Alman Komutan olmasaydı Çanakkale’de bu kadar şehit verilmezdi!

Çanakkale Savunması için 5’inci Ordu oluşturulur. Ordu Komutanlığına, 24 Mart 1915’te Başkomutan Vekili Enver Paşa tarafından Alman General Liman von Sanders atanır. Çanakkale’deki Türk Komutanları, Çanakkale Savunma Planı’nın esasını, “düşmanın karaya çıkmasına izin vermeden imhasını sağlamak” prensibine dayandırmışlardı. Düşmanın karaya çıkmasına imkân vermeden, daha denizde iken yok etmek, Kıyı Savunması’nın temel prensibidir. Bu savunma sisteminde, kıyı hattı kuvvetli tutulur. Çünkü düşmanın karaya çıkmasına fırsat verilmesi demek hem zayiatı artırmak hem de savaşın uzaması ve başarı şansının azalması demektir.

Ordu Komutanı Sanders, Türk komutanlar tarafından hazırlanan Savunma Planı’nın tam tersi bir savunma şekli kararlaştırır. Alman komutanın Savunma Planı, kıyı hattını zayıf tutmak, geride takviyeler bulundurmak ve düşmanın kıyıya çıkışına göre saldırıya geçmek esasına dayanıyordu. Türk Savunma sistemi ile çelişen bu plan, düşmanın kıyıya çıkmasına adeta göz yumuyordu. Başkomutan Vekili Enver Paşa da, Türk komutanları yerine Alman komutanı dinliyordu.

Savunma Bölge önceliği konusunda da, Türk Komutanları ile Sanders arasında ayrılık vardı. Başta Kolordu Komutanı Esat Paşa olmak üzere, Mustafa Kemal ve diğer Türk komutanlar birinci derecede savunma önceliğini Gelibolu Yarımadası’na vermişlerdi. Alman Ordu Komutanı, düşman çıkarmasının Gelibolu Yarımadası’na yapılacağını kabul etmiyordu. Sonuçta, Çanakkale’de kıyı hattı kuvvetli olarak savunulmadığı ve böylece düşmanın karaya çıkmasına izin verildiği için 260 gün (8,5 ay) boyunca düşmanı denize dökmek mümkün olmamış ve Türk kanı oluk oluk akmıştı.

Liman Paşa, Ordu Komutanlığı görevini 24 Mart 1915’te aldıktan sonra, Almanlar Çanakkale Cephesi’ndeki yönetimi ele geçirmiş olurlar. Mayıs 1915’ten itibaren Alman komutanların sayıları daha da artar. Almanların Çanakkale Harekatı’na önem vermelerinin asıl nedeni, düşman kuvvetlerini Batı Cephesi’nden uzak tutmaktı. Almanlar, Çanakkale Cephesi’nde 500 binden fazla düşman kuvvetini bağlayarak, Batı Cephesi’nde Türkiye’nin Almanya’ya önemli ölçüde yardım ettiğini arşivlerinde ifade etmektedirler.

Çanakkale Cephesinde, Ordu komutanının Alman olması, emir ve komutanın Almanlara geçmesi, Türk komutanların hazırladığı Savunma Planı’nın Alman komutan tarafından değiştirilmesi Türklere çok pahalıya mal oldu. 25 Nisan 1915’te düşmanın karaya çıkması ile başlayan ve 9 Ocak 1916’da İngiliz tahliyesi ile sona eren Çanakkale Muharebeleri çok kanlı geçti.

Türk Ordusu kayıpları şöyledir: 101.279 şehit, 102.603 yaralı ve kayıp, 10 bin esir olmak üzere toplam 213.882’dir. Eğer Alman Komutan yerine Türk Komutan olsaydı ve Türk Savunma Planı uygulansaydı Çanakkale Kara Harekâtı, çok daha kısa sürede ve çok daha az kayıpla başarıya ulaşırdı.

Yarbay Mustafa Kemal, Gelibolu Yarımadası’nda ihtiyat olan 19’uncu Tümen Komutanı’dır. Kolordu Komutanı Esat Paşa’ya bağlıdır. Tüm yazışmalarını, 3’üncü Kolordu Komutanı Esat Paşa ile yapmaktadır. 25 Nisan 1915’te, düşman çıkarması başlar. Mustafa Kemal, bir hafta sonra Kolordu ve Ordu komuta kademelerini atlayarak, doğrudan Başkomutan Vekili Enver Paşa’ya tarihi bir mektup yazar. 3 Mayıs 1915 tarihli bu mektupta, Alman Ordu Komutanı’nı sert bir dille şikâyet eder. Sanders’in Savunma Düzeni’nin düşmanın karaya çıkmasını kolaylaştırdığını açıkça belirtir. Tarihi mektup:

“20 Nisan 1331 (03 Mayıs 1915). Evvelce Zatı alilerinize bu bölgenin önemini arz etmiştim. Maydos Bölgesi kuvvetlerine komuta ettiğim zaman aldığım düzen ile düşmanın karaya çıkmasına imkân verilmeyebilirdi. Von Sanders Paşa Hazretleri bizi, bizim orduları, bizim memleketimizi tanımadığı ve layıkıyla incelemede bulunacak kadar bir zamana sahip olmadığından, sahilde çıkarma noktalarını tümüyle açık bırakacak düzen almış ve bugün düşmanın karaya asker çıkarmasını kolaylaştırmıştır… Vatanımızın savunmasında kalp ve vicdanları bizim kadar çarpmayacağı kesin olan, başta Von Sanders oılmak üzere bütün Almanların düşüncelerine de güvenmemenizi kesinlikle temin ederim. Bence bizzat burayı teşrif edip, genel durumumuzun gereklerine göre bizzat sevk ve idare etmeniz uygun olur kardeşim.”

