Hiçbir insanın erişimi olmayanda ne olduğunu muammalı bir dille söyleme kipi vardır/foucault.
2. Dünya Savaşı sonrasında, dünyanın patronu Amerika, oldu.
Bir; Amerika, diğer ülkelere kredi açtı.
İki; Amerika, gezegenin jandarması oldu.
Üç; Amerikanca, dünyanin dili oldu.
İlk madde ile iktisadiyat kontrol edildi.
İkinci madde ile siyaset.
Son madde ile kültür.
Amerika dışındaki güç vardı, Sovyetler.
Amerika ile Sovyetler arasında bir oyun oynandı. Amerika, kazandı. Ayakta kaldı. Sovyetler ise battı.
Bugün Amerika'nın gücü göreli olarak dünya sisteminde eskisine göre ne durumda?
Amerika, daha güçlü değil.
Gücü aynı da değil.
Amerika, güç kaybediyor. Kaybetti.
Soru şu: Amerika, müttefikleri olmadan dünyayı idare edebilir mi?
John Bolton, 2000 yılında yaptığı bir konuşmada şunu söyledi: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, bugün kuruluyor olsaydı, yalnızca bir ülkeden oluşurdu. Çünkü dünyanın siyasal iktidar dağılımı bunu gerektirir.
John Bolton, şimdi, Beyaz Saray'da çalışıyor.
Politikada, tüm hayatta olduğu gibi, tesadüf diye bir şey yoktur.
Trump, müttefikleri ile işbirliği yapan bir politikacı değil. Bunun son örneği, tek taraflı olarak, İran nükleer anlaşmasından çekilmesi.
Geçen yılın Haziran ayında, Amerika, Paris İklim Değişikliği Anlaşması'ndan çekilmişti.
Geçen hafta, Amerika, İsrail'deki Büyükelçiliğini Kudüs'e taşıdı. Bu kararında Amerika, yine müttefiklerini dinlemedi.
Diğer yandan, Amerika, uluslararası siyasette tarife politikası uygulamaya hazırlanır.
Çelişkili olan iki şey birlikte görülüyor.
Bir; Amerika, iktisadi güç kaybediyor.
İki; Amerika, güç kaybetmesine rağmen tek başına hareket ediyor, başka ülkelerle işbirliği yapmıyor.
Eskisi kadar güçlü olmayan Amerika, müttefikleri ile işbirliği yapması gerekirken neden tek başına hareket ediyor?
Bu ara sorulan soru budur.
Amerika bir anlamda, dünya sisteminde kuralları terk ediyor ve kurallar yerine sadece güç siyaseti izliyor. İşbirliği ve rıza aramadan.
John Bolton, Amerika'nın İran'a savaş açmasını istiyor. İsrail ve Suudi Arabistan, tahmin edilebileceği üzere, savaştan yana.
Şu anda Amerika'nın elinde iki güçlü araç var.
Bir; finans. Amerikan doları, uluslar arası ticarette en çok kullanılan para.
İki; askeri güç.
Amerika, bu iki araç ile, dünyanın patronu olmayı sürdürüyor.
Ancak, bu araçlar sınırlılıklar içeriyor. Rusya ve Çin, alternatif bir finans sitemi geliştirebilirler. Bu, Amerika için bir risktir.
Amerikan dolarının gücündeki gerileme, Amerikan askeri gücünü zayıflatacaktır. ikinci risk budur.
Bir dünya düzensizliğine doğru gidiliyor.
Nereye kadar?..