BUNA tipik bir örnek ise Arap hareketinin liderlerinden olan Refik Rızzık Selum’un Osmanlı Divan-ı Harbi huzurunda anlattıklarıdır:
“Ben Fransız mekteplerinde okudum. Bugün Suriye, Irak ve Lübnan’da eşraf ve ağaların evlâtları Cizvit mekteplerinde okur. Öteki Arap diyarlarında ise İngilizce hâkimdir. Onlar ya İngiliz mekteplerinde, ya Amerikan kolejlerinde okurlar. Hepsinin gayesi, Türkler hakkında benim sahip olduğum bilgileri telkin etmektir: Hepsi için müşterek düşman Türklerdir. Bu itibarla Arapları malum, hatta gayri malum gayelere sevketmek emelinde olanların ele alacakları yegane mevzu Türk düşmanlığıdır. Zannediyorum ki, bizim hatamıza bizden sonrakiler de ister istemez düşeceklerdir.”
Yabancı okullara giden öğrenciler, yüksek bir hayat seviyesine kavuşmak, Avrupa görmek, medenî olmak, toplumda önemli bir statü kazanmak gibi değişik teşviklerle yetiştirilmişlerdir. Hatta bu öğrenciler zamanla kendi toplumlarının değer yargılarından uzaklaşmaya başlamışlardır. Tüm bu faaliyetlerin bilinmesine rağmen yabancı okullara hâlâ ilgi duyulmasındaki etken, zengin veya elit tabakanın çocuklarının, ileride iş bulmalarında önemli bir ayırt edici unsur olan, yabancı dil bilmelerini ve Avrupa seviyesinde medenî bir eğitim görmelerini istemeleridir. Bir diğer ilginç husus ise, ülkedeki Amerikan okullarında okuyan bazı Türk aydınlarının Kurtuluş Savaşı esnasında Amerikan mandacılığını savunmalarıdır.
e. Yabancı Okullara Dair Raporlar ve Önlemler
1892’de Beyrut vilâyeti Kudüs mutasarrıflığında kaymakam olarak çalışan Mihran Boyacıyan tarafından, 1894’te Maarif Nazırı Zühdü Paşa tarafından ve 1898’de Şakir Paşa tarafından hazırlanan raporlardan Osmanlı Devleti, yabancı ve gayrimüslim okullarının faaliyetleri konusunda yararlanmıştır.
Mihran Boyacıyan’ın 1892 tarihli raporu, devletine sadık Ermeni asıllı Osmanlı vatandaşının, yabancı misyonerlerin kendi soydaşlarını bölgesinde oyuna getirmelerini devlete bildirmesi açısından da çok anlamlıdır. Boyacıyan, Fransız ve İngiliz misyonerlerin çalışmaları sonucu bölge halkında mezhep değişiklikleri başladığını ve bunların yönetildikleri yerlerin ise, yabancı okullar olduğunu rapor etmiştir. Abdülhamit devri Maarif Nazırlarından Ahmet Zühdü Paşa, 4 Ocak 1891 ile 12 Nisan 1902 tarihleri arasında görev yapmıştır. Ahmet Zühdü Paşa’nın 1894’te sunduğu rapor, değişik nitelikteki yabancı ve azınlık okullarının Osmanlı topraklarının dört bir tarafına nasıl dağıldığını, okulların politikalarını, öğrenci adetlerini, kuruluşlarını en yetkili ağızdan anlatmaktadır. Rapor, Osmanlı tarihi boyunca yabancı ve azınlık okulları hakkında hazırlanmış en kapsamlı rapordur. Raporda, ülkedeki ruhsatlı ve ruhsatsız yabancı ve azınlık okullarının sayısı, hangi şekilde tesis edildikleri, Maarif Nizamnamesine göre bu okulları Osmanlı Hükûmetinin ne dereceye kadar teftiş edebileceği, bu okulların zararlarını önlemek için ne gibi tedbirler alınması gerektiği, okulların imtiyazlarının neler olduğu anlatılmaktadır. Rapora göre, ülkede 413’ü yabancılara, 4547’si gayrimüslimlere ait okul vardır ve bunların ancak 498’i ruhsatlı, 4049’u ise ruhsatsızdır. Herhangi bir ev ya da binada yabancılar ve gayrimüslimler okul faaliyetinde bulunabildikleri için okulların kesin sayısını tespit etmek mümkün değildir.