İnsanoğlunun tarih boyu merak ettiği konudur.
"Uzayda bizden başka yaşayan canlılar var mı?"
Bu soru hemen hemen her astronoma sorulur..
Hiçbiri evet, ya da hayır demez..
Çünkü bilim kanıt ister..
Bilim kanıt yoksa kesin karar vermez..
Peki kanıtın yokluğu, yokluğun kanıtı mıdır?
Dünyanın en iyi uzay bilimcisi, astrobiolog Carl Sagan söyledi bu sözü..
"Evren''de yalnız olduğumuzu düşünmek, okyanustan bir bardak su alıp balinalar yok demekle aynı şey."
Sagan BBC''de kendisine iletilen bir soruya da şu yanıtı vermişti.
"Eğer sadece dünyamızda yaşam varsa, bu kadar büyük, uçsuz bucaksız bu evrene ne gerek vardı? Tanrı bu kadar cimri olabilir mi?"
Carl Sagan''ın uçsuz bucaksız dediği evreni şöyle anlatmak gerekiyor..
Biz geceleri gökyüzüne baktığımızda sadece dünyamızın da içinde yer aldığı samanyolu galaksinini görebiliyoruz.
Evrende bizim galaksimiz gibi milyarlarcası var..
Gökbilimciler sadece bizim galaksimizde 400.000.000.000(milyar) yıldız olduğu görüşünde..
Bu yıldızların 30.000.000.000''ının gezegenleri olduğu düşünülüyor..
Bu gezegenlerden 17.000.000.000''ının boyutları dünyaya yakın ölçülerde..
Bu rakamları tüm evrene yaymaya çalışırsak, çıkan sayıların altında eziliriz.
Dünya bugünlerde yine uzaylılarla çalkalanıyor.
Çok ülkede UFO paniği yaşanıyor.
Amerika 4 UFO''ya benzer uzay aracı düşürdüğünü açıkladı. İngiltere, Çin alarm verdi.
Ama düşürülenler henüz kamuoyuyla paylaşılmadı.
Bilim kanıt istediği için bugün "Uzayda bizden başka yaşam var" diyemiyor..
Ancak antik uygarlıklar, kadim kültürler uzayda bizden başka yaşayan zeki varlıklar olduğuna ve dünyayı defalarca ziyaret ettiklerine inanıyordu.
Bunları destanlarına, kutsal kitaplarına yazdılar.
Mağaralara çizdiler, tapınaklarına kazıdılar.
Binlerce yıl önce kireç taşından yapılan uçak ve roket maketleri var..
Binlerce yıl önce yapılmış astronot kıyafetli insanların heykelleri müzelerde.
Latin Amerika''da uzay aracı içinde betimlenmiş insan çizimleri var.
Piramitlerin artık yıldızlara göre yapıldığını biliyoruz.
Hintliler''in Mahabharata "Büyük Bharata" destanı 10000 yıl önce yaşanmış, gök savaşlarından söz eder..
Öyle ki, destanda dönemin ateş saçan savaş uçakları "Vimana"lar en ince ayrıntısına kadar anlatılır..
Sümer tabletleri "Gökten inenler" anlamına gelen "Annunakiler"in uzay bilgilerinden sözeder.
Aztek, Maya, İnka tapınaklarında, yazıtlarında ve efsanelerinde hep dünyayı ziyaret eden ve kendilerine uygarlığı öğreten uzaylılar yer alır..
Maya Kralı Pakal 2000 yıl önce bir roketin içinde betimlendi.
Persler tanrıları Ahura Mazda''yı 3000 yıl önce uçan kanatlı bir diskin üzerinde çizdiler..
Afrika''dan Avrupa''ya, Amerika''dan Asya''ya tüm dünya mitlerinde uzaylılar hep var.
Tevrad''ta Hezeikel peygamberin göksel ziyaretçilerinden sözediliyor..Hezeikel''in gökyüzüne çıktığı uzay aracı en detaylı şekilde anlatılıyor..
Tüm bunların bize verdiği mesaj ne?..
Bazı biliminsanları bunları ilkel insanın doğa karşısındaki acizliğine ve hayallerine bağlıyor..
O zaman şu soru gündeme gelmiyor mu?.
İnsan görmediğini bir şeyi nasıl hayal eder?..
Bu konuda bir başka tez de şu.
"Uzayda bizden başka zeki varlıklar olsa bile, ne onların bize, ne de bizim onlara gitme şansımız var."
Gerçekten de öyle mi acaba?..
Einstein''in 100 yıl önce ileri sürdüğü teori bugün kanıtlandı..
Genel görelilik teorisine göre yerçekimi, maddenin varlığı nedeniyle uzayın ve zamanın bükülmesine neden oluyor..
Yani evrende kısa yollar var..
Eğer içinden geçilebilinirse binlerce ışık yılı uzaklıklaki mesafeler aslında bakkal kadar yakın..
Colombia Üniversitesi astrofizikçilerinden Szabolcs Marka, bu buluşu açıklarken “Gökler artık eskisi gibi olmayacak” dedi.
Çok önemli bir söz bu..
İnsanoğlu uzay konusunda henüz emekliyor..
Bugün uzaylıların varlığı ile ilgili elimizde net kanıt olmayabilir..
Ama Carl Sagan''ın dediği gibi..
Kanıtın yokluğu, yokluğun kanıtı olamaz!..
