''Altılı masa''ya 6 yaşamsal soru...
Kimse kendini kandırmasın; Erdoğan''ın siyaset sahnesine çok düşük bir oy oranıyla çıkmasının sebebi nasıl sol partilerin 1994 seçimlerinde bölünmesiyse, AKP''nin son 20 yıl içerisinde genel seçimleri kazanmasının bir nedeni de muhalefetin etkisizliği, dağınıklığı ve giderilemeyen "seçenek" çıkmazıydı...
Bir başka neden vardı ki, ekonomi giderek berbatlaşırken toplumun bir kesiminin "iktidar değişirse daha mı kötü olur" şeklindeki tuhaf bir kaygıyla ve de ısrarla AKP''ye oy vermesi...
Herkes farkında olmalı; AKP''yi sadece dinci, dindar ya da muhafazakâr kesimler iktidarda tutmadı...
Dağınık merkez sağdan kendini solcu zanneden bir kesimin ve ideolojik savrulmalardan kurtulamayan kitlelerin desteğiyle de ayakta durdu AKP...
Sonunda biraz toplumun uyanması, biraz da AKP''yi tek başına alt edemeyeceğini anlayan CHP''nin İYİ Parti ile ittifak yapması ve dışarıdan Saadet ve HDP gibi partilerin de desteğini almasıyla, Millî Görüş''ten AKP''ye uzanan çizginin 25 yıllık İstanbul ve Ankara iktidarı güçlükle sona erdirilebildi...
2019 seçimlerindeki Millet İttifakı zaferi, "AKP''yi iktidardan indirebilir miyiz" şeklinde muhalefete ciddi bir moral olunca, toplum da heyecan ve beklentiye sürüklendi...
Ve sonunda, Türk siyasi tarihinde görülmemiş bir iş birliği sağlanmaya çalışılıyor aylardır...
Muhafazakârından milliyetçisine, dincisinden solcusuna kadar altı partinin temsilcileri Erdoğan iktidarına son vermek ve halka "yeni bir umut" tesis etmek için aylardır bir masanın etrafında toplanıyor, konuşuyor ve bazen de bildiriler yayımlayarak süreci duyuruyor...
Evet; şimdilik sadece süreci!.. Peki ya sonrası?..
TÜRKİYE UMUT BEKLİYOR...
Hiç kuşkusuz AKP son 20 yılda iktidarı kaybetme çizgisine hiç bu kadar yaklaşmamıştı...
Kimileri buna siyaset yorgunluğu ve AKP tabanının enerjisinin tükenmesi gibi gerekçelerle yaklaşsa da, asıl mesele daha vahim...
Çünkü yolsuzluk rezaletleri, siyasi skandallar ve en önemlisi de devletin düzeni ile oynama operasyonlarının yanı sıra, ekonominin allak bullak olması, toplumun büyük bölümünün zam-enflasyon-yoksulluk-işsizlik buhranında tükenişe sürüklenmesi AKP''ye öfkeyi arttırıyor...
Evet; milleti kıskaca alarak kaosa sürükleyen geçim sıkıntısı 2022''nin meselesi değil...
2010''dan itibaren yapılan her seçim için, ekonomik bunalıma dayanarak "AKP gidiyor" diyenler ne yazık ki yanıldı ve Erdoğan iktidarı 20. yılına ulaştığında da, sadece yolsuzluklar, adam kayırma rezaletleri, ihale vurgunları artmadı, en önemlisi de zamlar yağmur gibi yağdı, enflasyon zirve yaptı ve toplumun büyük bölümü artık karnını doyurmakta bile güçlük çekiyor...
İşte 2019 seçimlerinde AKP''nin büyük kentlerdeki yenilgisinin bir nedeni yolsuzluklar ve büyüyen ekonomik buhran olsa da, toplumun uyanması ve muhalefetin de, (iktidarın ancak güç birliği ile değişeceğini anlaması) önümüzdeki genel seçimler için de bir "umut" yarattı...
CHP ve İYİ Parti''nin yanı sıra, DEVA, Gelecek, Demokrat ve Saadet Partisi''nin olduğu altılı masada zaman zaman "kendi logomuzla seçime gireceğiz" açıklamaları "ittifakta çatlak" gibi algılansa da; ülkenin AKP''den nasıl kaygıları büyüyorsa, Altılı Masa''nın seçim stratejileriyle ilgili endişeler ve gidişat, sonuç konusundaki beklentiler de toplumu düşündürüyor...
