Tolgahan KARAOĞLU - Fatih ERGİN / YENİÇAĞ
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e 2016 yılında FETÖ soruşturması başlatıldığı ve soruşturmaya savcılık tarafından Mayıs ayında gizlilik kararı verildiği ortaya çıkmış, konu ile ilgili İYİ Parti'den sert bir tepki gelmişti.
Hakkında FETÖ soruşturması başlatılan Meral Akşener, İçişleri Bakanlığı döneminde FETÖ ve benzeri yapıları "yıkıcı mihrak" olarak tanımlamış ve bu tarz örgütlerle mücadeleye yönelik bazı kararlar almıştı.
İktidar partisinin 15 Temmuz'daki darbe girişimiyle farkında vardığı FETÖ gerçeğinin oluşturacağı tehlikeyi 1997'de gören Meral Akşener, İçişleri Bakanı olarak 28 Mart 1997'de yayınladığı "İrtica ile mücadele genelgesi" ile sadece FETÖ değil, irticai faaliyet gösteren diğer cemaat, tarikat, dernek, vakıf gibi yapıların ve bunlara bağlı dershane, okul ve yurtların derhal kapatılması talimatını vermişti. İçişleri Bakanı Dr. Meral Akşener imzasıyla Cumhurbaşkanlığına, Başbakanlığa, Bakanlığının tüm birimleri ile 80 ilin valiliğine gönderilen genelgede, FETÖ başta olmak üzere bütün irticai yapılar hakkında ciddi uyarılar yer alıyordu.
Akşener'in genelgesi, cemaat, vakıf vb gibi legal görünümlü illegal yapılarla mücadeleyi yasal bir zemine oturtmuş ve 2006 yılına kadar bu genelge yürürlükte kalmıştı.
1997’DE UYARMIŞTI
Sabah gazetesinin 15 Nisan 1997 tarihli haberinde şu ifadeler yer alıyor:
“Bakan Meral Akşener, Olağanüstü Hal Bölge Valisi ile 80 ilin valisiyle dün Ankara'da yaptığı toplantıda, MGK kararlarının uygulanmasıyla ilgili talimatlar verdi. Akşener, toplantıyı açış konuşmasında MGK'nın irticayı önlemeye yönelik kararlarını ve valilerin bu kararların uygulanmasına yönelik denetimini sıkı bir şekilde sürdürmelerini istedi.
Akşener, gerçekte İslam'la hiçbir ilgisi olmayan, ancak İslam'ın adını kullanan terör örgütlerinin hortlatılmaya çalışıldığını belirterek, şunları söyledi:
"Bu yıkıcı mihraklar, bizlerin hoşgörüsünden ve yasalarımızdaki boşluklardan yararlanarak, gençlerimizi tuzağa düşürebilecekleri yurt, pansiyon ve Kuran kursları adı altında mekanlar açmaktadır. Burada kendi emellerini islamiyet adı altında gençlerimize enjekte etmeye çalışmaktadırlar. Bu alanda bir başı boşluk yaratılıp kökü dışarıda, gerçekte islamiyetle ilgisi bulunmayan, yegane amacı kendi ideolojisine hizmet edecek bir kitle yaratıp ülkemizi baskı altına almak olan çeşitli örgütlerin at oynatmasına fırsat veremeyiz.”
GÜLEN’İ 2006 YILINDA AKP KURTARDI
Bütün bunların yanında, 1999'da Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı Fethullah Gülen hakkında soruşturma başlatılmış ve 22 Ağustos 2000 tarihinde Gülen aleyhine l"aik devlet yapısını değiştirerek dini kurallara dayalı bir devlet kurmak" suçuyla dava açılmıştı. AKP iktidarının 2006 yılında yaptığı kanun değişikliği ile terör örgütü tanımına cebir ve şiddet şartı getirilmesi ile Gülen’in bu davadan beraat ettirilmesi sağlanmıştı.
29 Kasım 2013 tarihli Akit gazetesinin haberinde, o dönemde AKP İstanbul Milletvekilliği görevinin yürüten AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan 2006 yılında AKP’nin terörle mücadele kanununda yaptığı değişikliğe dikkat çekti.
Yeni Akit’in haberinde şu ifadeleri yer alıyor:
Türkiye’de terörle mücadele kanununda 2006 yılında değişiklik yapıldığını kaydeden Turan, “Önceki terör tanımda bir eylemin terör kapsamında değerlendirilmesi için şiddet ve cebir olması gerekmiyordu. AK Parti iktidarının 2006 yılında yaptığı değişikliğinde terör örgütü tanımına cebir ve şiddet şartı getirildi. Fethullah Hoca’nın da malum o davasından beraat etmesi de söz konusu değişlikle oldu. Ben olaya sağduyu bakan herkesin art niyetlilerin kim olduğunu göreceğini tahmin ediyorum” ifadelerini kullandı.
"MERAL HANIM ASENA'DIR"
İktidara yakınlığı bilinen Takvim Gazetesi’ yazarı Ergün Diler ise, AKP ile FETÖ birlikteliğinin devam ettiği 10 Mayıs 2012 yılında “Kurşun ve Akşener” başlıklı bir yazı kaleme almıştı. Diler yazısında, ismini vermediği Ankara’daki bir tanıdığı ile yaptığı konuşmayı köşesine taşımış ve o tanıdığının Akşener için, “Meral Hanım Asena’dır” dediğini, aynı zamanda MHP içerisindeki Nihal Atsız grubuna yakın olduğunu belirttiğini aktarmıştı.