Anayasal saldırı!
Üzerinde durulmayan çok önemli bir haber şöyle: "ABD ve Rusya anlaştı, Suriye'nin anayasası hazırlanıyormuş. Anayasa taslağı, Ağustos ayında tamamlanacakmış." Bu konuda Suriye ne yapabilir, bilmiyoruz. Ama bu haberi iki açıdan ele almalıyız: 1) Suriye'yi yakıp yıkanlar, şimdi Suriye'ye bir de anayasa yapacaklarmış! 2) Acaba, neden ve nasıl bir anayasa?
Ne tuhaf değil mi? Binlerce kilometre öteden gelen emperyal güçler, ülkenizi mahvediyorlar, sonra da size, bir de anayasa yapıyorlar! Bunlara, "Ne iyiliksever insanlarmış, bizim için ne kadar fedakârlık yapıyorlar" denebilir mi? Sakın ha, "Böyle soru olur mu? Sömürmek için geldikleri açık değil mi?" demeyiniz; zira, ülkelerde böyleleri vardır, hem de çok fazlasıyla... Eğer, kendi milletine düşman, etnik ve mezhep takıntılı beyinsizler; "demokratikleşme, özgürleşme ve insan hakları" gibi yalanlara kanan iş birlikçiler olmasaydı, ülkelerde iç çatışma yaşanır mıydı? Emperyalistler bir damla kan kaybetmeden devletleri yıkabilir, milyonlarca insanı katlederek toprakları parçalayabilir ve on milyonları yerinden yurdundan edebilirler miydi?
Maalesef gerçekler böyle. Bu hatırlatmadan sonra anayasa meselesine gelelim. ABD-Rusya ikilisinin yapacağı anayasa, kendilerinin hâkimiyet ve sömürü düzenine göre olacaktır. Aslında bu tek tip bir anayasadır, bu bakımdan esasları bellidir. Sadece Suriye özeline dair bazı hükümler ilâve edilecektir.
Tek tip denilince "Irak Federal Cumhuriyeti" anayasasını hatırlamak lâzımdır. ABD-İngiliz ikilisinin yaptığı Irak anayasası, Millî ve üniter olan Irak Cumhuriyetini, mezhep [Şii] ve etnik [Kürt] esasına göre bölerek Federal Cumhuriyete dönüştürmüştür. [Bu şeklen federal, öz itibarıyla çok ortaklıdır. Yugoslavya ve Sovyetlerde olduğu gibi.] Federal hükümetin merkezi Bağdat, kuzeydeki Yerel Yönetimin merkezi Erbil; devletin resmi dili ülke genelinde Arapça ve Kürtçedir. Erbil Yerel Yönetimi Kürtlere, Bağdat Federal hükümeti ise Arap ve Kürt ortaklığına aittir. Buna göre, Kuzeydeki Yerel Yönetimin dışında kalan Irak'ın tamamı ortaklaşa yönetilmektedir.
Eğer terbiye edilebilirse, aynı mantıkla Irak'ın Suriye sınırını kaplayacak şekilde IŞİD [Sünni] devleti kurularak, ABD-İngiliz ikilisinin Irak'ı üçe bölme planı gerçekleşmiş olacaktır.
Bu örnekten hareketle Suriye'ye bakalım: Suriye Federal Cumhuriyeti'nin merkezi Şam, kuzeydeki, [Türkiye'nin güneyinde uzanan] PYD/PKK/KCK işgalindeki kantonların merkezi ise Ayn El Arap [Kobani]; devletin dili Arapça ve Kürtçe; federal merkezin yönetimi Arap ve Kürt ortaklığına, kuzeydeki kantonların [Kürt] yönetimi PYD/PKK'ye ait olacaktır.
Eğer IŞID terbiye edilir veya El Nusra gibi silahlı bir grubun hâkimiyet alanı ortaya çıkarsa, bunlar da aynı mantıkla Suriye Federal Cumhuriyeti'ne ortak olabilir.
Bu senaryoların ışığında ülkemize dönelim. Son yıllarda, millî ve üniter devletimizin "federasyon!"a dönüştürülmesi için ne kadar uğraşıldığını biliyoruz. ABD ve AB'nin açıktan tehdit dolu baskıları da ortadadır. PKK/KCK da bu amaçla 32 yıldır terör yapmaktadır. İktidarın "Vatandaş tarifinde etnik vurgu olmayacak" demek suretiyle anayasadan "Türk'ün" adını çıkarmayı hedeflediği, bu maksatla "yeni anayasa" ısrarından vazgeçmediği malumdur. Türk Milletinin adı anayasadan çıkarılırsa, egemenliğin tapusu iptal edilmiş, ortaklığın kapısı açılmış olacaktır. Yönettiği milletin adını söylemekte güçlük çekmeleri de buradan gelmektedir. Teröristbaşı Öcalan'la varılan mutabakatın adına "çözüm süreci" denilmesinin anlamı da budur.
Yukarıda söyledik, Almanya ve ABD, federal rejimle yönetilmektedir. Bunlar aşağıdan yukarıya doğru ve tek bir millet esasına göre kurulmuştur. Bize ise iki etnikli, iki dilli ortaklık devleti dayatılmaktadır. Buna egemenliğin bölüşülmesi denir ki iç savaş kaçınılmaz hale gelir...
Türk evladı uyan!
--------
Değerli yazar Necdet Ekici'nin iki güzel hikâye kitabı: 9 öyküden oluşan "Gül Olacaksın" ve 10 öyküden oluşan "Yüreğimdeki Cemre" Akçağ yayınlarından çıktı. Ekici, sıcak üslubu, duru ve kıvrak Türkçesiyle, Anadolu'nun kınalı türküsü ve yanık bozlak esintisini aksettiriyor.