Ankara'da tuhaf şeyler olurken Başbakan susuyor!
Saat 15.00
Gazetemiz erken baskıya girdiği için yazımı vermek zorundayım.
Ankara’daki tablo şudur:
TV’lerden TSK’nın K.Irak’dan çekilmeye başlandığı görüntüleri yayınlanıyor.
Ardı ardına yorumlar ve tereddütler.
Gazetelere tekrar göz atıyorum.
Türkiye’nin en çok satan gazetelerin manşetlerinde şunlar var:
Sabah: “Org.Büyükanıt: Bazen kısa süre bir yıldır.”
Akşam: “Vecdi Gönül: Kandil düşmeden dönüş yok.”
Milliyet: “İşimiz bitince döneriz.”
Yeniçağ: “Ne zaman biterse o zaman döneriz.”
Zaman: “Devletin ortak mesajı: İşimiz bitince çıkarız.”
Cumhuriyet: “Kısa süre izafi bir kavram.”
Gazeteler elbette bir gün önceki Ankara havasını ve bakışını yansıtıyor.
ABD Savunma Bakanı Gates Başkent’e gelmiş ve çekilin mesajını vermiş ama devlet buna manşetlere yansıdığı gibi karşı bir tepkiyi vermiş.
Dün bizim sütunumuzdan da övgü alan bu tavır dün sabah adeta ters yüz oldu.
ABD Başkanı Bush’un akşam saatlerinde yaptığı açıklama sonrasında garip bir tablo ortaya çıktı.
Zap’da operasyon yapan birliklerin çekildiği haberleri yayınlanmaya ve görüntüleri sunulmaya başlandı.
Irak’ın Kürt Dışişleri Bakanı Barzani’nin dayısı Hoşyer Zebari “TSK çekiliyor” dedi.
Herkes, “olmaz öyle şey, böyle bir şey sözkonusu olsa Devlet yetkilileri bir gün önce böyle konuşmaz” derken Genelkurmay’dan 12.20 sularında bir açıklama:
“Konu ile ilgili olarak ilerleyen saatlerde açıklama yapacağız.”
Kafalar karışıyor...
Genelkurmay peşin bir hüküm ile çekilme yok demiyor, açıklamayı bekleyin diyor.
Neredeyse bütün Türkiye ve uluslararası ajanslar Genelkurmay’ı beklerken aradan epey bir zaman geçmesine rağmen açıklama henüz yok.
Bu arada ilginç bir gelişme oluyor.
Genelkurmay Harekat Başkanı, Başbakanlığa gidip ekonomi toplantısında olan Tayyip Erdoğan’ın toplantısını kesip onunla görüşüyor.
Bir başka haber, Başbakan Erdoğan’ın her ay yaptığı ulusa sesleniş konuşma metnini dün öğle sonrasında son anda değiştirdiğinin duyurulmasıydı.
Bütün bunlar Ankara’da dün saat 15.00 suları itibarıyla belirsizliğin egemenliğine işaret ediyordu.
Açıklama yapıldığında Genelkurmay belki, “topyekün çekilme yok” ya da “zaten çekilecektik, hedefe varıldı” diyebilir ama, böyle bir şey doğrusu anlaşılır olmaz.
Öyle ya bir gün önce bütün devlet büyükleri koro halinde çekilme yok derken, ABD Başkanı Bush’un ültimatomu sonrasında çekilmek, öyle olmasa da farklı yorumları beraberinde getirecektir.
Eğer çekilme Başkan Bush’un malum sözleri öncesinde olsaydı ya da Bush öyle bir çıkış yapmasaydı çekilme normal karşılanabilirdi. Oysa şu saat itibariyle var olan görüntü maalesef “ABD bastırdı ve AKP hükümeti ile TSK boyun eğerek geri çekildi” şeklindedir.
Biz her şeye rağmen Genelkurmay’ın böyle bir görüntünün hasıl olmaması için açıklamasında dikkatlı olacağı kanaatindeyiz.
