Akşener seçim manifestosunu açıkladı (14 Mayıs 2018)

Akşener seçim manifestosunu açıkladı (14 Mayıs 2018)

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanlığı için seçim çalışmalarına Ankara'dan başladı. Akşener, seçim sloganını "Yüzünü Güneşe Dön Türkiye" olarak açıkladı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 100 bin imza ile aday olduğu Cumhurbaşkanlığı adaylığı için seçim çalışmalarına Ankara'da start verdi.

Akşener'in seçim kampanyasını açıklayacağı Ankara Congresium Kongre Merkezi'nin erken saaatlerde dolması dikkat çekerken çok sayıda vatandaşın da salonda yer bulamadığı bildirildi.

Açılış konuşmasını Parti Sözcüsü Aytun Çıray yaptı. Kısa bir konuşma yapan Çıray, "Bugün hep birlikte Türkiye’nin siyaset tarihindeki önemli bir ana şahitlik ediyoruz. 6 ay gibi kısa bir sürede Türkiye’nin en uzak köşelerinde bile örgütlenmeyi başaran bir hareketle mücadele ediyoruz. Bizler hep birlikte 25 Haziran sabahında karamsarlık ve krizden kurtulmuş bir Türkiye’ye uyanacağız. Kampanyamızın tüm Türkiye’ye hayırlı olmasını temenni ediyorum" ifadelerini kullandı.

Çıray'ın açıklamalarının ardından saygı duruşuna geçildi ve İstiklal Marşı okundu. Daha sonra illere canlı yayınla bağlanılarak programa katılamayanların selamları alındı.

Canlı bağlantıların ardından Meral Akşener'in hayatını anlatan bir tanıtım videosu gösterildi. Videonun sonunda sahneye gelen Akşener, salonu hınca hınç dolduran partililerin coşkulu tezahüratlarıyla karşılandı.

“Engelleri aşmak istiyorsan önce insanı seveceksin, önce insanı seveceksin ki engel aşma azmi nedir göreceksin” diyerek sözlerine başlayan Akşener’in açıklamaları şöyle:

"GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’TEN ŞUNU ÖĞRENDİK Kİ..."

"Çocuk üşürken, benim evim, benim yastığım diyemezsin. Cumhurbaşkanlığına karar verirken, bir düşüncem vardı. Devlet ile millet arasında uçurumu kaldırmak vardı.

(Cumhurbaşkanı Meral Akşener sloganları) Gittikçe artarak hırpalanan insanlarımıza yalnız değilsiniz diyoruz. Ben bugün sizlere 16 yılını yaşamakta olan iktidarı eleştirmek için konuşmayacağım. Buna lüzum olmadığı için değil. Bir parti 16 yılın ardından özgürlük adı altında manifesto yayınlamaya ihtiyaç duyuyorsa kendi tükenmişliğini itiraf ediyordur. Artık bu yorgun ve yıpranmış defterin kapanması gerekir.

Türkiye'de 7 milyon 500 bin çocuk geçen yılı üşüyerek, yeterli beslenemeden geçirdi. İstanbul’da bir genç kız ‘Hak ettiğim bir gelecek istiyorum' diye isyan etti. Tüm bir tarihimiz umutların ülkesi olduğumuz gösteren işaretlerle doluyken bugün gençlerimizin üzerindeki umutsuzluk örtüsünü kaldırmak zorundayız. Yeni, dünyadaki pozisyonumuzu yükseltmek zorundayız. ‘İyi de nasıl?’ dediğinizi duyar gibiyim. Bugün sizlere Cumhurbaşkanı olduğumda nasıl bir politika uygulayacağımı anlatacağım. Devletin geleceği geçici gündelik iktidar hırslarına feda edilmiştir.

Bizler Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten şunu öğrendik ki; Türkiye zirveye çıkacak bir ülkedir. Yeter ki ülke devlet adamları tarafından yönetilsin. Benim ve arkadaşlarımın devlet yönetme politikası ülkemizi karanlıklardan çıkarıp ilkbaharın güneşiyle buluşturmaktır. Tüm milletimizin böyle bir yaklaşıma ihtiyacı var.

