İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, Fatih Portakal'ın moderatörlüğündeki "Liderler Fox'ta" programında İsmail Küçükkaya, FOX Haber Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk, Ankara temsilcisi Sedat Bozkurt ve Ankara Haber Müdürü Tülay Önay Öçten'in sorularını yanıtladı.
24 Haziran'da yapılacak seçimlerle ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulunan Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oyunun, Cumhur İttifakı'nın oy oranının altına düştüğünü savundu.
Akşener ayrıca, Millet İttifakı'nın Meclis'te çoğunluğu sağlayacağını söyledi ve "Gelen dip dalgasının üzerinde sörf yapacağım" ifadelerini kullandı.
Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
İnsanlar çekindiği, korktuğu kişileri muhatap almaz. Sayın Erdoğan bana cevap vermiyor değil, dolaylı yoldan veriyor. Cumhurbaşkanı aşırı yorgun ve aşırı konuşuyor. Yorgun ve geveze bir şoför olarak tanımlıyorum ben onu. Bu tek adamlık merakı nereden geldi bilmiyorum. Güç insanları değiştiriyor.
Kınalı el referandumda benim açımdan sembol oldu. Kına adanmışlıktır. Referandumda hayır çıkması için ben kendimi adadım. Şimdi de cumhurbaşkanlığı için adadım o yüzden kına hala elimde.
"HENDEKLER AÇILIRKEN VALİLERE 'BAKMA' DENDİ"
Terörle mücadele ve dış politika seçimlerin öznesi. Afrin’i düşünün, şimdi Kandil söz konusu. Kınalı kuzuların hayatıyla ödenen bir mücadele bu. O yüzden ciddiye almak lazım. Seçim alabilmek için her yol mübah gibi görüyorlarsa buna endişelenirim. Daha önce hendekler açılırken, valilere kafa döndü 'bakma' dendi. Daha sonra tekrar mücadeleye giriştiler. Bunu Türkiye unuttu. O yüzden bu işler seçime kurban gitmemeli.
"REFERANDUMDAKİ KALABALIĞIN 10 KATI VAR"
Cumhuriyet’e şükran duyuyorum, kuran iradeye şükran duyuyorum. Orta gelirli bir ailenin çocuğuyum. Bu Cumhuriyet’in bana sunduğu bir fırsat, sizin karşınızda oturmam. İkinci turda Sayın Erdoğan’ı dinlenmek üzere evine göndereceğim. Ben sahada bunu görüyorum. Referandumdaki kalabalığın on katı var. Müthiş bir kalabalık var mitinglerde. O günle bugün arasında başka bir ivme var. Kadınların bana karşı sempatisi müthiş.
"KADINA ŞİDDET VE TECAVÜZDE İYİ HAL İNDİRİMİNİ KALDIRACAĞIM"
Tülbent çok önemli bir sembol oldu. Kadınlara son on yılda artan şiddet, tecavüz gibi konularda iyi hal indirimi kaldırmayı vaat ediyorum. Kadın dayak yer, şikayetçi olunca sığınma evine gönderilir. Adam gezer. Biz bunun tam tersini yapacağız. Adamlar terapi evlerine gidecek, kadınlar evde oturacak.
Daha önce Meclis'e gelen, 12 yaş kanunu iğrenç bir şey. 25 yaşında evlilikler bile azalmışken, siz ufacık kız çocuğunu evlendirmeye kalkışırsanız olmaz.
"ŞİDDET OLAYLARI SON 10 YILDA YÜZDE 4 BİN ARTTI"
Kadınlarda bir suç arama olayı kalkacak. Bunlar erkek egemen düzenin örneği. Bu erkek egemen düzen kalkacak. Türkiye’de kadınların işe katılma olayı da çok düşük. Bizim önceliğimiz bunu yükseltmek. İyimser ayrıcalık uygulayacağız. Şiddet olayları yüzde 4 bin artmış son on yılda.
Türkiye’de maddi değerler pahalandı, manevi değerler ucuzladı. Ben dindar bir kadınım. Hiçbir zaman kadın bedeni üzerinden şu zamana kadarki tacize uğramadım. Adamlar çıkıyor kadın bedeni üzerinden fetva veriyor. Niye haram üzerinden vermiyorsun? Biz buraya ilk defa Rize Belediye Başkanı, açılım sürecinde bahsettiği saçma öneriden geldi. Dedi ki, 'Biz terörü bitirmek için Kürt kadınlarını ikinci eş olarak alalım.'
"ATARTÜK'Ü ELEŞTİREBİLİRSİNİZ AMA BÖYLE İĞRENÇ ŞEYLER OLMAZ"
Diyanetin işi kadın değildir, ahlaktır. Bizim dindarlık anlayışımız bu değil. Atatürk’ün kız evlatları üzerinden çamurlar atıldı. Atatürk’ü eleştirebilirsiniz, ama böyle iğrenç şeyler olmaz. Bu adam sonra Saray’da ağırlandı. Diğer taraftan Atatürk’ün annesine 'Genelevde çalışıyor' dendi. Hiçbir şey olmadı. Kadınlar bu işten bıktı, usandı. Bu ülkede bir hakim, 'Karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmemek lazım' dedi. O adam hala yerinde.
