MHP Genel Başkan Adayı Meral Akşener, Antalya'da The Marmara Otel'de sevenleriyle buluştu.
"Milli iradenin önemi" adlı konferansta konuşan Akşener, yeni Anayasa teklifi ile ilgili kritik açıklamalarda bulundu.
Milliyetçi Meslek Adamları Birliği Derneği tarafından düzenlenen panele; Prof. Dr. Mustafa Erdem, MHP İzmir eski İl Başkanı Müsavat Dervişoğlu, MHP Bursa eski İl Başkanı Yüksel Yılmaz, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, eski milletvekilleri, çok sayıda delege ve MYK üyeleri katıldı.
Milliyetçi Meslek Adamları Birliği Derneği Başkanı ve aynı zamanda MHP delegesi olan Musa Ertugan'ın açılış konuşmasının ardından kürsüye gelen, MHP Genel Başkan adayı Meral Akşener çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İşte Akşener'in konuşmalarından satırbaşları:
Milletvekillerinin sağ duyusu devreye girmezse Meclis'ten geçecek gibi görünen Anayasa sistemi ile ilgili görüşlerimi paylaşmak için buradayım.
'HAYIRCI'LARA DA 'EVETÇİ'LER KADAR PROPAGANDA HAKKI VERİLMELİDİR
Millet sandığa gider ve bir tercihte bulunur. Adı üstünde bu bir tercihtir. Bu tercihi Meclis ve yargı denetler. Şimdi bu milli iradeyi ağızlarından düşürmeyen, buradaki arkadaşlarım her biriniz milli iradeye saygılı ve onun emrinde insanlarız. Dolayısıyla milli iradenin bir de tecelli etme şartları var. Yani milletin sandığa gidip tercih yaptığı zamana kadarki süreç, bu Anayasa değişikliğinin 'evet çok olumludur' diyenlerin anlattığı gibi, 'hayır ülkemiz için yanlıştır dolayısıyla hayır oyu verilmelidir' iradesi gösterenlerin de aynı imkanlar içerisindem milletimizle görüşüp milletimize bunları aktarması gerekir.
TELEVİZYONLARA ÇAĞIRIYORLAR DA BEN Mİ ÇIKMIYORUM?
CNN Türk, Habertürk ve Fox TV ve bunlara bağlı gazeteler dışında tamamı iktidarın yandaşı, candaşı, havuz medyası denilen bir medya grubu zinciridir. Tek tip propagandanın yapıldığı bu Anayasa görüşmelerinde karşı çıkanların vatan haini sayıldığı, FETÖ'cülükle suçlandığı bir medya propaganda gücüyle karşı karşıyayız.
Buradan milli irade çıkmaz, buradan milli irade tecelli etmez. Cumhurbaşkanı ve Başbakan başta olmak üzere ortamı germeden yumuşatmak ve milli iradenin tecellisi için yol açmak mecburiyetindedirler.
Bana soruyor arkadaşlarım: "niye televizyona çıkmıyorsun?"
Beni çağırıyorlar da ben mi çıkmıyorum?
Buradaki arkadaşlarımın birçoğu idam sehpalarından geldi. O gün korkmayan, bugün korkar mı?
Şimdi kısaca şunu söyeleyeyim; bu sefer de başka badirelerden geçerek yürüyoruz. Allah her safhada bize yardım etti. Amacımız ülkemizdi, milletimizin birliği beraberliğiydi. Bu zorlukların içinden sadece ben değil tüm arkadaşlarımızla tuzaklardan çıkıp geldik.
SİZ TÜRK MİLLİYETÇİSİSİNİZ! CESARET GÖSTERİN
Ben buradan özellikle MHP'li milletvekillerine seslenmek istiyorum. Birçok Cumhuriyet düşmanlığı içeren sosyal medya paylaşımları gösterebilirim. Türkiye ayağınızın altından bir halı gibi çekiliyor. Gizemli konuşmalara boyun eğmeyin. Son viraj bu. 1917'ye geldik. Allah aşkına, siz Türk milliyetçisisiniz! Cesaret gösterin, 'hayır' oyu verin.
Ben bu arada 'hayır' diyeceğini ayan beyan açıklayan ve bunun için tüm imkanlarıyla propaganda yapan Gaziantep Milletvekili ve Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ'a teşekkür ediyorum.
Aynı zamanda Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış Müsavat Dervişoğlu'na, İstanbul Milletvekili Atila Kaya'ya, Ispırta Milletvekili Nuri Okutan'a, Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'a, Bursa Milletvekili Kadir Koçdemir'e teşekkür ediyorum.
