ANAFARTALAR KUMANDANI MUSTAFA KEMAL İLE MÜLAKAT -30-

ANAFARTALAR KUMANDANI MUSTAFA KEMAL İLE MÜLAKAT -30-

Mesuliyetten korkan kumandanların kararlar veremediklerini görmüşümdür

 

 

ATATÜRK 30 AĞUSTOS’U ANLATIYOR -9-

27 temmuz 5.50 evvelde 12’nci fırka, taarruzunun ilerlediğini ve tertibatını raporla bildiriyordu. 7’nci fırkadan ve taarruza başlandığına dair malûmat alındı. Taarruz her iki fırkada muvaffakiyetle devam etti. Artık o günkü muharebenin muhtelif safhalarda sevk ve idaresi için verilmiş emirlerle alınmış raporlar ve sair teferruatı icraîyeden sarfı nazar edelim de neticeyi söyleyelim: Şuhla şarkında bulunan düşmanın bir kolordusu ve Büyük Anafarta istikametinde de bir fırka kadar kuvveti mağlûp edilmiş ve kâmilen gayrimüsait bir vaziyete atılmıştır. Ben mağlûp düşmanın bu derece faikıyyetini (üstünlük) gördükten sonra kazanılan muvaffakiyetle iktifa ettim. Taarruzu durdurdum. Elde edilen siperlerin tahkim olunmasını, orada yerleşilmesini emrettim.
-Bu kadar faik (üstün) olduğunu söylediğiniz bir kuvvet böyle, bir gün içinde neden mağlûp oldu?
Paşa, masasının üzerinde duran kitabı açarak:
-Bunun cevabını en iyi Hamilton’un kendi raporunda okuyabilirsiniz? Benim o gün gördüğüm sebep şudur: Düşman muhtelif kollarla toplu nizamda olarak ilerliyordu. Bu yürüyüş kolları önlerinde henüz ne hiçbir mevcudiyete, ne de hiçbir faaliyete tesadüf etmeyeceklerini zannediyorlardı. Onun için önlerinde hafif avcı hattı bulundurmakla iktifa etmişlerdi. Bir taraftan kuvvetli ve fedakâr avcılarımızın hâkim sırtlardan inerek mezkûr düşman kollarının başlarına atılmaları, bir taraftan da topçularımızın isabetli şarapnellerinin yanaşık düşman kolları üzerine tesir etmesi düşmanda inzibatı da, kuveyi mâneviyeyi de, kumandayı da ihlâl etti. Baş taraftan tardedilen hafif avcı hatları bu sebeple geriden takviye olunamadı. Düşman da kâmilen gözlerini geriye çevirmek ve kaçmak tarikını (yolunu) tercih etti. Filhakika (hakikaten) düşman kolordusunda kumandanların müessir olmadığını da Hamilton bilâhare itiraf etmiştir. Fakat benim istiğrap ettiğim cihet Hamilton’un bizzat kendisi de oraya geldiği halde emrini yine infaz edememiş olmasıdır. Her halde Hamilton da dahil olduğu halde İngiliz kumandanları beyninde çok müzakere, çok tereddüt olması, ve bilhassa mes’uliyet korkusu, bize kendilerini mağlûp etmek fırsatını bahşetmiştir. Filhakika mes’uliyetten korkan kumandanların hiçbir vakit icap eden kararları veremediklerini, bunun neticesinde ise acı felâketler husule geldiğini bizzat ben de muhtelif zamanlarda görmüşümdür.
O gün ihraz (kazanılan) olunan muvaffakiyet pek ziyade şayanı memnniyettir. Fakat vaziyeti umumîyenin ıslah ve temini ve binnetice(neticede) payitahtın tamamen emniyetli bir surette muhafazası noktai nazarından beni henüz tatmin etmiyordu. Çünkü düşman üç gündür Arıburnu ile Azmak arasında başkaca mühim kuvvetlerle icra ettiği mütevali ve fedakârane hücumlar sayesinde Conkbayırı ve Şahintepe’de mevcut tehditkâr vaziyete sahip bulunuyordu.
Filhakika Hamilton bütün Kocaçimen silsilesine malik olmak noktai nazarından Conkbayırı’ının zabtını muvaffakiyetine beraeti istihlâl addediyor, bu mevzii, mihveri harekât addediyordu.