelerin politikaları, efendilerinin politikasıdır. Onlara sorulmaz, yap denir yaparlar. Ne oldu Tayyip ve Abdullah Bey’in askeri operasyona karşı oldukları yolundaki açıklamaları? Aynı daha önce füze kalkanı yerleştirmeyiz, düğmesi bizde olsun dediklerinde olduğu gibi kimse adam yerine saymadı.
Evet, efendiler sıra bize gelmeye başladı bunu görün. Önce askerimizi yok ettiler. Orduyu lejyoner ordusuna çevirdiler. Generalleri, vatansever subayları içeri aldılar. Hiç aklınıza gelmiyor mu, bu paralı askerler ileride kim daha fazla para verirse onun adına savaşır diye? Parayı veren düdüğü çalar. Bizden daha fazla para verenler için silahı bize çevirmeyeceklerinin garantisi ne?
Sonra şu anda Güneydoğu’da yaşananlar Libya’da, Mısır’da, Tunus’ta muhaliflerin yaşadığı veya sergilediği muhalefetten farklı mı sanıyorsunuz? Avucunuzu yalayın.
Evet, nasıl askerleriniz, gazetecileriniz, doktorlarınız tutuklanırken sessiz kalıp sıra size gelmeye başladıysa, bir gün Güvenlik Konseyi’nden bir de sizin için karar çıkar, uçuşa kapalı hava sahası ve bombardıman için. O zaman ne yapmayı düşünüyorsunuz, Türkiye seninle gurur duyuyor diyen ağalar?