Türkiye eğer ABD dayatması ya da ültimatomu ile aylardır isteyip hazırlık yaptığı bir harekatı yarım günde iptal ediyorsa o zaman durup ciddi ciddi düşünmek gerekiyor... Yok harekat için bir hafta diye söz verildi ise o zaman dünkü açıklamalar neyin nesidir? Böyle bir söz verilse bile Bush’un ultimatomu sonrasında hemen geri çekilme olacak şey değildir.
Bu arada açıklama işini Genelkurmay’ın üstlenmesini de anlamış değiliz.
Öyle ya, sorumlu olan hükümet ve Başbakan değil midir? Genelkurmay Başbakanlığa bağlı değil mi?
Kahveciler Derneği toplantısında bile konuşan Başbakan acaba dün bütün gün niye sustu ve topu Genelkurmay’a attı.
Dün devlette umur görmüş bir büyüğüm Tayyip bey’in hesabı TSK ile ABD’yi karşı karşıya getirmek olabilir mi sorusunu sordu.
Hayır biz böyle bir şeye asla ihtimal vermeyiz.
Ancak, Tayyip Bey’in suskunluğunu da elbette izahta zorlanırız.
En iyisi Genelkurmay açıklaması ile Başbakan’ın akşam yapacağı konuşmayı beklemek... Onları görmeden peşin bir hüküm yanıltıcı olabilir.
Son sözsüm şudur:
Ülkem adına çok şaşkın ve de üzgünüm.
+++++
Kurtlar Vadisi Rezaleti ve Rtük!
Show TV’de adı Kurtlar Vadisi olan çok izlenen bir dizi var.
Bu dizide siyasi konularda güncel atıflar da yapılıyor.
Neredeyse her hafta sıcak konularla ilgili mesajlar serpiştiriliyor.
Önceki akşam yayınlanan bölümde de ilginç atıf ya da benzetmeler vardı.
Dizi de devlet içinde yasadışı örgütlenen çete liderinin Danıştay saldırısı için tetikçiye vur emrini verdiği sahneleniyor.
Tam bir dehşet fotoğrafı.
Öyle ya Danıştay saldırısının faili belli.
Şuçu işleyenin tutumu ortada.
Dahası, tetikçinin babasının tavırları da kamuoyunun malumu.
En önemlisi son mercii olan yargının hükmü de sarih.
Buna göre suçu işleyen bir meczup ya da siyasal islamcı bir militan.
Hal bu iken Türkiye’nin en çok izlenen kanalının en çok seyredilen programında her şey alt-üst edilerek zihinlere kara çalınıyor.
Neymiş efendim, Danıştay saldırısı devletteki bir çetenin işiymiş!
Neymiş efendim, yakalanıp suçu sabit görülen kimliği ailesi ile sabit tetikçi derin devletin adamıymış!
Sorarım size, bunun adı dezenformasyon değil de nedir?
Sorarım size, bunun adı hedef saptırma ve bir yerlere yaranma değil de nedir?
Kim hangi cüretle yargı hükmünü bu biçimde ters-yüz edebilir?
Yoksa bu Kurtlar Vadisi dizisi dezenformasyon için yayına sokulan bir proje midir?
Sorarım size, yargı hükmüne rağmen hedef saptırıcı yayın yapan RTÜK için ne diyor acaba?
O RTÜK ki Kurtlar Vadisi’nde PKK terörünün işlendiği bölüm seçim ortamında AKP’yi olumsuz etkilemesin diye dolaylı etkilerle programı yayından çektirmişti.
RTÜK’e çağrımızdır, yargı kararına rağmen böyle bir saptırma yapan bu dizi için ne düşünüyorsunuz?
Yoksa RTÜK için önemli olan yargı kararı ve kamu menfatı değil de AKP’nın çıkarı mıdır?
Biz böyle bir şeye inanmak istemeyiz.
RTÜK durma gereğini yap..
Bu arada Kurtlar Vadisi izleyicilerine bir notumuz var:
Görülmüştür ki bu dizi artık AKP’nin psikolojik harekatlarına hizmet eder bir kimliğe bürünmüştür, ona göre izleyin.