Erdoğan rakiplerini seçer. Sonra ona başlar vurmaya. Türkiye’de şimdi 3. bir yol çıkıyor. Türkiye’de siyaset değişti. Tayyip Bey kutuplaştırarak kazandı şimdiye kadar. DYP, ANAP gitmiş; o seçmenler hep Tayyip Bey’e oy attı. Ben de geç kalmış olabilirim. Ben şimdi 'Hayır' diyorum. Çok kararlıyım bu söylemimde!
"EN ÇOK ALKIŞ 'PARLAMENTER SİSTEME DÖNECEĞİM' DEDİĞİMDE GELDİ"
Ben hem İYİ Parti Genel Başkanıyım, hem Cumhurbaşkanı adayıyım. Ben seçim esnasında şehirleri gezerim. 80 ili bitirmişim. Bazı illere 2'şer kere gittim. Orada en çok alkışın nereden geldiğini görüyorsunuz. Mesela en çok alkış 'Kuleli lisesini açacağım', 'Parlamenter sisteme geri döneceğim' dediğimde geliyor. Kemal Bey’i aradım. Geri bildirimleri paylaştım. Sonra dedim ki parlamenter sisteme nasıl döneceksek, bunu millete anlatmamız lazım. Biz İYİ Parti, CHP, DP, SP olarak tek adam sistemine çok sert tepki koyduk.
"SEÇMENDE KHK KORKUSU VAR"
Türkiye için çok hayati bir konu olduğuna inanıyorum. Seçmende şöyle bir korku var, 'Bunlar KHK İle borçlanabilir mi?'. Biz Bunu Millet İttifak’ı olarak bunun için tarih vereceğiz. Saadet Partisi’nin bu tip başkanlık sistemine itirazı var, gerçek tipte başkanlık sistemine olumlu yaklaşıyorlar. O yüzden Temel Bey’le uzun uzadıya konuşmam lazım. Bizim parlamenter sisteme en kısa sürede dönmemiz gerekiyor. Kontrol mekanizmasının kurulması gerekiyor.
"GELEN DİP DALGANIN ÜSTÜNDE SÖRF YAPACAĞIM"
Fenerbahçelilere soruyorum, 'Ali Bey sizce 4 kat fazla oyla seçilebilir miydi?' İşte bu dip dalga her yere geliyor. Dip dalganın üstünde ben sörf yapacağım. Türkiye’de hep birinci tur konuşuluyor. İşte bu Tayyip Bey’in tuzağı. İnsanlara göre 'CHP zihniyeti' diye bir kavram var. Merkez sağ seçmenin şeytanlaştırdığı bir şey bu. Tayyip Bey karşısına solcu alıp, oyları konsolide edecek.
"VAATLERİMİZİ BİLE 'MİLLETLE SÖZLEŞME' OLARAK ADLANDIRDIK"
Denge ve kontrol mekanizması fiili olarak olmalı. Sistem bir kişiye, bu kim olursa olsun bırakılmamalı. Bu hakimlerin bile kararlarını etkiliyor. Biz bunun ayrımını iyi yaptığımız zaman. Yargı bağımsızlığını sağlamış oluruz. Sistemi kurallara bağlamak lazım. Biz seçilirsek bunu devam ettirebiliriz. Ama seçmenimize ihanet etmiş oluruz. Biz Millet İttifakı’nın liderleri, parlamenter sisteme dönme sözüyle yola çıktık. Ve bunun planını da halkımıza açıklayacağız. Biz vaatlerimizi bile 'Milletle sözleşme' olarak adlandırdık.
"KÜRTLERİN OYU KİMSENİN CEBİNDE DEĞİL"
Çok çirkin şeylerle karşılaşıyoruz, bu da bazen söylemimizi etkiliyor. Ben Denizli’de sayın eski bakanla sadece biraz dalga geçtim. Daha sonra bana yazdığı tweetleri gördünüz.
Selahattin Demirtaş sanık, hükümlü değil. Cumhurbaşkanı adaylığı YSK tarafından kabul edilmiş. Adaylık için savcılıktan kağıt almanız lazım. Bunu kabul etmişler. Bir de eşit bir yarışma için zaten Cumhurbaşkanıyla eşit yarışmıyoruz da, en azından muhalefet eşit yarışsın isterdim. O yüzden kurallardan, hukukun üstünlüğünden vazgeçmemiz gerekiyor.
Sayın Buldan kişisel olarak oy vermeyeceğini açıklamasına saygı duyarım. Ama bir taraftan demokrasi eksikliğinden hayıflanırken, diğer taraftan bir grup seçmenin bir kişinin cebinde olduğunu ifade etmesi kabul edilemez.
"PEKİ KÜRTLER ERDOĞAN'A OY VERİR Mİ?"
