Anestezi teknikeri Ayşe Karaman, 29 Temmuz 2019 sabahı, erkek arkadaşı Uzman Dr. Özgür Tarhan''ın, Çankaya ilçesi Dikmen Mahallesi''ndeki evinde ölü bulundu. Cumhuriyet savcısının yaptığı incelemede, genç kızın yattığı yatağın yanındaki komodinin üzerinde bazı ağrı kesici ve ''propofol'' etken maddeli anestezi ilaçları bulundu. Soruşturma sonunda tutuklanan Özgür Tarhan hakkında, Ankara 5''inci Ağır Ceza Mahkemesi''nde ''tasarlayarak öldürmek'' suçundan dava açıldı. Davanın 5''inci celsesine sanık Özgür Tarhan, delilleri karartma ihtimali olmadığı gerekçesiyle tahliye edildi.
5 Ekim 2020’de görülen karar duruşmasında, sanık Özgür Tarhan''a, ''bilinçli taksirle ölüme neden olmak'' suçundan 4 yıl hapis cezası verildi. Sanığa iyi hal indirimi uygulanarak, ceza 3 yıl 4 aya indirildi. Gerekçede davanın ''tasarlayarak adam öldürme'' suçundan açıldığı; ancak tasarlama halinde sanığın anında karar verip, suçu işlememesi, suç işleme kararı ile fiilin icrası arasında belirli bir sürenin geçmesinin gerektiği, somut olayda sanığın öldürme kararını önceden verdiğine ilişkin delil bulunmadığı aktarıldı. Kararda, sanıkla ölen arasında uzun süreli gönül ilişkisi bulunduğu, dosyadaki delillere göre sanığın müteveffayı öldürmesini gerektirir husumetin bulunmadığı, yine sanığın öldürme kastının olduğunun belirlenemediği belirtildi. Yine sanığın ilacı ölene enjekte ettiğine yönelik dosyada maddi bir bulgunun olmadığı, bu nedenle sanığın öldürmeye yönelik bir eyleminin bulunmadığı, ilacı eve getirmesi nedeniyle ‘taksirle ölüme neden olmak’ suçundan cezalandırıldığı aktarıldı.
KARAR KESİNLEŞTİ
Mahkemenin gerekçeli kararını açıklamasının ardından cezayı az bulan Karaman ailesinin avukatı ve müvekkilinin beraat alması gerektiğini savunan sanık Tarhan’ın avukatları kararı istinafa taşıdı. Dosyayı inceleyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12’nci Ceza Dairesi, yerel mahkemenin verdiği kararın hukuka uygun olduğunu belirterek istinaf başvurularını esastan reddetti. Ceza Dairesi kararında şöyle denildi:
"Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre mahkemenin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezanın kanuni bağlamda uygulandığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunda bulunan sanıklar müdafilerinin suçun unsurlarının oluşmadığına, sanığın kusursuz olduğuna, hükmedilen cezanın fazlalığına, katılanlar vekillerinin ise suç vasfına, az ceza verildiğine ilişkin yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin reddine" ifadeleri kullanıldı.
(Kaynak: DHA)