Ülkemiz son yıllarda birlikte başarmak fikrinden uzak kalmış, yapay kamplara ayrılmıştır. Güçlenen bir devlet anlayışına sahip olmalıyız. Biz bu nedenle bayram sofrasında buluşmaktan söz ediyoruz. Çünkü biz milletimizin bayram sofrasında toplanan büyük bir aile olduğuna inanıyoruz. Her ailede olduğu gibi kadınlar hayati önemdedir.

Tüm dünya milletlerini kıskandıracak büyük bir ülke olacağız. Ama her zaman tavrımızı ve tercihimizi yaşatmak üzerine kuruyoruz. Milletimizin yüzde 82’si geçmişe özlem duyuyor. Bizim anlayışımız milletin yüzünü geleceğe döndürmek üzerinedir. Yoksulluk iktidarı sürdürme aracı olamaz olmamalıdır. Bizim devlet anlayışımız dünyaya örnek olacak bir anlayıştır. Son yıllardaki itilip kakılmaya son vermeye geliyoruz. İlk amacımız insan ve devlet arasındaki uçurumu kaldırmaktır. Devlet hizmet eşitliğini sağlamakla yükümlüdür. Devleti hantal yapısında kurtararak o hantallıktan beslenenleri bertaraf edeceğiz. Yandaş müteahhitlerin devlete yük olmasına son verilmelidir.

"KULELİ'Yİ YENİDEN AÇACAĞIZ"

Üniversite camiasının kamburu olmaktan başka özelliği kalmayan YÖK’ü tarihin sayfalarına gömmek bize nasip olacak. FETÖ’nün sızmasına göz yumularak bertaraf edilen Kuleli Askeri Lisesi’ni yeniden açacağız. (Musfata Kemal’in askerleriyiz sloganları)

Elbette biz de köprüler, yollar, hastaneler yapacağız. Ama bizim yaptıklarımızın sahibi müteahhitler değil millet olacak. Bizim yaptığımız köprülerden geçen de geçmeyen de para ödemek zorunda kalmayacak. Yaptığımız yollar üç beş yıllık olmayacak. Şehirlere hançer gibi saplanan rezidans müteahhitliği değil karakteri olan şehir planlamalarımız hazır. 700 yatak üzeri hastanelerin düzgün işlemeyeceğini biliyoruz. Daha ulaşılabilir hastaneler yaparak insanların eziyetine son vereceğiz.

Tarım ve hayvancılıkta yeniden dünyanın en gözdesi olmak için projeler hazırladık. Biz adımız gibi iyi olan hiçbir şeyi değiştirmeyeceğiz. Yanlış olan, işlemeyen şeyleri düzeltmeye geleceğiz. Einstain’in dediği gibi ‘Her şey olabildiğince kolay olmalı ama basitçe geçiştirilmemeli’ daha yola çıkarken ilan ettik güçlü bir Türkiye istiyoruz. Herkes çok net görüyor milletimizin yeni bir nefese, kendini tazelemeye ihtiyacı var.

YÖNETİM BOŞLUĞU VAR

Ülkeyi yönetenlerin seçim vaatlerine bakınca ülkeyi daha önce başkalarının yönettiğini düşünüyoruz. Millete olduğu kadar kendilerine de uzaklaşmışlar. Ülkemizi 21. Yüzyıla yakışır bir çizgiye taşıyacağız. Savrulan sürüklenen Türkiye'yi, yükselen bir Türkiye yapmak istiyoruz. Bizim anlayışımızda devlet herkese kapısı açık olandır. Bir kişinin ayağına taş değse sahip çıkandır devlet. Devlet öyle yönetmeli ki kimse kendini garip ve yalnız hissetmemeli.

Aziz milletimiz, değerli misafirler açıkça ifade ediyorum Tüm bir devlet yapısı tek bir kişinin gönlünü hoş etme odaklı olduğu için yönetim boşluğu oluştu. Türkiye’nin politikaları sarsılıyor çünkü yönetim boşluğu var. Eğitimden adalete, ekonomiden, güvenliğe çözülme var çünkü yönetim boşluğu var. Çocuklarımız taciz ediliyor, genç kızlarımız sokaklarda öldürülüyor. Kadınlarımız cinayetler kurban gidiyor çünkü yönetim boşluğu var. Ve biz bu yönetim boşluğunu doldurmaya geliyoruz.

