Editör: Yaşar Gürsoy
Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, hayatımızın her döneminde karşımıza çıkabilecek ani ve şiddetli baş ağrıları ve bunun temel nedenlerinden biri olan beyin damarı anevrizmaları hakkında bilinmesi gerekenleri açıkladı.
Baş ağrısı hemen herkesin sıkça yaşadığı bir durum. Ancak yaşadığınız bu ağrının ani ve şiddetli olması, ilaç tedavisine yanıt vermemesi, aslında altında yatan başka bir hastalığı haber veriyor olabilir. Ani başlayan, çok şiddetli ve geçmeyen baş ağrısı “Spontan Subaraknoid Kanama (SAK)” dediğimiz ağır bir beyin kanamasının en önde gelen belirtisidir. Bu kanama türü çok ağır sonuçları olan; ancak, zamanında müdahale edildiğinde tedavi şansı ve başarı oranı yüksek bir tablodur.
Kişinin daha önce yaşamadığı kadar şiddetli baş ağrısına; ense sertliği, bulantı, kusma, bilinç düzeyinde bozulma, taraf gösteren kuvvet kaybı, duyu bozuklukları, anlama ve/veya ifade kaybı ile ortaya çıkan konuşma bozukluğu, görme bozuklukları, sara (epilepsi) atakları ile birlikte nörolojik ve nörolojik olmayan akla gelebilecek pek çok belirti ve bulgu eşlik edebilir. Klinik tablonun bu kadar zengin olması olayın aniden gelişmesine, büyük hacimli bir kanın, çok yüksek bir basınçla, beyin omurilik ve sinirlere yayılmasına ve böylece tüm sinir sistemini hem hacimsel hem de işlevsel olarak bütünüyle yaygın bir biçimde etkilemesine bağlıdır.
GENELLİKLE 40 İLE 60 YAŞ ARASINDA GÖRÜLÜYOR
Beyin damarının konjenital sakküler anevrizmalarının her ne kadar doğuştan bir başlangıcı olsa da, bu lezyonların ortaya çıkışı genellikle 40-60 yaş arasında ve çok sıklıkla ağır bir beyin kanaması olan SAK (Spontan Subaraknoid Kanama) ile olur. Ancak, daha düşük oranlarda erken yaş gruplarında ve ileri yaş gruplarında da ortaya çıkabiliyor. Kısaca, her yaş grubunda görülebilmekle birlikte bu lezyonların ortaya çıkışının beşinci ve altıncı on yıllarda yoğunlaştığını söyleyebiliriz.
DAMARDA BALONCUK YAPABİLİR
Doğuştan gelen damar duvarındaki zayıflığın üstüne, edinsel olarak kan akışı ile ilgili faktörlerin ve damar duvarının yapısını etkileyen süreçlerin de eklenmesiyle anevrizmaların oluştuğu düşüncesi yaygın olarak kabul görmektedir; ancak yine de, süreç tüm ayrıntıları ile bilinmemektedir. “Spontan Subaraknoid Kanama”, yüzde 80 sıklıkla beyin atardamarındaki bir baloncuğun (anevrizmanın) yırtılarak kanaması sonucu ortaya çıkar.
RİSK FAKTÖRLERİNİ GÖZ ARDI ETMEYİN
Beyin anevrizmalarının sıklığında ırk ve bölge özellikleri önemlidir; bazı toplumlarda ve ailelerde anevrizma görülme oranı yüksektir. Dolayısıyla, genetik faktörlerin önemi olduğunu söyleyebiliriz. Beyin anevrizması ve spontan subaraknoid kanamalı hastaların yaklaşık onda birinde ailesel öykü mevcuttur; bu hastalarda klinik tablonun genellikle daha erken yaşlarda ortaya çıktığı ve daha ağır seyrettiği bilinir. Yaş ve cinsiyet de önemli bir etkendir. Tüm yaş gruplarında görülse de 40-60 yaş grubunda kadınlarda biraz daha yüksek oranda rastlanır.
Edinsel (doğuştan olmayan) faktörlerden damar yapısını ve kan-akış dinamiğini etkileyen hipertansiyon, diyabet, sigara kullanımı, narkotikler, alkolizm, kanda iltihap gibi enfeksiyonlar, kafa-beyin darbeleri anevrizma oluşumunda rol oynarlar. Beyin anevrizmalarının doğal seyrinde yüzde 90’ından fazlası, anevrizmanın yırtılıp kanaması ile ortaya çıkar. Bu, Spontan Subaraknoid Kanama (SAK) dediğimiz çok ağır bir beyin kanamasıdır. Bu klinik tabloda, anevrizma ile birlikte eşlik eden ağır beyin kanamasını ve bu kanamanın tetiklediği bir dizi komplikasyonu tedavi etmek gerekir.
BU BELİRTİLER VARSA AMAN DİKKAT
Konuşma bozuklukları
Yürüme bozuklukları
Şiddetli ve geçmeyen baş ağrısı
Vücudun bir tarafında kuvvet ve duyu kaybı