Ama anlaşılıyor ki bir mucize olmadığı müddetçe Anayasa teklifi Meclis'ten geçecek gibi gözüküyor.
Başkanlık sisteminde şehirleri birleştirip bölge yapma hakkını, rektörleri atama hakkını, HSYK üyelerini atama hakkını ve hepimizin hakkında karar verme hakkını tek bir kişiye verirsek eğer o insana da yazık.
YENİ ANAYASA DİKTATÖRLÜKTÜR
Bütün rejimler savaşlardan sonra değişir. Nitekim İstiklal Savaşı sonrasında bir tercihte bulunulmuştur. O sistem de parlamanter sistemdir. Bu sistemler o dönemki şartlara göre seçilir. Biz zamanında parlamanter sistemi seçmişiz. Siz şimdi 150 yıllık bir süreci kaldırıp atıyorsunuz, tek bir kişinin iki dudağının arasına herkesi ve her şeyi sıkıştırıyorsunuz ve sonuç olarak bir diktatörlüğü getiriyorsunuz.
Bir demokraside önce adalet olur. İki, ahlak olur. Üç, bilim olur. Her türlü meseleyi çözeriz fakat ahlaki değerler yerlerde olduğu takdirde ne ekonomiyi çözebiliriz ne bir başka şeyi çözebiliriz.
Senin adamın, benim adamım diye insanları bölerseniz, senin işadamın benim işadamım diye işadamlarını bölerseniz o ekonomi rant üzerinden gelişir ve ekonomi kalkınmaz.
Siyasi partiler ve seçim yasasını gelin değiştirelim, şu Anayasa görüşmelerini durdurun. İki dudağın arasında insanların geleceğinin olduğu siyasi partiler yasasını demokratikleştirelim. Ondan sonra bir seçim yapalım, bu seçimden sonra o Meclis Başkanlık sistemini tartışsın.
Sayın Bahçeli'ye sesleniyorum; kararın Meclis'e getirilmesine vesile olan kişi kendisidir. Kimseye danışmadan, tabanla konuşmadan bu sistemi Meclis'e getirmiştir; gelin toplayın Meclis'in tabanını, üst kurul delegelerini, il ve ilçe başkanlarını onlara soralım, 'evet' derlerse biz de uyalım.
2010 Anayasa değişikliği için Mehmet Ali Şahin'le ve diğer yetkili kişilerle konuştum. Siyasi olarak 2009 seçimlerinde puanınız düştü, seçmeninize düşman lazım. Yine vesayet çıkardınız ama HSYK'yı ne Anayasa Mahkemesini ele geçiremeyeceksiniz.
21. yüzyılda bu ülkeye bir Anayasa değişikliği lazımdır, orası doğru. Ama bu Anayasa görüşmeleri toplamun bütün bakanlarıyla, bütün siyasi partisiyle görüşülür öyle yapılır.
15 TEMMUZ'UN SORUMLUSU AKP HÜKÜMETİDİR
Önce şike meselesi oldu sonra 17-25 Aralık oldu. 17-25 Aralık'la ilgili Bahçeli'ye bir sorum var; Mahkemede bu iftirayı atanlar bana ne için bu iftirayı attıklarımı söylediler. Benim Erzincan ve Küçükçekmece'deki konuşmalarımda Bahçeli'nin söylediklerini tekrar ettik. 17-25 Aralık için hala 'hırsızlık, yolsuzluk soruşturması' diyor musunuz yoksa Erdoğan'a yapılmış bir darbe midir?
15 Temmuz'un, 15 Temmuz'da tankların önüne yatıp şehit olan insanların sorumlusu AKP hükümetidir.
PKK aldattı, 'kandırıldık'; FETÖ aldattı, 'aldatıldık'; yarın Esad da altacak, 'Esad aldattı' diyecekler.
Balgat kontrolündeki yazar, çizer, troller çok çirkin bir şekilde namusuma, şerefime yazdı çizdi, hadi tamam o hakaretler bana ama o kadar şerefsiz, o kadar alçak bir şekilde 1 yaşındaki torunuma dahi sıçradılar.
Milim geri adım attıramayacaksınız, buradan dönen namerttir!
"FETÖ'cü FETÖ'cü" diyorlar, FETÖ'cüleri kendi aralarında arasınlar.
Benim o kadar akrabam var. Neden 1 tanesi FETÖ'den alınmadı? Madem ben bu kadar kallavi FETÖ'cüyüm bir tane akrabam FETÖ'den alınmaz mı?