Anne adaylarına hamilelikte beslenme uyarıları

Anne adaylarına hamilelikte beslenme uyarıları

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Faruk Suat Dede, anne adayları için bitki çayları, kahve, alkol, yumurta ve et ürünlerinin zararlarını anlatarak uyarılarda bulundu.

İHA’nın haberine göre; Anne adaylarının hamile olduklarını öğrenmeleri ile birlikte sağlıklı bir gebelik süreci geçirmeleri ve bebeklerine sağlıklı bir şekilde kavuşmaları için bazı yaşam alışkanlıklarını değiştirmeleri gerekiyor. 

“Sağlıklı ilerleyen gebeliklerde anne adaylarımız ve bebek için belirli yiyecek ve içeceklerin kesinlikle tüketilmemesi gerekir” diyen tıbbi danışmanlarından Prof. Dr. Dede şunları belirtti:

“Örneğin cıva oldukça zehirli bir kimyasal element. Yüksek miktarda cıva içeren balıklardan hamilelik süresince anne adaylarının mutlaka uzak durması gerekir. Denizlerdeki kirlenmeye paralel olarak köpek balığı, kılıç balığı, orkinos, tuna gibi iri balıklarda yüksek miktarda cıva bulunuyor. Cıva sinir sistemini, bağışıklık sistemini ve böbrekleri olumsuz etkiliyor. Bu nedenle bu tür iri balıkların etinin hamilelik döneminde tüketilmemesi gerekir. Özellikle karaciğer başta olmak üzere anne adayları sakatat ve av hayvanı etlerini yememeli. Sakatat etlerinde yüksek miktarda bulunan A vitamini çok fazla alınırsa düşük veya bebekte sakatlıklara neden olabilir”

“ÇİĞ ET, BALIK VE AZ PİŞMİŞ YUMURTA ERKEN DOĞUM NEDENİ”

Prof. Dr. Dede, şunları belirtti:

“Öncelikle çiğ ya da az pişmiş et, yumurta ve balık kesinlikle tüketilmemelidir. Sahanda az pişmiş yumurta ne olabilir ki yerim gider ya da ben eti kanlı seviyorum biraz ateş yüzü görsün yeter. Bunlar günlük hayatta masum istekler gibi görünse de gebelikte tehlikelidir. Bu ürünlerin az pişmiş ya da çiğ olması durumunda salmonella isimli bakteri bulunabilir ve bu mikroorganizmaya bağlı olarak zehirlenmeler, hamilelik döneminde düşük ve erken doğum gibi sorunlar ortaya çıkabilir”

“KAN BASINCINI ARTIRAN ADAÇAYI PLASENTANIN ERKEN AYRILMASINA NEDEN OLABİLİR”

Bitki çaylarının da bilinçli kullanılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Faruk Suat Dede sözlerini şu şekilde bitirdi:

“Örneğin gebelik sürecinde anne adaylarının adaçayı, kuşburnu, rezene, biberiye, kekik, yonca, hibiscus (hatmi) ve civanperçemi bitki çaylarını tüketmesi güvenli değildir. Ya da adaçayı, hamileliğin özellikle ikinci ve üçüncü üç aylık dönemlerinde, kan basıncını artırıcı etkisiyle, yüksek tansiyona eğilimi olan gebelerde plasentanın erken ayrılmasına neden olabilir. Bu nedenle de doktora danışılmadan tüketilmemesi gerekiyor. Anne adaylarımız hamilelik dönemlerinde siyah çay, yeşilçay, zencefil, limon otu, nane çayı gibi çayları güvenle tüketebilirler. Alkol kullanan anne adaylarının bebeklerinde yüz deformiteleri ve kalp anormallikleri gelişebilir. Alkol kullanan anne adayları daha sık düşük yapıyor ve ölü doğum riskiyle karşı karşıya kalıyor. Hamilelikte alınan kafein miktarının 200 miligramın altında olması önerilir. Bu da yaklaşık 1 fincan filtre kahve, 2 fincan Türk kahvesi veya espresso ve 2-3 bardak siyah veya yeşil çaya eşittir. Yüksek kafein miktarlarına bağlı olarak düşük olasılığı artar. Düşük doğum ağırlığı veya doğumda güçlük olasılığı yükselir.”

Anne adaylarının hamilelikte çok hassas olduğunu ve çok bilinçli hareket ettiğini söyleyen WeParents.co Kurucusu Selin Çelik Şengöz ise şunları söyledi:

“Anne ve baba adaylarımız için oldukça hassas olan bu dönemde, onlara destek olmak için platformumuz var. Adaylara, gebelik öncesi dönemden ilkokul dönemine kadar ihtiyaç duyabilecekleri bilgi ve hizmetleri, bütüncül bir yaklaşımla branşlarında uzmanlaşmış tıp doktorları ve diğer uzmanlar aracılığıyla sunuyoruz. Aileler merak ettiği tüm soruları canlı yayınlanan etkinlikler sırasında uzmanlara sorabiliyor. Hamile annelerimiz hafta hafta gebelik süreciyle ilgili detaylı bilgilere, hamilelikte su içme hatırlatıcısı, vitamin hatırlatıcısı ve tarama testleriyle ilgili bilgilendirmeler gibi birçok özellikten ücretsiz olarak faydalanabiliyor. Ebeveynlerin farkındalığını ve bilgi düzeyini destekleyerek, daha konforlu ve düşük kaygı seviyesinde bir süreç geçirmelerini sağlamayı hedefliyoruz”

İlgili Haberler