Amerikan Sefiri, Kürt toplantıları yapıyor, Türkiye ise seyrediyor
Düşünün bir kere.
Türkiye’nin Washington Büyükelçisi, Ankara’dan giden milletvekillerini de yanına alarak, ABD’den ayrılıp ‘bağımsız bir devlet’ kurmayı amaçlayan grupların ileri gelenleri ile bir toplantı yapıp nabız yokluyor.
Ayrılıkçı gruplara, Meksika’da faaliyet gösteren teröristlerin, dağdan indirilip ‘düz ovada’ siyaset yapmaları için neler yapılabileceğini soruyor.
Onlara, nihai hedefleri olan bağımsız bir devlete ‘siyasi’ yollardan nasıl ulaşacakları yönünde ince taktikler veriyor.
‘Çözüm’ için birlikte hareket etmelerini tavsiye ediyor.
Şimdi söyleyin bakalım.
Böyle bir hadise karşısında Amerikalılar ne yapardı?
Hiç vakit kaybetmeden Washington Büyükelçiğini ablukaya alıp, içeriden tek bir canlı çıkmayacak şekilde yerle bir etmezler miydi?
Hadi bunu yapamadılar diyelim.
O zaman “İçişlerimize karışmaya ne hakla cesaret ediyorsun? Ben senin Teksaslı’na, Meksikalı’na, Kızılderili’ne karışıyor muyum?” diye o büyükelçinin ellerine kelepçeyi vurup, ‘kodese’ tıkmazlar mıydı?
Peki bunu da yapamadılar?
En azından o büyükelçiyi ‘istenmeyen adam’ ilan edip, anında sınırdışı etmezler miydi?
Ederlerdi.
Neden?
Çünkü Amerika ‘bağımsız’ bir devlet?
* * *
Ama yukarıda anlatılanların tersi, aynen Türkiye’de yaşandı.
ABD Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, yanına Kongre üyesi Christopher Shays’i de alarak, Türkiye’den koparılmak istenen Güneydoğu bölgesinden eski-yeni milletvekilleri ve aşiret ağaları ile ‘sabah kahvaltısı’ adı altında bir toplantı düzenledi.
Toplantıya, ‘siyasi yollardan’ bağımsızlığa ulaşmayı hedefleyen KADEP Genel Başkanı Şerafettin Elçi, HAKPAR Genel Başkanı Sertaç Bucak ve Diyarbakır eski milletvekili Haşim Haşimi’nin yanısıra, kamuoyunda ‘Barzani yanlısı’ olarak tanınan iktidar partisine mensup milletvekilleri İhsan Aslan, Abdurrahman Kurt ve Afif Demirkıran da katıldı.
Toplantıda, teröristlere ‘genel af’ ve sözde ‘Kürt sorununun’ çözüme kavuşturulması için atılması gereken adımlar, ayrıntıları ile ele alındı.
AKP miletvekilleri, Kürtlerin talep ettiği hak ve özgürlüklerin yeni Anayasa’da yer alması için çabaladıklarını ve Tayyip Erdoğan’ın da bu konuda istekli olduğunu söylediler.
Wilson’un görünürde ‘devre dışı bıraktığı’ DTP’liler ile de ‘gizli’ bir toplantı planladığı ortaya çıktı.
Daha sonra Adana Başkonsolosu ile Güneydoğu’yu teftişe çıkan Shays, ölen teröristlerin aileleri ile görüştü.
Şimdi söyleyin bakalım.
Bu çirkin müdahale karşısında Türkiye ne yaptı?
Hiçbir şey.
Ülkeyi yönetenler herhangi bir şey yapmadıkları gibi, hem kamuoyundan, hem de ‘ülkenin çimentosu’ olduğunu iddia eden ‘sözde’ milliyetçi, vatansever çevrelerden de herhangi bir ciddi tepki yükselmedi.
Sanki bu tür olaylar artık ‘normalmiş’ gibi karşılanıyor.
Neden?
Çünkü Türkiye ‘bağımlı’ bir devlet?
* * *
Wilson’un Türkiye’yi idare edenlerin gözlerinin içine baka baka düzenlediği toplantılar, aynı zamanda bir mesaj içeriği taşıyor.
Amerika, artık ‘terörün’ devrini tamamladığını, hedefe ‘siyasi’ yollardan ulaşmak için ‘demokratik’ kurallar çerçevesinde ‘toplu kalkışmanın’ zamanı geldiğini deklare ediyor.
Artık bundan sonra ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın ağzından ‘Türkiye Kürdistanı’ lafını daha sık bir şekilde duyarsanız hiç şaşırmayın.
Dış basın organlarında yayınlanan haberler de muhtemelen şöyle olacak:
‘“Türkiye Kürdistanı’nın Erzurum ilinde deprem oldu.”
“Türkiye Kürdistanı’nın Van ilinde büyük sel felaketi.”
5 Kasım tarihinde BOP Genel Başkanı George W. Bush ile yeni bir gizli anlaşma yapan BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın uluslararası bazı gazetelere şöyle bir ilan verdiği iddia ediliyor:
‘Sayın’ (!) Başkan Mesud Barzani...
Tam ‘istihbarat paylaşımı mekanizması’ oluşturacakken...
Tam ‘örgütün lojistik imkanlarını’ kesecekken..
Tam ‘örgütün kamplarına’ kilit vuracakken..
Tam ‘örgüt liderlerini’ teslim edecekken...
Birdenbire ortadan kaybolmuştur.
Duyanların, bilenlerin, görenlerin insaniyet namına tarafımıza haber vermeleri rica olunur.
Yetmiş milyon Türk vatandaşı,‘yarım kalmış’ işlerini tamamlaması için Barzani’nin bir an önce işyerine dönmesini beklemektedir.
Bilgi verenler mükâfatlandırılacaktır.
imza: BOP Eşbaşkanlığı