Alevlere kurban edilen Haydarpaşa Garı

Tarihi Haydarpaşa Garı, gözler önünde cayır cayır yandı. Haydarpaşa Garı benim hayatımda çok önemlidir. Okula gidip gelirken, sonra Ankara’ya giderken... Ve de rahmetli babamın Çanakkale’de yaralandıktan sonra burada sedye üzerinde yatarken, Başkomutan Enver Paşa’dan göğsüne madalya takıldığını hep hatırladığım için.
Bu hafta köşemde bu yangın hususunda değerli bir uzmanın, dostum Yüksek Mimar Kentbilimci Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp’in görüşlerine yer veriyorum... Profesör Alp, “10 kalemde hatırlatıyor, uyarıyor” ...
“Haydarpaşa Garı’nın alevlere teslim olması düşündürdü. Ve yangın bize derin mesajlar verdi. Bir başyapıt olan Haydarpaşa Garı’nın gereğince korunamadığı gerçeğinden, yangın sırasında yaşananlar ve yakın geçmişimizdeki benzer olaylardan yola çıkarsak:
1- Beklenen büyük depremde bir senaryoya göre başta doğal gaz kaçaklarından olmak üzere İstanbul’da yaklaşık 3.000 noktada yangın çıkacaktır. Bu kabule göre İstanbul deprem ve yangın felaketini beraber yaşayacak ve depremden sonra İstanbul hem yıkılmış, hem de yanmış olacaktır.
2- Muhteşem saraylarımız, köşk ve kasırlarımız, görkemli camilerimiz ve tarihin büyük medeniyet ve kültürlerini simgeleyen diğer mimari anıt ve eserlerimiz her an bir patlama ve yangında kaybedilebilir.
3- ‘2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul’, ‘2012 Avrupa Spor Başkenti İstanbul’gibilerinden köprü ve bilbordları süsleyen parıltılı sloganlar, Boğaziçi Köprüsü’ndeki şaşaalı ve başarılı ışık gösterilerinin altında ne yazık ki altyapısı yetersiz, organizasyonu bozuk, sistemleri arızalı, ağırlıklı olarak çarpık ve illegal yapılaşmış hastalıklı bir kent yatmaktadır. Bu tatsız gerçek yalnız İstanbul ile sınırlı olmayıp, ülke genelde can ve mal güvenliğimiz belli bir tehdit altındadır.
4- Pamukova’da ‘Hızlı Tren’faciası, maratonda köprünün tehlike atlatması gibi yakın geçmişteki olayları hatırladığımızda PTT, mobil haberleşme, internet, demiryolları ve garlar, hava taşımacılığı ve havalimanları, deniz taşımacılığı ve limanlar ve kıyı yapılarından sorumlu iken geçtiğimiz yıllarda ilaveten karayolları, kara taşımacılığı, otoyollar, metrolar, boğazaltı tüp, tünel ve boğaz köprüleri inşa ettirme görevleri de verilen Ulaştırma Bakanlığı bu yükün altında ezilmeye ve yanlışlar yapmaya başlamıştır. Ataköy’de konutların, karayolunun ve uçak pistinin dibine inşa edilmekte olan 7x5000 tonluk zemin üstü yakıt depoları, diğer bir deyişle saatsiz bombalar bu tespitimin güncel bir yansımasıdır.
5- ‘Geçmişleri ile bağlarını koparan milletler yok olmaya adaydırlar’söylemini hatırlarken ülke genelinde 40’a yakın Kültür ve Tabiat Varlıkları Bölge Koruma Kurulu çalıştıran Kültür ve Turizm Bakanlığı, kültür ve tabiat varlıklarımızı yeterince korumayı henüz başaramamaktadır. Özümüzü, kimliğimizi ve zenginliğimizi coğrafyamızdaki kültür ve tabiat varlıklarının oluşturduğu bilinci, henüz tam anlamıyla oturamamıştır.
6- İnşaat müteahhitliği sektörümüz, yurt içinde ve dışında kayda değer başarılar yakalarken bir kısım inşaat ve yapım işlerimiz ‘ben yaptım oldu, bir şey olmaz’anlayışıyla ilkel ve niteliksiz ve güvensiz biçimde devam edegelmektedir.
7- ‘İmam böyle yaparsa cemaat ne yapsın’atasözünü anımsarken Kadıköy Belediyesi’nden ruhsat almadan Haydarpaşa Garı’nın çatı onarımını yürüten İdare ile ‘Belediye’den izin almaya gerek yok, Koruma Kurulu’nun izni yeter’şeklinde açıklama yapmak durumunda kalan siyasi otorite vatandaşa kötü örnek olmaktadır.
8- Yandaşları kalkındırmak ve neticeten kendisini güçlendirmek amacıyla ehliyet, yetenek ve deneyim aramadan dost, akraba ve yandaşlara iş verme illetinden ülkemiz henüz kurtulamamış, AB ile uyum seferberliğine rağmen ihale sistemimiz henüz çağdaş bir nitelik kazanamamıştır.
9-Benzer durumlarda baştaki siyasi sorumlunun istifa ederek kamu vicdanını rahatlatma erdemi bizim kültürümüze henüz yansımamıştır. Koltuğa yapışma geleneğimiz halen egemendir.
10- Ülkemizde seçmen, seçimlerde adayların liyakati, kabiliyeti, ehliyeti, deneyimi ve kişiliği yerine parti liderinin duruşuna, parti rozeti ve bayrağına oy verme döngüsünden halen kendini kurtaramamıştır.”
SON SÖZ: Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, Haydarpaşa Tren Garı’nda çıkan yangına ilişkin diyor ki: “İki tez var. Birincisi, bizden izin almadan, ruhsat almadan bu büyük onarıma başladılar. Ya da bina su aldığı için kendi başlarına oraya bemran dediğimiz, yalıtım malzemesi sermeye başladılar. Her ikisinin de Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan izin almadan, bizden ruhsat alınmadan yapılması mümkün değil” dedi.
Selami Öztürk ile Ahmet Vefik Alp’in söyledikleri çakışıyor. Kısacası “İhmal” ve “Yasalara aldırmazlık”... ‘Avrupa Kültür Kenti İstanbul’un tarihi simgesine darbe!...

Yazarın Diğer Yazıları