Gazete Duvar'dan Ceren Deniz'in haberine göre, depreme dayanıklı yapının bileşenlerinin zemin etüdü, doğru proje ve standarda uygun malzeme olduğunu belirten uzmanlar, yaptıkları araştırmalar ışığında Antalya’nın deprem riski taşıyan bölgelerini anlattı.
PROFESÖR NACİ GÖRÜR UYARDI
Geçen günlerde "Depreme Dirençli Bir Antalya" konulu panele katılan Bilim Akademisi Üyesi, yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Antalya Körfezi’nde zemin yapısı dikkate alınmadan verilen imar izinlerinin faciaya davetiye niteliğinde olduğunu söylemiş, yapılaşmaya açılan alüvyonlu, zemini sulu bölgelerinin, olası bir depremde sulara gömülebileceği uyarısında bulunmuştu.
ARAŞTIRMALAR DESTEKLEDİ
Antalya’nın zemin yapısı bakımından 3 ayrı bölge olarak incelendiği ve farklı risklerin tespit edildiği araştırmalar da Görür’ün bu uyarısını destekler nitelikte. Antalya Limanı-Boğaçayı hattında yeraltı suyunun yüzeye yakınlığına, sahil bandında bulunan falezlerdeki kaymaya ve Lara’daki kumullara işaret eden uzmanlar, her bölgenin kendine özgü çözümler gerektiren problemlerini içeren kapsamlı bir zemin haritasının acilen oluşturulması çağrısı yaptı.
“İLLA CAN VERMEMİZ Mİ GEREKİYOR?”
Akdeniz kıyı bandında jöle kıvamındaki zemin yapısına rağmen yapılaşmaya açılan bölgeler olduğuna vurgu yapan Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Başkanı Bayram Ali Çeltik, şehrin zemin yapısına uygun olmayan yapılaşma yüzünden ciddi deprem riskleriyle karşı karşıya olduğunun altını çizdi.
Çeltik, zemin kaynaklı tehlikeyi şöyle anlattı: “Antalya’da güney hattında bulunan körfezde batma-çıkma dediğimiz fay zonu var. Bir kıyı kentiyiz ve kıyılarımızın yüzde 90’ı jöle kıvamında. Şehirde yeraltı su seviyesi yüksek. Zeminde sert bir sıkışma halinde bölgedeki yapılar suyun üzerinde kibrit çöpleri gibi yüzer. Merkezden Toroslar’a kadar durum böyle. Şehirde birçok yerin imara bile açılmaması gerekiyordu, açıldı ve yeterli düzeyde kontrol yok. Bu uyarılar hâlâ kulak ardı ediliyor. İlla can vermemiz mi gerekiyor?
“TUZLU SU ZEMİNİ OYDU”
Konyaaltı’nda denizle çayın birleştirildiği ve akarsu yatağının akış düzeninin değiştirildiği Boğaçayı projesinden sonra bölgeye dolan tuzlu suyun zemini tahrip ettiğini söyleyen jeofizik mühendisi Engin Erarsran, önlem alınmazsa, olası bir depremde bölgede sağlam bina kalmayacağı uyarısında bulundu. Bölgedeki yerleşimlerin altını oyan ‘zemin sıvılaşması’ riskine dikkat çeken Erarslan, eğer önlem alınmazsa olası bir depremde sağlam bina kalmayacağı uyarısında bulundu.