EKONOMİ POLİTİKASI

Önce ekonomiyi ele alacağız. Dünyanın en iyi ekonomilerini örnek alıp, örnek alınacak bir politika izleyeceğiz. Çok önemli isimlerle planlar yaptık. O plana göre Türkiye’yi kişi başı milli gelirde dünyanın ilk 10 ülkesi arasına yükselteceğiz. Bu ilk 5 yıldaki hedefimiz. Gerekli reformlar ve altyapıları düzenleyeceğiz. İnsanlarımızı gelecekte dünya ile rekabet edecek bir hale getireceğiz. Alacağımız her karar, her adım mülkiyet analizlerine saygı duyarak atılacak. Ekonomiyi siyaset erbabının zenginleştiği bir ağ olmaktan çıkarmak gerekiyor. Böyle olmazsa her seferinde kazandıklarını kaybeden bir ülke olmaya devam ederiz. Bugünkü manzara şu; yönetim boşluğunun faturasını milletimiz ödüyor. Ekonomiye duyulan güvensizliğin maliyetinin yükü vatandaşa biniyor. Dünyanın en karmaşık vergi ve teşvik sistemi Türkiye’de. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir sistem yok. Artık dünya bu sistemi basit ve sade hale getirdi. Biz de bu politikaya uygun bir sistem getireceğiz.

Son 16 yılda 4.5 trilyon liraya yakın para toplanmış. Milletin parası har vurup harman savrulmuş. Bu iş aynı zamanda akıl ve ahlak meselesidir. ‘İtibardan tasarruf olmaz’ denilerek işin içinden çıkılamaz. İtibar kişinin sözünde durması, dürüst olması, hırsızlık ve yolsuzlukla anılmaması gibi üstün değerlerle anılmasıdır. ('İktidar olmamız engellenemez' sloganları) Sizler çalışırsanız engellenemez. (Alkış sesleri)

Ne büyük devletmişiz ki tüm bu yaşananlara rağmen yıkılmadık.

“ÜNİVERSİTELERİ BÖLMEK ÜLKEYE İHANETTİR”

Diyorlar ki toplum ikiye ayrılıyor. Dindarlar ve sekülerler yanlış. Evet devlet ikiye ayrılıyor ama bir tarafta helal ekmek peşinde koşan milyonlar diğer tarafta rant peşinde koşan siyaset simsarları. Büyük usta ne diyor ‘Yakarsa dünyayı garipler yakar.’

Çocuklarımızın yetiştirilmesinin yükünü ailelerden almamız gerek. Önemli bir üniversitemizin raporuna göre üşüyen çocuklarımız var. Çocuklar üşürse millet üşür, devlet üşür. Bundan daha önemli bir politikamız olamaz. Eğitime kalite gelmezse kalkınmada fazla ileriye gidilemez. Neden? Çünkü teknoloji üretmek lazım. Bugünkü sistem içerik olarak 21. Yüzyılı kavrayamadığı gibi eğitimi çocuklara da yansıtamıyor. Oysa çocuklarımız için kabul edilebilir tek ayrım beceri ve yeteneklerine göre olmalıdır. O da aile isterse uygulanabilir. Silikon Vadisi'nde, Japonya’da, Almanya’da birçok Türk genci ileri teknoloji üretiyor. Bu gençlerimizi kazanmamız lazım. Üniversiteleri ne şekilde olursa olsun bölmek ülkenin geleceğine yapılmış en büyük ihanettir. Cumhurbaşkanı olduğum ilk gün bu kararın iptalini başlatacağım.

“KENDİ ADALETLERİNİ DAĞITAMAZLAR”

Milletimiz için devletin temel vasfı devletin adil olmasıdır. Adaletten uzak yönetimler korkak yönetimlerdir. Ülkemizde hukukun üstünlüğünü sağlamak zorundayız. Ülkeyi yönetenler kendi adaletini ayrı, milletin adaletini ayrı dağıtamazlar. İçinde adalet olmayan adalet saraylarına ihtiyaç yok. Bizim için muteber olan ‘Devletin dini adalettir’ sözdür.

