Yeni parti çalışmaları ile gündemde olan eski Başbakan Yardımcısı ve eski Ekonomi Bakanı Ali Babacan, Karar gazetesinden Ahmet Taşgetiren ve Yıldıray Oğur'un sorularını yanıtladı.
Babacan, Karar gazetesine verdiği röportajda, ilk defa bir parti kuracağına dair ortaya çıkan haberleri kamuoyuna doğrulayarak bu yılın sonuna yeni partinin tüzel kişiliğini oluşturmayı amaçladıklarını açıkladı.
Ali Babacan, Temmuz ayında kaleme aldığı bir mektup ile Kurucular Kurulu'nda yer aldığı AKP'den istifa etmişti.
8 Temmuz itibarıyla 18 yıllık AKP üyeliğini sonlandırdığını açıklayan Ali Babacan, "aklen ve kalben ayrılık yaşadım" ifadesini kullanarak "Türkiye için yepyeni bir gelecek vizyonuna" ihtiyaç duyulduğunu belirtmişti.
Ali Babacan yaptığı açıklamalardan öne çıkan başlıklar şu şekilde;
AKP'DEN NEDEN İSTİFA ETTİ?
"İnsan hakları, özgürlükler, çoğulcu demokrasi ve hukukun üstünlüğü"nün inandığı ve savunduğu değerler olduğunu vurgulayan Babacan, AKP'nin kuruluşunda yer alan bu ilkelerden uzaklaşmasıyla bugünkü 'üzüntü veren' tablonun ortaya çıktığını öne sürdü.
Babacan, AKP'ye verdiği istifa mektubunda ifade ettiği "aklen ve kalben ayrışmayı" şu şekilde anlattı:
"Şeffaflığı çok önemsedik mesela. Kamuoyu yönetiminde ve siyasette etiği çok önemsedik. Bu konularda problemleri gördüğümüzde de çok geniş çalışmalar yaptık. Kanun tasarıları hazırladık, sunuşlar yaptık. Dünyadaki örnekleri inceledik. Ama bu çabamızda başarılı olamadığımızda da kalbimizde bir kırıklık oluştu doğrusu."
NEDEN YENİ BİR PARTİ KURUYOR?
"Yeni bir gelecek vizyonu gerekiyor Türkiye için. Ama bu çalışmaları mevcut bir siyasi partinin içinde yapmak çok zor. Çünkü parti disiplini diye bir gerçek var. Söylenmiş pek çok söz var." diyen Babacan, 'beyaz bir sayfaya' ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
Babacan, bugünkü şartlarla AKP'nin kurulduğu dönemdeki şartların farklı olduğunu belirterek başlattıkları çalışmanın toplumun bütün kesimlerini dikkate aldığını ve ortak sorunlara ortak çözüm arayışı içinde olduğunu vurguladı:
"Yine bir özgürlük sorunu var Türkiye'nin. Yine bir temel haklar sorunu var. Ama bunların niteliği değişti. Daha farklı kesimleri de ilgilendiren sorunlar haline geldi bunlar. Ayrıca, Türkiye'nin bir adalet sorunu var. Bir ekonomi sorunu var.
"Bu sorunlar her kesimi ilgilendiriyor. Şu anda toplumun tümünün ortak dertleri var. Dolayısıyla, bugünkü çalışmanın hem kaynaklandığı ortam hem de nihayetinde hedeflediği kitle 2001 şartlarına göre çok çok farklı."
PARTİ NE ZAMAN KURULACAK?
Parti ekibini şekillendirmenin ve ortak vizyonunu kurgulamanın zaman aldığını söyleyen Babacan, yıl sonuna kadar partinin tüzel kişiliğini kurmak istediklerini söyledi:
"Gönlümüzden geçen takvimler 2020'yi göstermeden tüzel kişiliği kurmak. Kalite çok önemli burada. Ne insan kaynağından ne de yapılacak işin kalitesinden asla taviz vermek istemiyoruz."
BABACAN'IN KURACAĞI PARTİDE KİMLER OLACAK?
Babacan, kuracağı partide toplumun her kesiminden insanlar olduğunu ifade ederek henüz bu aşamada bir isim veremeyeceğini söyledi:
"Kendiliğinden bize gelen insanlar toplumun her kesiminden. Bu doğal bir şekilde böyle gelişiyor. Türkiye'nin en önemli sorun alanları özgürlük, adalet ve ekonomi. Bizim bu konularda samimi bir şekilde çalışacağımıza insanlar inanıyor. Toplumsal araştırmalarda ekonomi daha ön planda bir sorun."
Eski ekonomi bakanı, "ahlaki sorumluluk hissederek" partiye katkıda bulunmaya gelen insanların olduğunu belirterek, "Samimiyetle söyleyeyim, bu kadar beklemiyordum. Bu kadar geniş kesimlerden, bu kadar donanımlı insanların bu kadar erken aşamada çalışmaya istekli olacağını beklemiyordum" ifadesini kullandı.
ABDULLAH GÜL PARTİDE YER ALACAK MI?
Babacan, eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, cumhurbaşkanlığı makamından ayrıldığı için tarafsız kalmak istediğini ve bir siyasi parti çatısı altında olmak istemediğini söyledi; ancak parti çalışmalarına destek verdiğini belirtti: "Bizim çalışmalarımıza tam destek veriyor. Ayda bir veya iki defa görüşüyoruz. Bilgi ve tecrübelerinden istifade ediyoruz."
AHMET DAVUTOĞLU PARTİDE YER ALACAK MI?