3’üncü Kolordu Komutanı Esat Paşa’nın Kurmay Başkanı Albay Fahrettin Altay, “On Yıl Savaş ve Sonrası” adlı eserinde, Alman subayları ve Liman Von Sanders hakkında şunları yazmıştır: “Çanakkale Bölgesi’nde 5’inci Ordu kurulmuş ve komutanlığına Liman von Sanders atanmıştı. Deniz Komutanlığı görevi de Alman Amirali von Usedom’a verilmişti… Birçok Alman deniz, kara, hava subayı da çeşitli birlik komutanlığı ve kurmaylıklarda görevlendirildiler. Bu suretle Çanakkale Boğaz’ını savunacak Silahlı Kuvvetlerimizin yüksek komutası Almanlara verilmiş oluyordu… Ordu Komutanı Liman von Sanders’in strateji kudretinin azlığı ve düşmanın karaya çıkacağı yerlerini yanlış tahmin etmesi ve kolordunun yetkisine fazlaca karışması, Kolordu Komutanı’nın da buna ses çıkarmaması yüzünden ilk savunma tedbirlerinin alınmasında hatalar meydana gelmiştir. Enver Paşa’nın da gelip bu düzeni kontrol etmemesi, savaşın uzamasının ve Türk kanının daha fazla akmasının sebeplerinden biridir. ”

Yazılı raporlar, mesajlar ve anılar dikkate alındığında; muharebeler sırasında, özellikle savunma düzeninde Türk askerinin fazla zayiat vermesinde esas sorumluluk, Ordu Komutanı Liman von Sanders ile Başkomutan Vekili Enver Paşa’dadır. Enver Paşa’ya bu konuda mektup ve rapor gönderilmiş olmasına rağmen, Alman komutanın savunma düzenine karşı çıkmaması anlaşılabilir bir durum değildir.

Sonuç olarak, Alman Komutan Türk Savunma Planı’nı değiştirmeyip kabul etseydi, 250 bine yakın Türk askeri kaybımız olmayacak ve Çanakkale Kara Muharebeleri 8,5 ay yerine çok daha kısa sürede ona erecekti. Çanakkale’de, yaklaşık 500 bin düşman askerini uzun süre tutarak Almanları Batı Cephesi’nde rahatlattık, ancak karşılığında gürbüz bir nesli de kaybettik.

Mustafa Kemal, tarih sahnesine ve Türk milletinin huzuruna Çanakkale Muharebeleri’nde çıkar. Savaş tarihi açısından doğum yeri KEMALYERİ’dir…

Cumhuriyet’in önsözünü yazan kahramanlara… Vatandan başka sevgili bilmeyen o kuşağa… Kemalyeri’nde doğan, Anafartalar’da yükselen güneşe… Saygı ve minnetle…

Kaynakça:

-Genelkurmay ATASE Başkanlığı, Çanakkale Muharebeleri 75’inci Yıl Armağanı, Ankara 1990.

-Fahrettin Altay, On Yıl Savaş ve Sonrası (1912-1922), İstanbul 1970.

-İsmet Görgülü, Çanakkale Zaferi Üzerine Alman İddiaları, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 1995; İsmet Görgülü, Çanakkale İlk Günde Biterdi, Bilgi Yayınevi, 2008.

-İsmet Görgülü, Atatürk’ün Arıburnu Muharebeleri Raporu ve Anafartalar Muharebatı Adlı Eserlerinde Yer Almayan Emir ve Raporlarından Bir Demet, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt VII, Kasım 1990, Sayı 19.

- İzzeddin Çalışlar-İsmet Görgülü, On Yıllık Savaşın Günlüğü, Güncel Yayıncılık, 2007.

-Jahude L. Wallach, Bir Askeri Yardımın Anatomisi, Genelkurmay ATASE Yayını, 1985.

-Liman Von Sanders, Türkiye’de Beş Sene, Yeditepe Yayınevi, 2010.

- Mustafa Kemal, Arıburnu Muharebeleri Raporu, TT Kurumu, 1990.

-Mustafa Kemal, Anafartalar Muharebatı’na Ait Tarihçe, TT Kurumu, 1990.

Naim Babüroğlu, Kemalyeri, İnkılap Kitabevi, 2020.

Naim Babüroğlu, Çanakkale 1915-Almanların Büyük Tuzağı, İnkılap Kitabevi, 2020.

Yazarın Diğer Yazıları