Dünyanın en yüksek şelalesi ‘Angel’ hakkında duyunca şaşıracağınız 8 bilgi

Dünyanın en yüksek şelalesi ‘Angel’ hakkında duyunca şaşıracağınız 8 bilgi

Eğer dünyanın en yüksek şelalesinin Niagara olduğunu düşünüyorsanız henüz Venezuela’da bulunan Angel Şelalesi ile tanışmamışsınız demektir. Angel Şelalesi yalnızca en yüksek şelale unvanını taşımakla kalmıyor, aynı zamanda keşif hikayesi ve çevresindeki geniş ekosistem ile herkesi kendine hayran bırakıyor.

Nedendir bilinmez, pek çok kişi dünyanın en büyük ve en yüksek şelalesi olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan insan yapımı Niagara Şelalesi''ni biliyor. Ancak asıl gerçek Venezuela’nın eşsiz topraklarında gizli. Bugün Canaima Milli Parkı sınırları içinde bulunan Angel Şelalesi, dünyanın en yüksek şelalesi unvanını taşıyor ve ülkenin en çok ilgi çeken turizm merkezlerinin başında bulunuyor.

Angel Şelalesi, göz alıcı yüksekliğinin yanı sıra çevresinde son derece zengin bir ekosistem oluşturuyor. Şelalenin keşif hikayesi ise bir hayli ilginç. WebTekno''dan alınan bilgilere göre, tamamen bir rastlantı sonucu bulunan Angel Şelalesi, adını da kendini keşfeden kaşiften alıyor. Gelin dünyanın en yüksek şelalesi unvanını taşıyan Angel Şelalesi’ni biraz daha yakından tanıyalım ve duyunca epey şaşıracağınız bazı bilgiler paylaşalım.

Angel Şelalesi hakkında ilginç bilgiler:

  • Dünyanın en yüksek şelalesi.
  • Angel Şelalesi’nin keşfedilme hikayesi, filmlere konu olacak türden.
  • Angel Şelalesi, milyarlarca yıllık bir oluşumun sonucu.
  • Yüzlerce canlı türüne ev sahipliği yapan geniş ekosistem.
  • Angel Şelalesi ismi tartışmalıdır.
  • Kötü ruhlarla korunan şelale.
  • Sıcak havalarda su daha yere düşmeden buharlaşıyor.
  • Angel Şelalesi bazı filmlere ilham vermiştir.

Dünyanın en yüksek şelalesi:

Bugün Canaima Milli Parkı sınırları içinde bulunan Angel Şelalesi, 260 km uzunluğundaki Churún Nehri’nin bir koludur. Tam 979 metre uzunluğundadır ve döküldüğü yatağın genişliği 150 metredir. Döküldüğü yer, Auyán-Tepuí'' isimli bir dağdır. Angel Şelalesi’nin tümünü görebilmek için ya çok uzaklaşmalı ya da havadan bakmalısınız. 979 metreyi tam olarak gözünüzde canlandıramıyorsanız Paris’te bulunan Eyfel Kulesi’nin tam üç katı olduğunu söyleyebiliriz. Niagara Şelalesi’nden ise tam 15 kat yüksektir. 

Angel Şelalesi’nin keşfedilme hikayesi, filmlere konu olacak türden:

Amerikalı maceraperest Jimmie Angel, 1937 yılında Venezuela semalarında tek motorlu uçağıyla süzülürken birden arıza nedeniyle ıssızlığın ortasına iniş yapmak zorunda kalır. Eşi ve üç arkadaşıyla medeniyete ulaşmaya çalışırken akıllara durgunluk veren bir şelale keşfeder. Kaşifin soyadını alan Angel Şelalesi, ilk kez 1939 yılında Venezuela haritalarındaki yerini alır. 1960 yılında hayatını kaybeden Jimmie Angel’ın külleri, adını verdiği şelaleye saçılmıştır. 

Angel Şelalesi, milyarlarca yıllık bir oluşumun sonucu:

Angel Şelalesi, kendi başına bile son derece etkileyiciyken bir de içinde bulunduğu jeolojik oluşum ile değerlendirdiğimiz zaman daha da hayret verici bir hale geliyor. Şelalenin bulunduğu bölge, süper kıtanın oluştuğu ilk yıllardan kalma. Yani tahmini yaşı yaklaşık 2 milyar yıl. Bölgedeki jeolojik dönüşümler ise dünyanın oluşumunu aydınlatacak cinsten.

Yüzlerce canlı türüne ev sahipliği yapan geniş ekosistem:

Angel Şelalesi’nin bulunduğu bölgede eşine zor rastlanır bir ekosistem gelişmiş durumda. Bu alanda 500’den fazla kuş türü, 500’den fazla türde orkide, maymunlar, kurbağalar, karıncayiyenler, armadillolar, kirpiler, tembel hayvanlar, su samurları, jaguarlar, pumalar, tapirler ve daha pek çok hayvan ve bitki türü yaşıyor. Burada bulunan çoğu tür, yalnızca bu bölgeye özel bitki ve hayvanlardır. 

Angel Şelalesi ismi tartışmalıdır:

Angel Şelalesi, ismini onu keşfeden Amerikalı kaşif Jimmie Angel’dan almıştır ancak bu isim, Venezuela halkı tarafından kabul edilmemektedir. Dünya tarafından Angel Şelalesi olarak kabul edilse de bölgenin yerel halkı belki yüzlerce yıldır bu şelaleye KerepakupaiMerú demektedir. Hatta dönemin devlet başkanı Hugo Chavez, 2009 yılında konu hakkında uluslararası çalışmalar yapmıştır.

Kötü ruhlarla korunan şelale:

Angel Şelalesi’nin bulunduğu bölge, Venezuela merkezinden yüzlerce kilometre uzaklıktadır. Bölgede hala Auyán-tepui ve Kamarakotos Pemon kabileleri yaşamaktadır. 1950’li yıllardan sonra dünya tarafından tanınan ve 1990’lı yıllardan sonra turizme açılan bölge bilinmezlerle dolu olduğu dönemde orada yaşayan kabile halkları Angel Şelalesi’ne yaklaşmaya korkarlardı. Bunun nedeni, şelalenin kötü ruhlar tarafından korunduğuna inanmalarıydı.

Sıcak havalarda su daha yere düşmeden buharlaşıyor:

Angel Şelalesi’ni görmek isteyenlerin Mayıs ve Kasım ayları arasında Venezuela’ya gitmeleri öneriliyor. Aralık ve Nisan ayları arasında ise giderseniz yalnızca bir dağ ile karşılaşmanız mümkün. Çünkü bu dönemde yağışlar epey azalıyor ve sıcaklık artıyor. Şöyle bir sıcaklık düşünün ki Angel Şelalesi’nden akan su daha yatağına düşemeden buharlaşıyor. Tabi bu buharlaşma sonrası ortalığın büyüleyici bir sisle kaplandığını söylemeden geçmeyelim.

Angel Şelalesi bazı filmlere ilham vermiştir:

Angel Şelalesi’nin filmlere konu olacak bir hikayesi olduğunu söylerken abartmıyorduk. 2009 yapımı Disney animasyonu Up filmindeki Paradise Falls şelaleleri Angel Şelalesi’nden ilham alınarak yapılmıştır. 1990 yapımı Arachnophobia ve 2015 yapımı Point Break filmlerinde de yine Angel Şelalesi ile karşılaşmak mümkün.