Amerika Türkiye'nin değil DTP'nin müttefikidir!
Önce, Haber7.com’da yazan Prof. Dr. Osman Özsoy’un, 3 Mart 2008 tarihli yazısından bir bölüm aktaralım:
“Bölgede olup biteni yakından izleyen milletvekilimiz, ABD’nin bölücü örgüt hakkında Türkiye’ye vermeyi taahhüt ettiği istihbarat konusunda samimiyetine kesinlikle güvenmiyordu. Şu ifadeler kendisine ait; ’Türk uçakları verilen istihbarat üzerine buradan havalandığında, emin olun ki aynı zamanda karşı tarafa da -orayı derhal terk edin- şeklinde bir haber gidiyordur’dedi. Yani tam anlamıyla ’tavşana kaç tazıya tut’politikası.”
Şimdi Mehmetçik katili Şemdin Sakık’ın internet sitesinde yazdıklarına bakalım:
“2006 yılının Mart ayının ortalarıydı. Amerika Birleşik Devletleri Genelkurmay Başkanı, (..) Erdoğan’a ani bir ziyarette bulundu. Ziyaret çok kısa sürdü. Başbakan bu sürpriz konuğunu uğurladıktan hemen sonra (..) Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ü Başbakanlığa çağırdı.
(..) Görüşmenin hemen ardından savaş uçakları, Diyarbakır-Muş-Bingöl üçgenindeki kırsal arazide bulunan örgüt kampını bombaladılar. Kampta bulunan 14 militan öldürüldü. Bu olayın, ABD’nin Türkiye’ye verdiği gerçek zamanlı ve görüntülü istihbarat sayesinde gerçekleştiğini söylemek için kâhin olmaya gerek yoktur. Zira olayın hemen sonrasında, Amerikalılar Türkiye’ye istihbarat verdiklerini resmen açıkladılar. Ama burada başka bir ilginç durum daha yaşandı. Olay üzerinden saatler geçmeden, öldürülen militanların kimlikleri ve öz geçmişleri örgüt sitelerinde yayınlandı. Sanki örgütün de böyle bir olaydan önceden haberi varmış gibi bir tablo ortaya çıktı.
Tabii ki öldürülen bu militanların çoğunun Diyarbakır nüfusuna kayıtlı oluşları, olayın dikkat çeken başka bir yönü oldu. Cenazelerin büyük çoğunluğu Diyarbakır’a getirildi. Cenazeler törenle kaldırıldı. Cenaze töreni anında gösterilere dönüştü. Gösteriler ise üç güne yayılan küçük çaplı bir ayaklanmaya dönüştürüldü. Bu ayaklanmayı yönetenler son derece profesyonel taktikler uyguladılar.”
Ve Sakık’tan can alıcı bir bilgi:
“- (..) Amerika’nın Adana konsolosluğu bu olayların yoğun yaşandığı günlerde Diyarbakır’ı ziyaret etti. (..) Belediye Başkanı Osman Baydemir’le yaptığı görüşmede, ’biz arkanızdayız’açıklamasında bulundu. Böylece, Amerika’nın ne Şen Yaylası’nda öldürülen on dört militan olayında, ne de üç gün süren Diyarbakır olaylarında masum olmadığını görmüş olduk. Galiba Amerikalılar Türkiye’ye Allah’ın dağındaki bir grup militanın nasıl tesviye edeceğini, Kürtlere ise bu olaya nasıl tepki göstereceklerini söyledi. Tavşan kaç tazı tut, taktiği uyguladı.”
Ve biz 12.4.2005 günü bu köşede, DEHAP Batman İl Başkanı Mehti Öztürk’ten şu feryadı aktarmışız:
“- ABD’lilerin maksadı Türk-Kürt savaşı çıkartmak. Buraya gelen her heyet bize ’ayrı yanlarımızı öne çıkarmamızı’söylüyor. Türkiye uluslar arası bir komplo karşısında ve bu komplo Türkiye üzerinden Kürtler vasıtasıyla oynanmak isteniyor.”
Ve daha üç gün önce, ABD’nin New Jersey Eyaleti’ni Temsilciler Meclisi’nde Demokrat Milletvekili olarak temsil eden Rush Holt, Washington’daki “Rumi Forum” adlı kuruluşta, “ABD olarak PKK’dan bir dönem memnunduk” itirafında bulunmadı mı?
Neymiş efendim PKK, Saddam’ın Irak’ında işleri karıştırdığı için ABD’nin işine geliyormuş.
ABD’li vekil açıkça, “Biz Körfez Savaşı’nda bizi destekleyen, müttefikimiz, Irak’ın kuzeyinde güvenli bölge oluşturmamızın sigortası Türkiye’yi PKK’ya sattık” diyor, başka bir şey demiyor..
Peki şu an satıyor olmadığını kim söyleyebilir?
Bunu kimse söyleyemez!
Dün Öcalan’ı, “Asmayacaksın, tamam mı!” şartıyla teslim eden Amerika bugün de Türkiye’den ziyade Baydemir’lerin, Zana’ların ve DTP’li militanların müttefikidir.