[BURADA Merzifon Amerikan Koleji ile ilgili kısa bir bilgi aktaralım: Merzifon Amerikan Koleji 1863’te kurulmuştur. Amerikan Board Komisyonu misyonerlerinden Marsovan tarafından kurulan kurum ilk önce, jeoloji semineri olarak adlandırılmış, fakat toplum için hem dinî, hem de sosyal hizmetleri yerine getiren bir yer olmuştur. 1881’den itibaren büyük bir gelişme göstererek Yüksekokul konumuna gelmiştir. Okul herkese açık olmasına rağmen, asıl öğrenci kaynağını Ermeni ve Rumlar oluşturmuştur. Kolej’de, dışarıdan gelen öğrenciler, yatılı olarak bulunmaktadır.
Bu okulda, 1886 yılı sonunda 135 öğrenci mevcut olup, bunun 108’ini Ermeni, 27’sini Rum öğrenci oluşturmaktadır.
Ahmed Zühdü Paşa’nın “Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Yabancı Okullar Hakkında Raporu”na göre de bu okul, Sivas vilâyeti, Amasya livası, Merzifon kazasında 1281 (1865) tarihinde, Amerikan tabiiyetinde ve resmî ruhsatı olmaksızın açılmış olup, 106 zükûr(erkek), 76 inas(kadınlar, kızlar) öğrencisi mevcuttur.
Merzifon Amerikan Koleji, Samsun’dan Trabzon’a kadar Karadeniz Bölgesinde Pontus Rum Devleti kurmayı amaçlayan bir faaliyetin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Bu bozguncu faaliyetlerinden dolayı 1921’de kapanan bu Kolej’in yerine, 8 Ocak 1924’te Anadolu Kampüsünde kurulan Merzifon Amerikan Kız Hayat Okulu (American Girls School of Life) temel eğitim veren bir okul konumunda iken 1929’dan sonra, ortaokul konumuna geldi. Yine Stone’den aldığımız bilgilere göre, ortaokulun amacı, bölgedeki kız öğrencileri kültürlü bir ev kadını olarak yetiştirmek için, onları, çocuk bakımında, hastabakıcılık işlerinde, el işlerinde ve daktilo yazma konusunda eğitiyorlar, sonra da ileri düzeyde ev ekonomisi dersleri ile birlikte İngilizce dersleri de programa dahil ediliyordu.
Maârif İstatistiklerine göre, Merzifon Amerikan Mektebi’nde dokuz kadın öğretmen görevliydi ve okulun gelirleri, dışarıdan gelen yardımlarla, öğrencilerden elde edilen ücretlerden oluşuyordu. Frank Andrew Stone’den öğrendiğimize göre okul, gerek öğrenci azlığı, gerekse mali buhran nedeniyle kapanmak zorunda kaldı.]
Maarif Vekili Hamdullah Suphi 1921’de TBMM’de yabancı okullar hakkında yaptığı şu konuşma cumhuriyet hükûmetinin bu konuda yapması gerekenleri anlatmaktadır:
“Bazı sakıncaları olmasa, Türkiye dahilinde bir tek ecnebi mektep bırakmam. Fakat bu, dahili olduğu kadar haricî bir meseledir. Amerikan mekteplerini kapattığımız gün, Amerika üzerinde bunun yankıları ne olacaktır, düşünüp incelemeliyiz. İtalyan mekteplerini kapattığımız zaman yine ortaya çıkacak etkileri göz önüne almalıyız. Demek ki elimizde bir çare vardır, oda mekteplerimizi, ailemizi, ecnebi mekteplere ihtiyaç göstermeyecek bir surette yükseltmektir. Kendi mekteplerimiz, lazım gelen irfan ve terbiyeyi temin etti mi, emin olunuz bir tek aile çocuklarını ecnebi mekteplerine yollamaz.”
Lozan Antlaşması’yla yabancı okullar için yeni bir statü kabul edilmiştir, bu antlaşmanın 40. maddesine göre yabancı ve gayrimüslim okulları Türk okulların kanun ve yönetmeliklerine tâbi olmak şartıyla varlıklarını sürdürebileceklerdir. Lozan Antlaşması’yla birlikte yabancı ve gayrimüslim okullara tanınan imtiyazlar tamamen ortadan kalkmış ve bu okullarda Türk kanun ve yönetmeliklerine tabi kılınmıştır.