Annan Planı referandumu yıldönümünde gerçekler!
Geçtiğimiz 24 Nisan tarihi Kıbrıs Türk halkının sonunu getirecek, Ada''da yok oluşumuzun zeminini hazırlayacak Annan Planı referandumunun 18.yıldönümüydü. Bu Plan emperyalist Batı''nın adayı Yunan yapma gayretlerinin ne ilk ne de sonuncu girişimiydi. Önümüzdeki süreçte de Kıbrıs Türk halkına ve Türkiye''ye yeni dayatma planların sunulacağından, oldubittilerle yeni oyunların, tuzakların devreye koyulacağından hiç kuşkunuz olmasın. Bu şer planlara karşı uyanık olunmalı ve gerekli karşı hazırlıklar yapılmalıdır. 1968''de başlayan ve aralıklarla süren müzakere süreçleri en son 2017''de Crans Montana''da çöktü. 2017 sonrasında BM iyi niyet misyonu çerçevesinde taraflar arasında başlatılan ''ortak zemin bulma'' arayışları Rum-Yunan ikilisinin bilinen uzlaşmaz tutumu nedeniyle başarıya ulaşmazken, Kıbrıs Türk halkı 18 Ekim 2020''de gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçiminde federal çözüm isteyen teslimiyetçi/tavizci Akıncı yerine egemen eşitlik temelinde iki devletin işbirliğine dayalı çözüm siyaseti ortaya koyan Ersin Tatar''ı cumhurbaşkanlığı görevine getirdi. Tatar''ın cumhurbaşkanlığı görevine seçilmesinin ardından BM Genel Sekreteri Antonio Guterres''in çağrısı üzerine gayrı resmi 5+1 Kıbrıs Konferansı 27-29 Nisan 2021''de Cenevre''de sonuç alınamayan bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantı sonrasında BM Genel Sekreteri Guterres''in federasyon müzakere süreçlerinin başarısızlıkla sonuçlandığının ilan etmesi beklenirken, Guterres ikinci bir 5+1 Kıbrıs Konferansı''na kapıyı açık tuttu ve tarafların ortak zemin arayışlarını sürdürmelerini istedi. Guterres''in AB ve ABD''nin baskısı ile çökmüş, iflas etmiş BM parametreleri çerçevesinde federal çözüm hedefiyle müzakere sürecini zorlaması büyük bir skandal ve rezalet olarak kayıtlara geçti. KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ve Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk fırsatta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres''e Annan Planı''nın Rumlar tarafından reddedilmesinin üzerinden 18 yıl geçtiğini dikkate getirmeli,1968''den günümüze çöken süreçleri hatırlatmalı, federal çözümün Türkiye ve KKTC için tükendiğini, ortak zeminin bulunamadığını, bundan sonra sadece iki devletli çözümün ve KKTC''nin eşit uluslararası statüsünün kabul edilmesiyle görüşmelerin başlayabileceğini anlatmalı ve Kıbrıs''ta ''federal çözümün tamamen çöktüğünü'' resmen ilan etmesini talep etmelidir. ABD''nin Güney Kıbrıs''taki büyükelçiliğinin Kıbrıs''ta eşzamanlı yapılan Annan Planı referandumlarında gençlerin tavrıyla ilgili 2005''te ABD Dışişleri Bakanlığı''na gönderdiği gizli telgraf Rum basınına yansıdı. Fileleftheros''un "2004 Referandumuyla İlgili Gizli Telgraf... ABD''nin Araştırması Gençlerin Katı Görüşlerini Gösterdi" başlıklı haberine göre, ABD tarafından yapılan araştırma 18-24 yaş aralığındaki Rum gençlerin yüzde 90''ının plana "hayır" oyu kullandığını ortaya çıkardı. Habere göre, Amerikalılar, Rum gençlerin bu tavrından Güney''deki eğitim, eğitimciler, Kilise ve RMMO''daki askerlik sürelerini sorumlu tutuyor. Rum gençler yanında yetişkinlerin büyük çoğunluğunun yeniden birleşmeye karşı oldukları ve tek hedeflerinin adayı Yunan yapmak olduğu bir kez daha ABD telgrafı ile tescillenmiş oldu. Bu gerçeği aklımızdan hiçbir zaman çıkarmamalıyız. Eski Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis, Alithia''ya verdiği özel röportajda 7 Temmuz 2017''de Crans Montana''da Genel Sekreter''in konferansın sonuçsuz kaldığını açıkladığı sabah saatlerinde teslimiyetçi/tavizci Akıncı''nın müzakerecisi Özdil Nami ile sarılıp ağlamalarının, görevi sırasında yaşadığı en dramatik an olduğunu belirtti. KKTC topraklarının Ruma peşkeş çekildiği, Anavatan Türkiye''nin garantörlüğünün pazarlık konusu yapıldığı ve siyasi eşitliğimizin yok sayıldığı Crans Montana''daki başarısızlığa ağlayanlar, sızlayanlar arasında müzakerecilik görevindeki bir Türkün, bir Rum sevicinin olması ibretliktir.
Gelinen noktada KKTC Meclisi''nde yüzde 60 gibi yüksek bir oranla temsil edilen, 50 sandalyenin 32''sine sahip olan devletine bağlı, iki devletli çözümden yana partilerin Meclis''ten federasyonu yasaklayan ve egemen eşitliğimize dayalı iki devletli çözümü resmi siyasetimiz yapacak bir kararı almaları en gerçekçi yol olacaktır.