Alman arşivinde "soykırım" yok
Pera... 8 Mayıs 1915... İstanbul Büyükelçisi Wangenheim'dan Alman Şansölyesi Bethmann Holweg'e:
"Ermeni çevrelerin çeşitli yerlerde meydana gelen huzursuzlukların anlamını yumuşatmak ya da suçu Türk yetkililerin aldığı önlemlere yıkma çabalarına rağmen, olayların (...) Ermeni devrim komitesi tarafından desteklendiğine dair işaretler giderek artıyor.
(...)Ermeni tarafı, Pastırmacıyan adında birinin oradaki Rus çıkarlarını aşırı şekilde aradığını yalanlamıyor. Bu tehlikeli kışkırtıcının Osmanlı Bankası'na düzenlenen saldırıyı da yönettiği geniş çevrelerce biliniyordu...
(...) Ermeni halkının doğu eyaletlerinde silahlı oluşları Ermeniler tarafından itiraf ediliyor (...) Yetkililer mutlaka Zeytun'daki Ermeni halkının da yabancıların kışkırtması sonucu hükümete karşı silahlı direniş göstermek için kışkırtıldığını tahmin ediyordur.
Ermeni hareketinin son haftalarda kaygı uyandıracak bir yapıya büründüğü bir gerçek. Hükümet de bu doğrultuda kesin ve zorunlu, gerekli bir karşı baskı politikası izliyor...
Zeytun'da halkın bir bölümü ağırlıklı olarak Konya'ya nakledildi. Aynı önlem Sivas ve Suriye'nin bazı kuzey kesimleri için de uygulama aşamasında... Duyulan yoğun kaygıya rağmen burada şimdiye kadar bir kıyım yaşanmadı. Ne Zeytun'da, ne Maraş'ta, ne Antep'te, ne de Erzurum'da bir kıyım yaşanmadı. Hükümet gelecekte de bir kıyım yapılmasını önleyecektir..."
***
Bu kadardı ya...
Alman arşivlerindeki, böyle yüzlerce yazışmayı ifşa edecektiniz aleme... İngiliz kılığına girip Ermenileri Osmanlı'ya karşı kışkırtan ve sonra da "rüşvet"le kendi ülkelerinin yanına çekmeye çalışan Alman ajanların "resmi" itirafnamelerini yayınlayacaktınız...
Bettina Kudla'ya verseydiniz o bile yapardı -utanmayacaksanız-.
Kendi devlet arşivi "soykırım yok" belgeleriyle dolu bir ülkeye "soykırımcı" dedirttiniz ya kendinize -vazgeçtim- şimdi utanmayacaksınız da ne zaman utanacaksınız!
*
"Çok güzel şeyler" değil "Organize kötülük"ler bunlar
Leyla Zana'ları cezaevi çıkışı konutunda ağırlayan Abdullah Gül... Öcalan'ın 12 şartlı mektubunun adresi Abdullah Gül... Devletin zirvesinde dağdan iniş seferberliği başlatan Abdullah Gül... "AKP'nin Kürt federe devletine karşı olmadığını anlatmak üzere" Washington'a giden Abdullah Gül... Vamık Volkan'ın "Türklük yerine Türkiyelilik, özerklik, Anayasa'nın ilk üç maddesinin değiştirilmesi, operasyonların durdurulması" akıllarıyla dolu raporunu kılavuz edinen Abdullah Gül... PKK yığınakları ve şehit cenazelerinden başka sonucu olmayan "açılım"ı "çok güzel şeyler olacak" diye duyuran Abdullah Gül...
Ve fakat...
Abdullah Gül'ün de bulunduğu şehit cenazesinde yuhalanan hatta önüne mermi atılarak tehdit edilen, ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu...
Gazeteci İlhan Taşçı'nın dediği gibi bu işte "organize bir kötülük" yok mu sizce de?
*
Şehit cenin!
Düne kadar "şehitler ölmez" diye haykırıyorduk, dün bir evladın doğmadan, anne karnında katline tanıklık ettikten sonra "ceninler doğmaz" diye bağırmalıyız bana kalırsa. Kim bilir, belki "baş nüfus planlayıcısı" duyar da, vatan, millet için yapmadığını sırf o muhteşem üreme projesi sekteye uğramasın diye yapar belki...
Umut fakirin ekmeği.
*
Minik Beren babasını bekler...
"Kumpas"ın tek tutuklusu olarak hâlâ cezaevinde olan Murat Eren'in başvurusunu 35 aydır gündemine almayan Anayasa Mahkemesi üyelerine ithaf bir kampanya başlatıldı.
"Yeter artık yeter; Minik Beren babasını bekler..." sloganıyla başlatılan kampanyanın amacı yaklaşan Babalar Günü'nden önce Eren'in kızı Beren'i babasına kavuşturmak...
Kampanyayı başlatan Candan Yıldızhan'ın çağrısı anlamlı:
- Orucunuzun hak nezdinde kabul olmasını istiyorsanız, adaleti geciktirmeyin, Murat Eren'in hakkını yemeyin...
*
Lobidir lobi...
Global Barış Endeksi'ne göre Yemen, Ukrayna, Libya ve Bahreyn ile birlikte Türkiye de "şiddet ülkeleri" listesinde ilk 5'e girmeyi başarmış sonunda! Ukrayna'yı anladık; işgal, savaş, ayrılık, iflas başına gelmeyen kalmadı. Yemen, Libya ve Bahreyn zaten "Arap Baharı"nda kanı donanlar kervanında; ayaklanma desen onlarda, darbe onlarda, mezhep çatışması onlarda, eh bir "asrın lideri" de yok başlarında, hepsi devrildi... Ama olmuş mu şimdi? "Muhteşem 14 yılı"nı "güçlü", "lider", "model" olarak tamamlayan Türkiye yakışmış mı hiç bu "zavallı" ülkelerin arasına? Alman mı Zerdüşt mü çok emin değilim ama kesin bu da bir "lobi" faaliyeti!
*
Bi'şey soracağım...
Şu "kıyamete kadar sürecek", Churchill'in "Kan, meşakkat, ter ve göz yaşından başka vaat edecek bir şeyim yok" itirafı gibi bir şey mi?
*
Film...
Terör nedeniyle yayın akışını değiştiren kanal Düğün Dernek yerine Kartal Göz'ü yayınlamış; övünüyor. İkisi de film... Duyan da sanır ki, Erzurum Kongresi kararlarını yayınlayıp milleti göreve çağırdı!