Apandisit patlarsa ne olur?

Apandisit patlarsa ne olur?

Uzm. Dr. Sarp Kaya Görür, apandisit ile ilgili bilinmeyenleri anlattı, uyarılarda bulundu…

Apandisit, “Apendiks Vermiformis” veya daha yaygın bilinen adıyla “Kör Bağırsak” denilen Apandisitin erken tanı almaması ve patlaması hayati tehlike yaratabilir ve ölümle sonuçlanabilir. Uzm. Dr. Sarp Kaya Görür, apandisit ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

APANDİSİTİN GÖREVİ NEDİR?

Apandisit, “Apendiks Vermiformis” veya daha yaygın bilinen adıyla “Kör Bağırsak” denilen organın iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Vermiformis kelimesi “solucan gibi” anlamına gelmektedir. Apendiks Vermiformis veya “Kör Bağırsak”; ince bağırsaklarımızın, kalın bağırsağımız yani kolonumuz ile bağlandığı yer olan karnın sağ alt kadranında yer alır. Yarım santim kalınlığında ve 6 ila 9 santim uzunluğundadır.

Yıllar boyunca apandisitin bir işe yaramadığı düşünülmüş; insanın taş devrinden bugüne kadar olan evrim yolculuğundan kalan bir kalıntı olarak bilinmiştir. Ancak günümüzde, vücudun koruma mekanizması olan bağışıklık sisteminin, özellikle mide-bağırsak sistemi içerisinde görev alan hücrelerinin gelişiminde ve bağırsak florasının (tüm ince ve kalın bağırsaklarımızda bulunan ve sindirim sistemimize yardımcı olan ve çeşitli faydalar sağlayan mikroorganizma tabakası) oluşumu ve idamesinde fonksiyon gördüğüne dair kanıtlar ortaya çıkmaya başlamıştır.

Apendiks Vermiformisin iltihaplanması durumuna “akut apandisit” veya kısaca “apandisit” diyoruz. Genellikle yanlış olarak organın sağlıklı halinin de adının apandisit olduğu düşünülür. Fakat bu yanlıştır.

APANDİSİT İLTİHABI BELİRTİLERİ

Apandisit iltihabının klasik belirtisi; yaygın olarak tüm karında başlayıp sonra karnın sağ alt kadranında (bölgesinde) toplanan ağır ve şiddetli ağrıdır. Bu ağrıya sıklıkla iştah kaybı eşlik eder. Bulantı olabilir ancak ağrı başladıktan çok sonra ortaya çıkar. Eğer önce bulantı ve kusma başlarsa bu durum, apandisit iltihabından ziyade besin zehirlenmesi veya farklı bir hastalığın belirtisi de olabilir. Eğer iltihap şiddetlenirse hastanın ateşi çıkabilir.

Apandisit iltihabı belirtileri, gebelerde biraz daha karışıktır. Gebelikte anne adayının vücudunda ağrıya tolerans artmış ve karın duvarı, büyümekte olan rahime yer açmak için gevşemiştir. Bu nedenle ağrı, klasik şekilde görülmeyebilir. Muayene bulguları da her zaman hekimi doğru şekilde yönlendiremez.

Göğüs kemiği arkasında yanma benzeri yakıcı ağrı,

Bağırsak alışkanlıklarında değişiklik veya düzensizlik,

Aşırı gaz gibi son derece belirsiz ve atipik semptomlar olabilir.

Ayrıca rahmin büyümesi ve kalın bağırsağı yukarı itmesiyle beraber Apendiks Vermiformisin yeri, karnın önce sağ yanına sonra sağ üst tarafına doğru değişir ve ağrı bu bölgelerde veya sırtta hissedilebilir.

Gebelikte apandisitin belirtileri müphem bir karın ağrısına ilaveten;

Gebelerde apandisit tanısını atlamamak için hekimin;

Çok detaylı hasta hikayesi alması,

Detaylı muayene yapması,

Hekimin apandisit şüphesi devam ediyorsa bebeğe zarar vermeyen tek yöntem olması nedeniyle Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) ile karın içini incelemesi gerekir.

Gebelerde apandisitin delinmesi durumunda (perforasyon) bebek yüzde 36 ihtimalle kaybedilebilir. Bu oran neredeyse her üç vakadan bir tanesi anlamına gelmektedir.

İLTİHAPLANMA NEDEN OLUR?

Apendiks Vermiformis, solucan benzeri ince uzun bir tüp gibidir. Bir ucu kapalıdır. Diğer ucu ise kalın bağırsakla ilintilidir.

Apandisitin açık ucu;

Yemek artıkları,

Parazitler,

Buradaki lenf bezlerinin şişmesi,

Taşlaşmış bağırsak atıkları sebebiyle tıkanabilir.

Açık olan ucun herhangi bir nedenle tıkanması, Apendiks Vermiformisin içinde oluşan salgıların boşalamayıp birikmesine ve kör bağırsağın şişmeye başlamasına sebep olur. Şişme ve gerginlik belli bir dereceye ulaştığında karın ağrısı başlar. Kör bağırsak içindeki gerilmenin ve basıncın artmasıyla buraya gelen toplardamarlar kapanır ve ödem daha da şiddetlenir. Bu esnada içeride biriken sıvıdaki bakteriler, vücudun tüm savunma mekanizmalarından uzak olmayı fırsat bilerek çoğalmaya başlarlar. Tüm bu olanlar sonucunda organ iyice iltihaplanır. Bu noktada hastanın karın ağrısı, sağ alt bölgeye iyice yerleşir. Bu durum akut apandisit hastalığı olarak adlandırılır.