İşte bu kaygıların içinde; ittifakın nasıl zafere gideceği, seçim başarısı için hangi planların yapıldığı konusunda çok yaşamsal sorular da dolaşıyor...
İTTİFAKIN ÇÖZÜM ÖNERİSİ NEDİR?..
2019 yerel seçim zaferindeki güç birliğinin etkisi toplumun bir kesiminin Altılı Masa''ya umut bağlamasına yol açarken, farklı ideolojilerden siyasi partilerin AKP''ye karşı nasıl bir strateji yürüteceği konusundaki kaygılara ısrarla odaklanmak gerekiyor...
Altılı Masa toplantılarında önceleri Atatürk fotoğrafının olmaması, 1921 Anayasası''nın öne çıkarılması, Atatürk''e, laikliğe vurgu yapılmaması gibi tartışmalardan dersler almış olmalı altı lider!..
Çünkü ordudan polise, medyadan iş dünyasına kadar her alanı dizayn eden ve çok önemli bir kitleyi de sosyal yardımlarla kendine bağlayan AKP''nin oy kaybettiğini gösteren farklı anketler bir yandan halka umut veriyor, bir yandan yılgınlığa yol açıyor, diğer yandan da "acaba mı" sorularını öne çıkartıyor...
Toplumun bir kesimde "seçim bile olmayabilir" şeklindeki konuşmalar, CHP liderinin "burada terörist yetiştiriliyor" diyerek, SADAT''ın önüne gitmesiyle "seçim güvenliği" tartışmasını da öne çıkartırken, işte Altılı Masa''nın karşısına çıkacak ilk soru da kendini dışa vuruyor;
- Daha birkaç yıl önceki seçimlerde binlerce sandıkta gözlemcisi bile olmayan, seçim gecesi bilgisayar sistemi çöken CHP başta olmak üzere, diğer beş parti "seçim güvenliği" ve altyapısı konusunda neler planlıyor acaba?..
KURTULUŞ "REÇETE"Sİ HAZIR MI?..
Gelelim Altılı Masa''nın yanıtlaması gereken diğer 5 soruya;
- Erdoğan adaylığını açıklayarak seçimlerin Haziran ayında yapılacağını duyurduğuna göre ve 2023 seçimlerine bir yıl varken, altılı masanın (ittifakın yanı sıra toplumun kararsız kesimlerini de etkileyecek) bir cumhurbaşkanı adayını hemen açıklaması ve seçime yoğunlaşması gerekmiyor mu?.
- Altılı masa sandıklara nasıl sahip çıkacak, gözlemci ordusunu nasıl donatacak, bu konuda kadrolar oluşturuluyor mu, eğitimler başladı mı?..
- Deva Partisi lideri Ali Babacan''ın, partisinin Büyükada örgütüne seslenirken, "tüm önemli atamaların partiler arası mutabakatla yapılması kararı aldık" demesi, kadrolaşmada yaşanacak olası bir kaosun şimdiden dışa vurumu değil mi?..
- Altılı masa Türkiye''de buhran yaratan ekonomik sorunlarla (işsizlik, tarım, dış politika ve iç güvenlik meseleleri gibi) yaşamsal konularla ilgili herhangi bir çözüm üretti mi, plan-proje çalışması yürütüyor mu?..
- Rejimleri kuşatan tüm iktidarların yaptığı gibi, AKP döneminde de en başta milli eğitim sistemi gericilik çarkında darbe almışken, içinde AKP''den kopan (muhafazakar ya da dinci) partilerin de bulunduğu "6''lı masa" laik eğitim sistemindeki erozyonu giderebilecek mi, Atatürk ve cumhuriyete yönelik saldırıları bertaraf edebilecek mi?..
Evet; 2019''daki yerel seçim zaferinin ardından toplumun bir kesimi altılı masadan da başarı beklerken ve (sürekli yapılan toplantılarda yukarıdaki sorulara açıklık getirecek ikna edici bir bildirim yapılmazken) şu gerçek kesinlikle unutulmamalı;
Altılı masa Türkiye''yi aydınlığa- refaha- huzura kavuşturacak, cumhuriyetin darbe alan kazanımlarını geri getirecek hangi plan ve projeler üzerinden yürüyecek, bunu halka nasıl anlatacak ve AKP halen "yüzde 30''lar"dayken toplumu nasıl inandıracak?..
İşte tüm bu sorulara açık yüreklilikle yanıt verilmesi ve toplumun her açıdan ikna edilmesi cumhuriyetin geleceği açısından da yaşamsal önem taşıyor...