Ali Babacan'a sert gözdağı

AKP kurucularından eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış'ın partisinden ihracına şaşırdınız mı?..

Ben, hiç şaşırmadım...

AKP kulislerini yakından takip eden bir gazeteci olarak beklediğim bir gelişmeydi!..

Ne dedi, AKP sözcüsü Ömer Çelik, Yakış'ın ihraç istemi ile merkez disiplin kuruluna sevki kararını açıklarken?

"Yakış ,devlet içine nüfuz etmiş, ulusal güvenliğimizi tehdit eden legal görünümlü illegal yapının yayın organlarında yaptığı açıklamalar ile tüzüğümüz gereği, gerçek dışı haber yaymak, iftira, hakaret, karalama ve küçük düşürücü beyanlarda bulunduğu için..."

Klasik paralele bağlama numarası!.. Asıl sıkıntı bambaşka ve daha büyük. Başbakan başdanışmanlığım döneminde Yaşar Yakış ile yakın çalışmış biri olarak -her ne kadar görüş ve düşüncelerinin çoğuna katılmasam da- şunu rahatlıkla söyleyebilirim; Doğrucu Davut'tur Yakış. Demokrattır, iftira ve şantajlara da hiç pabuç bırakmayan bir karakterdir. Yüksek sesle doğruları dile getirdiği için Dışişleri Bakanlığı döneminde Erdoğan'ın çokça canını sıktığına da şahit olmuşumdur.

Gelelim bugüne...

Yeri geldiğince AKP'nin cadı kazanı gibi kaynadığını ifade ediyoruz. Havuz medyasına bağlı yaşamadan gerçekleri YENİÇAĞ'da arayan okurlara da kulisleri duyurmaya çalışıyoruz. Küskünler hareketi olarak adlandırılan isimler 1 Kasım'dan sonra çalışmalarına ara vermedi daha da hızlandırdı iktidar partisinde. Hepinizin tanıdığı, bildiği isimlerden olan eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ, eski Enerji Bakanı Taner Yıldız, eski Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan önderliğinde önemli AKP aktörleri sık sık bir araya gelip toplantılar yapıyorlar. Bu toplantılara AKP'nin Ankara dışındaki teşkilatlarından eski-yeni isimler de dahil oluyor, Yaşar Yakış da sık sık bulunuyor. Ara sıra devlet erkânının önemli temsilcileri de istişarelere katılıyor. Denilene göre; "oluşum yurt içindeki örgütlenme ağını tamamladı." AKP içindeki bu ağır grubun lideri Ali Babacan. Diğer taraftan Bülent Arınç, Sadullah Ergin, Nihat Ergün, Hüseyin Çelik gibi ağır topların bulunduğu bir grup Ankara'da zaman zaman bir araya gelip durum değerlendirmesi yapıyor. AKP kulislerinde bu ekibin de "Ali Babacan'ın liderliğine sıcak baktığı" konuşuluyor. Ancak, "parti içinde mi mücadele" yoksa "yeni bir parti mi?.." Karar için "o zaman" bekleniyor. Yedekte Türk siyasi tarihinin çok meşhur bir partisinin tutulduğu da iddialar arasında. 2016 yılı, Türkiye için de AKP için de çok büyük sürprizlere gebe. Yine de büyük sevgilerinden (!) olsa gerek AKP içindeki gruplar R. Erdoğan'ın sağlık durumunu da çok yakından takip ediyor.

Anlayacağınız, Yaşar Yakış, R. Erdoğan'ın talimatıyla gönderildi disiplin kuruluna. Bu hamlenin de başta Ali Babacan olmak üzere diğerlerine sert gözdağı olduğu AKP içinde herkesin konuştuğu gerçek. İhraçların gerisi gelir mi?.. Erdoğan'ı çok yakından tanıyanlara göre de; "hiç şaşırtıcı olmaz."

Artan küstahlık!..

"Bıçak kemiğe dayandı" diye R. Erdoğan bazı HDP'lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasında ısrarcı gibi gözüküyor. İnandırıcı olmayan bu sözde tehditler karşısında el bebek gül bebek büyütülüp iyice şımartılan terör örgütü PKK'nın siyasi temsilcileri de "vız gelir tırıs gider" havasında. DTK Eş Başkanı Hatip Dicle, çıktı, dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla Türkiye'ye dış müdahale arasında ilinti kurdu. Hem de üyesi olduğumuz NATO'nun 5'inci maddesinin B şıkkına göre...

Sakın ha bana kızmayın!..

Son günlerde "özerklik tartışılmalı", "özerklik bizim programımızda var" diye tepinen HDP, bu tavrında çıtayı yükseğe çekiyor. Meclis kulislerinde HDP milletvekilleri "Türkiye'de Kürt sorunu yok, Kürdistan sorunu var" diye konuşuyor. HDP'liler arasında önceki gün Meclis kulisinde yapılan bir sohbetten kısa bir bölüm aktarmakla yetineceğim;

"Sorun sadece artık bir Kürt sorunu olarak görülemez. Bu boyutu çoktan aştı. Uluslararası bir boyut aldı. Bu anlamda da Türkiye'nin her tarafını ilgilendiriyor. Özerklik sorunu bir tarafa Türkiye'de ciddi bir sorun var. Çatışma şu anda sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde var. Bölgede yaşanan sorun artık geri dönülmez noktaya geldi. İnsanlar sokakta ve haklarını istiyor. Devlet karşı çıkıyor. Biz Türkiye'den payımızı istiyoruz. Yarın bu sorun büyük şehirlere sıçrarsa o zaman AKP konunun ne kadar ciddi olduğunu anlayacaktır. Büyükşehirlerde sorun daha çok kendini hissettirir. Metropollerde yaşanacak olayların önüne geçemeyecek AKP. Bu noktadan itibaren sadece özerklik de tartışılmayacak. Biz ülkedeki payımızın hepsine talibiz. Kürtler, Türkiye'deki haklarını istiyor."

...

"AKP, dokunulmazlıkları kaldırmak için elinden geleni yapıyor. Ama daha önceki örnekler var. Daha önce dokunulmazlıklar kaldırıldı da ne oldu? Herkes yine politika yapmaya devam ediyor. Bu nedenle dokunulmazlıkların kaldırılması için yapılacak her türlü girişim boş. AKP sadece kendini ve kamuoyunu oyalıyor. Bizim dokunulmazlıklarımızın kaldırılması gibi bir sorunumuz yok. Politika yapmaya her koşulda devam ederiz. AKP'nin göremediği nokta burası. HDP her şartta politika yapmaya devam edecek."

Ne demişler?..

"Eskiden yediğiniz hurmalar..."

Yazarın Diğer Yazıları