Eğer dolaşım iyice bozulur ve içerideki basınç daha da artarsa, bir balon gibi şişen kör bağırsak, delinir ve içindeki bakteri dolu sıvı, karnın içerisine akar. Bu duruma da sıklıkla “apandisit patlaması” veya perforasyonu yani delinmesi denilir.

İLTİHAPLANMASI HER YAŞ GRUBUNDA GÖRÜLÜR MÜ?

Apandisit her yaş grubunda görülür. Ancak sıklıkla 20’li ve 30’lu yaşlarda ortaya çıkar. Kadınlarda ve erkeklerde apandisit riski hemen hemen aynıdır. Lakin erkeklerde kadınlara nazaran daha sık görülür.

Çocuklarda apandisit iltihaplanması görülebilir mi?

Maalesef ki çocuklarda da akut apandisit hastalığı görülebilmektedir. Her 8 çocuktan 1’i akut apandisit ön tanısıyla hastanelerin acil servisine getirilmektedir. Bunların da yarıya yakını akut apandisit tanısı almakta ve ameliyat edilmektedirler.

Çocuklarda akut apandisitin belirtileri ve bulguları temel olarak yetişkinlerdeki belirtilerle benzerlik gösterir.

Karında şişlik,

Uykuya meyil veya huzursuzlukla belirti verebilir.

Bebeklik döneminin ilk dört haftası yani yenidoğanlarda apandisit;

Okul çağı çocukları genellikle zamanında apandisit tanısı alabilmektedirler. Ancak okul öncesi çocukların hem beden farkındalığının düşük olması ve kendilerini zor ifade etmeleri hem de bağışıklık sistemlerinin henüz tam gelişmemesi nedeniyle tanı konulduğunda genellikle apandisit perforasyonu yani delinmesi mevcuttur.

TANISI NASIL KONUR?

Akut apandisit teşhisi, genellikle hasta hikayesinin detaylı alınması ve fizik muayeneyle erkeklerde yüzde 90’a, kadınlardaysa yüzde 80’e yakın bir netlikte konulabilir.

Hastanın gebe, çocuk veya yaşlı olduğu durumlar gibi atipik ve riskli gruplara ait vakalarda, hatalı tanı ve bunun sonucunda yapılacak bir negatif keşif ameliyatının (ameliyat sırasında hastanın apandisit olmadığının anlaşılması) hastaya zarar verme ihtimali olması ve ameliyat sonrası çeşitli sağlık sorunları yaşanma riski taşıması nedeniyle apandisit tanısı netleştirilmelidir.
Tanıyı netleştirmek veya desteklemek için ilave kan tahlilleri ve görüntüleme yöntemleri kullanılabilir. Genellikle hızlı olması ve radyasyon içermemesi nedeniyle ultrasonografi ilk tercih edilen yöntemdir. Genç kadınlarda ve ileri yaşlı hastalarda ultrasonografinin sonuç vermemesi durumunda bilgisayarlı tomografi kullanılması diğer olası hastalıkların atlanmaması için değerlidir.
Gebelerde ise daha önce bahsedildiği üzere, radyasyon içermemesi ve detay sağlayabilmesi nedeniyle Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) ile tanı netleştirilmeye çalışılır. Eğer şüphe çok yüksek lakin hiç bir yöntemle sonuç alınamıyorsa hasta, ameliyathaneye alınarak genel anestezi altında göbekten girilen 5mm’lik bir kamerayla karın içi incelenerek kesin tanı konulabilmektedir.

NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Apandisitin tedavisi cerrahi operasyondur. Geçmişte bazı vakalara damardan antibiyotik verilerek tedavi denenmişse de bu vakaların yaklaşık dörtte biri, bir sene içerisinde yeniden apandisit olmuş, daha kötü ve ilerlemiş bir halde ameliyata alınmışlardır. Bu nedenle apandisit tedavisinde “antibiyotik ile takip” yöntemi günümüzde tercih edilen bir yaklaşım değildir. Apandisit ameliyatı, açık(klasik) veya kapalı (laparoskopik) cerrahi yöntemler kullanılarak yapılabilir. Robotik teknoloji hem çok pahalı olması hem de laparoskopiye göre daha büyük kesiler gerektirmesi nedeniyle apandisit ameliyatı için tercih edilmemektedir.

APANDİSİT AMELİYATI NASIL YAPILIR?

Ameliyat sırasında genel anestezi altında hastanın iltihaplanmış olan kör bağırsağı yani apandisit çıkartılır. Kalın bağırsağa bağlandığı bölge yani kök kısmı bir dikiş, düğüm veya mekanik cerrahi kesici araçlarla (stapler) kapatılır. Bölgeye sızmış olan iltihap varsa temizlenir. Apandisit cerrahisinde; açık ve kapalı ameliyatların her ikisi de tercih edilebilir yöntemlerdir. Her ikisinin de artıları ve eksileri vardır. Günümüzde kapalı cerrahi yöntemler giderek daha çok popüler hale gelmelerine rağmen hekim, hastanın;

Kilosuna,

Vücut tipine,
Yaşına,

Cinsiyetine,

İltihabın derecesine göre hasta için en uygun yönteme başvuracaktır.

Çok önemli diğer bir nokta da yüzde 1 kadar hastada karşılaşılan akut apandisitin bu bölgede henüz yeni başlayan bir kansere bağlı olarak gelişebileceğidir. Bu nedenle hastalar ve hekimler çıkarılan parçanın patoloji raporunu mutlaka takip etmeli ve kanser veya kanser öncülü bir durumun görülmediğini teyit etmelidirler.