“DEVLET HİÇBİR TERÖR ÖRGÜTÜ TARAFINDAN KANDIRILAMAZ”

Hiçbir namuslu yönetici FETÖ'yü yurt dışında çıkarları için yönetmeyi düşünemez. FETÖ’yü kontrolünüzde tutarak masum insanlara iftira atarsanız, insandan öte bir Müslümansanız bunun altından kalkamazsınız. Adınız Haccac gibi yazılır tarihe. Devlet hiçbir terör örgütü tarafından aldatılamaz. Hiçbir terör örgütüyle pazarlık yapmaz yapamaz. İster PKK ister FETÖ. Herhangi birini kendi çıkarları için kullananlar acz içindeki cahillerdir. Türkiye, içi boş hayaller üzerine kurulu, vitrine oynayan hamlelerle mağlup dış politika anlayışına mahkum edilemez. Bu anlayışı kurtaracak olan TSK’dır. Biz dünyaya örnek olacak bir dış politika hazırladık. Bizler parmak sallayarak yenilen değil. Kazanmak isteyen bir dış politika uygulayacağız.

“MIZIKÇI ERGEN ANLAYIŞIYLA POLİTİKA YAPILMAZ”

Güç saygınlıktadır. Devlet olmak insanların ölmesi üzerine değil yaşaması üzerine politika yürütmektir. Devlet olursanız Afrin olmaz ve mülteci dalgası ile karşı karşıya kalmazsınız. Herkes kendi vatanında mutludur. 2019 Ramazan’ında bizim misafir olacağımız Suriye’de iftar yapacağımız bir politika izliyoruz. Devlet gibi olursanız 5 milyon Suriyeliye milyon dolarlar harcamak zorunda kalmazsınız. Türkiye’nin gücüne milletin aklını ve bilincini katmak gerekiyor. Türkiye’de devlet anlayışı mızıkçı ergen anlayışıyla yapılamaz. 200 milyon Türkçe konuşan insanın kalbidir Türkiye. Müslüman aleminin yüzünü döndüğü bir ülkedir ve bu hep böyle olmuştur. Türkiye hem de Avrupa’dır bu yüz yıllardır böyleydi.

Savaşlara sevinemeyiz. Müslümanların bombalanmasına el ovuşturan olamayız. Çünkü biz büyük bir milletiz. Devletlerle ilişkilerimiz başka devletlerin politikalarına terk edemeyiz etmemeliyiz. Medeniyet yollarının taşlarını sadece cesurlar döşer. Türkiye’yi yeni bir medeniyet çizgisine taşıyacağız.

“DİNLENMEMEK ÜZERE YOLA ÇIKANLAR YORULMAZLAR”

Medya ve iletişim alanları özgür olmalıdır. Parlamenter sisteme dönüş için bir geçiş süreci planlamaktayız. Hiçbir zaman kaosa yer vermeyeceğiz. Kaostan beslenen bir hükümet olmayacağız.

Süleyman Şah’ın ölümünden sonra Kayı Boyu Hayme Ana’nın önderliğinde devam eder. Ve Anadolu’nun uzun yolu tutulur. Hayme Ana’ya sorarlar “Daha ne kadar yürüyeceğiz” der ki “Obamızın başı göğe değinceye kadar” Bizde Milletimizin başı göğe değene kadar yürüyeceğiz. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi 'Dinlenmemek üzere yola çıkanlar asla yorulmazlar.'

ABD'ye en çok bağırıp çağıranların çocukları, torunları Amerikan pasaportu taşıyor. Çıkarın kimliklerinizi, Türkiye Cumhuriyeti devletinin tapusu budur. Ağa da budur, paşa da budur. (‘Cumhurbaşkanı Meral Akşener’ sloganları) 80 milyonun tamamı aynı haklara sahiptir. Benim devlet yönetme anlayışım budur. Her hedefimiz için öyle uzun yıllar koymuyoruz biz.

Aziz milletimiz değerli arkadaşlarım.

İnsanlar krizlerle boğuşmaktan yoruldu. 24 Haziran’dan sonra millet yatağına huzurla girsin, sabah huzurla uyansın diye, insanlar okuldan gelecek çocuğunu huzur ve güvenle beklesin diye engelleri aşa aşa yürüyoruz. Çünkü biz 80 milyonluk kocaman bir aileyiz.

Başaracağız, başaracağı, başaracağız...

Yeter ki "YÜZÜNÜ GÜNEŞE DÖN TÜRKİYE"

İlgili Haberler