Almanya’da erken seçim tartışmaları yoğunlaşırken, Başbakan Olaf Scholz'un erken güven oylaması yapma isteği gündeme geldi. Ampel Koalisyonu’nun (SPD, FDP, Yeşiller) dağılması sonrası, CDU/CSU ve FDP liderleri Scholz’dan yeni seçim tarihinin öne çekilmesini talep etti. Scholz, bu çağrılara karşılık olarak, gerekirse Noel’den önce güven oylamasına gidebileceğini duyurdu. Ancak Alman Anayasası gereği, bir başbakanın görevden alınabilmesi için, parlamentoda bir halefin oy çokluğuyla seçilmesi ya da güven oylamasını kaybetmesi gerekiyor.
Scholz, ARD kanalına verdiği röportajda, “Makama bağlı değilim. Demokratik süreci ve teknik hazırlıkları gözetmeliyiz” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, CDU/CSU ve FDP’nin kendisine yönelttiği eleştirileri yanıtsız bırakmadığını gösteriyor. Scholz ayrıca, seçimlerin aceleye getirilmesinin Berlin’de yaşanan aksaklıkların tekrarlanmasına yol açabileceği uyarısında bulundu.
Berlin Eyalet Seçim Müdürü Stephan Bröchler, erken seçim için hazırlıkların aceleye getirilmesinin seçim kalitesini düşüreceği endişesini dile getirdi. Bröchler, seçimlerin düzenlenmesi sürecinde Alman federal sisteminin getirdiği karmaşık yapıya vurgu yaptı. Almanya’da seçim hazırlıkları, merkezi devletlerdekine kıyasla daha fazla koordinasyon gerektiriyor. Örneğin, Noel tatilinde seçim kampanyalarının yürütülmesi, oy kullanma alanlarının ve seçim görevlilerinin bulunması gibi lojistik sorunlara yol açabilir. Ayrıca, oy pusulalarının basımı ve dağıtımı için gereken kâğıt temini konusunda da zorluklar yaşanabileceği ifade edildi.
SPD liderlerinden Rolf Mützenich ise, seçim tarihi konusunda muhalefete iş birliği teklif etti. Ancak Mützenich, seçim öncesi bazı projelerde ortak bir anlaşmaya varılmasını önerdi. Öne sürdüğü projeler arasında çocuk parası artışı, Almanya biletinin güvence altına alınması ve sanayiye yönelik mali desteklerin artırılması gibi konular yer alıyor.
Scholz, röportajda, erken seçimlerde başarılı olacağına inandığını ve CDU lideri Friedrich Merz ile arasındaki farkları vurguladı. Kendisini “devlet meselelerinde daha soğukkanlı” olarak tanımlayan Scholz, SPD’nin anketlerdeki düşük oranlarına rağmen aradaki farkı kapatabileceğini belirtti. SPD, son anketlerde CDU/CSU karşısında %15-18 geride yer alıyor. Scholz’un bu iddialı açıklamaları, partisine olan güvenini yansıtırken, seçmenleri ikna etme çabalarının da süreceğini gösteriyor.
Buna ek olarak, Scholz, koalisyonun dağılmasının sorumluluğunu reddetti ve FDP lideri Christian Lindner’la yaşadığı bütçe anlaşmazlıkları nedeniyle koalisyonun sona erdiğini belirtti. “Koalisyonu devam ettirmek için pek çok konuda taviz verdim, ancak sona erdiyse artık bunu kabul etmeliyiz” diyen Scholz, Lindner’la yaşanan anlaşmazlıkların kamuoyuna net ve anlaşılır bir şekilde yansıtıldığını savundu.
Seçim hazırlıklarının zamanlaması konusunda tartışmalar sürerken, SPD ve Yeşiller Partisi seçimlerin sağlıklı bir şekilde düzenlenmesi için kamuya açık bir özel toplantı talep etti. Bu toplantıda, seçim tarihinin belirlenmesi ve süreçteki teknik gereksinimler ele alınacak. Almanya Federal Seçim Müdürü Ruth Brand, seçimin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için mevcut 60 günlük sürenin tam anlamıyla kullanılmasını talep ediyor. Brand, seçimlerin aceleye getirilmesi halinde birçok lojistik zorlukla karşılaşılabileceğini belirtti.
Ancak, Alman Kağıt Endüstrisi Birliği, talep edilen kâğıdın zamanında sağlanabileceğini açıklayarak, bu konuda bir engel olmadığını ifade etti. CDU yetkilileri de, seçim hazırlıklarının siyasi baskılardan bağımsız olarak yürütülmesi gerektiğini savundu.