Aman dikkat; tarih tekerrür etmesin
Suriye'de muhalifler, Şam'da başkanlık sarayına girip Esad rejimini devirdiler.
Esad’ın Suriye ordusu Irak ve Libya’da olduğu gibi silahlarını bırakıp kaçtılar.
Peki, Rusya lideri Putin neden seyretti ve neden Esad’a destek verip korumadı?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan diyor ki; “Esad uzattığımız eli tutmadı…”
Tutsaydı Türk Silahlı Kuvvetleri Esad’a destek verip Heyet Tahrir el-Şam’a karşı askerî operasyon mu yapacaktı?
Ya da Esad istifa edip, yeni anayasa ile özgür seçim mi yapacaktı?
Hiç sanmam.
Suriye'nin geleceği açısından oldukça kritik sonuçlar doğurabilir bu gelişmeler.
Uzmanlar Suriye’nin bölünmesi ihtimalinin önemine dikkat çekiyorlar.
Muhaliflerin Şam’ı ele geçirmesi, Esad’ın kaçması 60 yıllık Baas rejiminin sona ermesi sonrası, ideolojik, etnik ve siyasi farklılıkları olan grupların anlaşması da kolay görünmüyor.
Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) Türkiye desteklidir.
Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ), El Kaide bağlantılı radikal İslamcı bir örgüttür.
PKK uzantılı terör örgütleri (YPG/SDG), Suriye'nin kuzeyinde Amerika desteklidir.
Esad gitti ama hangi grup Suriye yönetimini ele geçirecek?
Bölünmüşlük, yeni bir iç savaşı tetikleyebilir mi?
Suriye, demografik olarak Sünni Araplar, Aleviler, Kürtler, Türkmenler, Dürziler ve Hristiyanlar gibi çok farklı etnik ve mezhepsel gruplara sahiptir.
Esad’ın kaçması, özellikle rejimle özdeşleşmiş olan Alevi toplum için ciddi bir tehdit yaratır mı?
Amerika destekli terör örgütü bağımsız bir devlet ilan eder mi?
Etnik ve mezhepsel temelde Suriye bölünür mü?
Türkiye sınırında bir terör devleti kurulmamasına izin vermeyeceğini yıllardır ilan eder.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 30 Mayıs 2024’te net şekilde şöyle açıkladı:
-"Türkiye, güney sınırlarının hemen ötesinde Suriye'nin ve Irak'ın kuzeyinde bölücü örgütün bir teröristan kurmasına asla izin vermeyecektir."
Esad sonrası Suriye’nin kaderi elbette sadece örgütler tarafından belirlenmez.
Bölgesel ve küresel güçler, kendi çıkarlarını korumak için de devreye girer:
İran, Suriye’deki Şii milisleri ile yeni Suriye Rejiminde söz sahibi olmak isteyecektir.
Putin, Akdeniz’in en büyük askerî limanını inşa ettiği ve savaş gemilerinin ikmalini yaptığı Tartus’u asla kaybetmek istemez.
Tartus limanı Rusya’nın kontrolünden çıkarsa Amerika, Akdeniz’de yüzde yüz hâkimiyet kurar.
Türkiye, PYD/YPG’nin terör devleti kurmasını engellemek adına Özgür Suriye Ordusu’nun yeni Suriye rejiminde etkin görev almasını sağlamalıdır.
Irak ve Libya’da Arap Baharı sonrası nasıl demokrasi hayal olduysa, Suriye’de de demokrasinin oluşmasını beklemek hayal olur.
Tam tersi Suriye’nin bölünmesi güçlü bir olasılık hâline gelir.
Önerim şudur;
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis’te grubu bulunan partilerin liderlerini toplantıya çağırmalı ve Türkiye’nin Suriye politikasında tek yumruk olmasını sağlamalıdır.
Bu arada daha önde yaptığım öneriyi bir kez daha tekrarlayayım.
Meclis’teki ana muhalefet partisinin genel başkanının Millî Güvenlik Kurulu’nda yer alması için acilen yasal düzenleme yapılmalıdır.
Suriye politikasında yaşayarak gördük ki tek adamın kararları Türkiye’yi telafisi mümkün olmayan siyasi ve ekonomik zorluklara düşürdü.
Aman dikkat; tarih tekerrür etmesin…