Eski başbakan ve dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu ile yakın dost olduklarını söyleyen Babacan, "Ancak siyasetteki önceliklerimiz, izlediğimiz yöntem ve üslup oldukça farklı. Şu anda bizim geleceğe bakmamız gerekiyor ve tam anlamıyla bir ekip çalışması yapmamız gerekiyor." sözlerini sarf etti.
YENİ PARTİNİN ADI BELLİ Mİ?
Yıldıray Oğur'un bu sorusuna Babacan, parti ekibinin netleşmesinin ardından alternatifler üzerinde konuşulacağını söyleyerek yanıt verdi.
GÜLEN YAPILANMASIYLA İLGİLİ NE DÜŞÜNÜYOR?
Darbe girişiminin geçekleştiği 15 Temmuz 2016 tarihinde ailesiyle yurt dışında tatilde olduğunu ancak ilk uçakla Türkiye'ye geri dönerek demokrasi nöbetlerine katıldığını söyleyen Babacan, Gülen yapılanmasıyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Bunların karanlık yüzü hem Türkiye'de hem de dünyada artık daha iyi anlaşılmış durumda. Şeffaf olmayan ve takiyye yapan bir örgüt. Türkiye'ye de çok büyük bir zarar verdi. Bu örgütle mücadelenin sonuna kadar da devam etmesi gerekiyor. En küçük bir taviz bile asla söz konusu olmamalı. Bir ülkenin demokrasisini, parlamentosunu, bir ülkenin devlet başkanını hedefleyen bir terör örgütüne mutlaka hak ettiği en ağır ceza uygulanmalı."
Eski bir Hazine çalışanının kendisiyle ilgili bulunduğu suç duyurusuyla ilgili olarak ise, "Burada üzücü olan şu; bu tür asılsız iddialar, oluşturulmaya çalışılan suni gündem, yürütülmekte olan gerçek FETÖ mücadelesine çok zarar veriyor." dedi.
KAYYUM ATAMALARIYLA İLGİLİ OLARAK NE DÜŞÜNÜYOR?
"Kürt sorunuyla ilgili yeni bir strateji çalışmasına ihtiyaç var" diyen Babacan, Diyarbakır, Mardin ve Van belediyelerine kayyum atanmasıyla ilgili olarak, "Seçilmiş bir insanı görevinden alabilecek bir gücün sadece ve sadece hukuktan güç alan bağımsız yargıda olması lazım. Çünkü halkın iradesi demokrasilerdeki en önemli güç." dedi.
EKREM İMAMOĞLU İLE İLGİLİ NE DÜŞÜNÜYOR?
Yerel seçimlerde oluşan atmosferden daha önce, 19 Şubat'ta yani parti çalışmalarına başladıklarını söyleyen Babacan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu ile ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Ekrem Bey ile henüz tanışmadık. Kendisi aday olduktan sonra ismini öğrenme imkanını buldum. Anladığım kadarıyla İstanbul'da da aday olana kadar tanınırlılığı çok yüksek değilmiş. Ama oldukça düşük bir tanınırlılık oranından böylesine yüksek bir oranla seçim kazandı. Hayırlı olsun diyorum, kendisine başarılar diliyorum. Allah kolaylık versin."
GENÇLİKLE NASIL BİR İLETİŞİM HEDEFLENİYOR?
"Bugün gençlerimizin haklı kaygıları var. Aynı zamanda bambaşka hayalleri var. Dünyayı biliyorlar, tanıyorlar. Söyleyecek çok sözleri var. Sorunların çözümü ve geleceğin tasarlanmasında sorumluluk üstlenmeye hazırlar. Müthiş bir potansiyel var. Türkiye'nin gerçek gücü de burada aslında.
Kuşkusuz gençlerle grup grup oturuyoruz ve onların görüşlerini dinliyoruz. Gençler Türkiye'nin en iyi dönemlerini yaşadılar. 2001 öncesini bilmiyorlar. Bir de ülkenin bugün içinde bulunduğu durumu idrak ediyorlar. Dolayısıyla daha iyisini gördükleri için şu andaki durumdan çok şikayetçiler.
Geçenlerde üniversite sınavlarında yüksek başarı elde etmiş bir grup gençle uzun bir sohbet yaptık. En büyük şikayetleri de kendilerini ifade edememeleri. Özgür bir tartışma ortamı olmaması Türkiye'de. Tweet atmaktan korkar hale gelmişler. Fırsat eşitliğinin olmamasından da şikayet ediyorlar. Gençlerde adalet hissi çok yüksek.
Bilgiye artık çabuk ulaşıyorlar. Matbaanın icadı tarihte nasıl bir dönüm noktasıysa, bu akıllı telefonlar da bir o kadar bir dönüm noktası tarihte. Herkesin cebinde dünyaya açılan bir pencere var. Artık çocuklar anne babalarını her şeyi bilen olarak görmüyorlar, ellerinin altında telefonlardan açıp bakıyorlar, bak böyleymiş diyorlar. Dünyayla daha entegreler. İyiyi görüyorlar. İyiyi gördükleri zaman daha azıyla tatmin olmuyorlar. Çok doğal. Bir ülkeyi kapattığınızda, kapalı bir ülkede eğer o ortamdan başkasını insanlar görmüyorsa, o hayat onlara doğal gelebilir. Bütün dünyayı öyle zannedebilirler. Dolayısıyla daha iyiyi gören daha iyiyi idrak eden insanların daha azıyla yetinmesi mümkün değil. O yüzden onların beklentilerine, hayallerine cevap verecek, bunun için de samimi bir şekilde çalışacak siyasi bir yapıya ihtiyaç var."