28 Şubat Sürecinde bir tek benim bakanlığını yaptığım İçişleri Bakanlığı bürokratları brifingi alkışlamadı. Çünkü gideni görevden alacağımı söyledim. Faili meçhullerle alakalı bir komisyon kuruldu. Bir tek ben çağrılmadım. O komisyondakiler şimdi Erdoğan’la beraber çalışıyor.
Erdoğan’ın karşısında bir kişi kaldı. Kürtler Erdoğan’a oy verir mi? Herkes Kürtler hakkında sahibiymiş gibi konuşuyor. Ben kimse hakkında konuşamam Alevi’nin hakkını da Sunni’nin hakkında da.
"HENDEK MESELESİ DOĞU'YU VURDU"
Ben Şırnak’a gittim, Muş’a gittim, Diyarbakır’a gittim. Oralarda evim de var. Bu insanların oyları cepteymiş gibi konuşmak, bunu kim söylerse söylesin ben bunu doğru bulmuyorum. Benim tek samimiyetle gördüm bir şey var Güneydoğu’da insanlar rahat nefes almak istiyor, huzur istiyor. Bu hendek meselesi o kadar vurmuş ki oraları anlatamam. Hendek zamanı gitmişler valiye şikayet etmişler. Vali de demiş ki 'hükümet böyle istiyor, çevirin kafanızı'.
Benimle ilgili cümle “Meral Akşener ikinci tura kalırsa Kürtler oy vermez” ben bunu kabul etmiyorum. Demirtaş’ın özgür propaganda yapması lazım dedim diye, beni 'PKK sevici' ilan ettiler. Düşünün nasıl bir mücadele veriyorum. Ben başkan olursam niye Kürt başkan yardımcısı olmasın?
Tülbent ‘Al Yazmalım’dır, Çemberimde Gül Oya’dır’ Tülbent Batı da semboldür, Doğuda da. Tülbent barıştır. Tülbent ortak semboldür.
"FETÖ'DEN EN ÇOK MAĞDUR OLMUŞ İNSAN BİZDE"
FETÖ mücadelesine yönelik, toplumun bütün kesimlerinin katıldığı bir eylem planı hazırladık. Çünkü sadece yargıyla beraber götürdüğünüzde olmuyor. Bu konuda çok kararlıyım. FETÖ’den en çok mağdur olmuş insan bizde. Türkiye’de çaycı, çorbacı hapiste. Zenginler kaçtı gitti. Mekanizma kurmak zorundayız. 5 kişilik ere, komutan ‘Hadi’ dese ne yapabilir? Ben siyasi ayağa dokunmadan, böyle bir mücadele olacağını düşünmüyorum.
‘Ne istediniz de vermedik’ dedi, söyleyin Allah aşkına ‘Ne verdiniz?’ İsmail Kahraman damadı FETÖ’den kaçak şimdi. Damadının iş yerine kayyum atandı, kayyum kim? Yine damadı… Milletin seçtiği belediye başkanları ağlaya, zırlaya gittiler. Damadı FETÖ’nün açtığı okullardan mezun. AKP içinde herkesin çarşaf çarşaf fotoğrafı var. Ama ne hikmetse ortada siyasi ayak yok. İktidar partisinin FETÖ’yü getirmek ile bir düşüncesi olmadığını düşünüyorum.
"PKK İLE MASAYA OTURDULAR"
Türkiye’de ‘bu oda benim olsun’ anlayışını değiştirmemiz lazım. Türkiye bir ev, bu ev yanarsa hepimiz yanarız. İnanılmaz bir ekonomik çöküş var. Türkiye’de var ama Güneydoğu’da çok daha fazla var. Kürt Sorunu dediğiniz zaman etnikçilik üzerinden yönetenler yanlış yapar. Kürt Sorununu Tayyip Bey dile getirdi. Tarih bilmediği için, fesliden tarih öğrendiği için ne dediğini çok bilemedi aslında. Çözüm süreci dendi. Masaya kim oturdu? Kimle oturdu? Burada PKK ile masaya oturuldu. HDP yok sayıldı. Milletvekilleri güvercin olarak kullanıldı. Mektup getirip, götürdü.
Tayyip Bey attığı adımı bilerek atmadı. Çözdüğü takdirde dükkan onundu, yapamadı dükkanı bırakıp gitmesi gerekiyordu. Buradan çözüm çıkmaz. PKK masaya oturdu. Kürtleri terör örgütü mü temsil ediyor? Peki, masanın diğer ucuna siz oturdunuz. Siz Türkleri mi temsil ediyorsunuz? Anadile, insanların kültürüne saygı duymadan bu sorun çözülmez.
"BENİM ATADIĞIM HİÇBİR EMNİYET MÜDÜRÜ FETÖCÜ ÇIKMADI"
Türkiye’de dini gruplar bir STK mantığında insanları aydınlatabilir. Düşüncelerini paylaşabilirler. Ama polis, yargı, asker bu tür bürokratik yöntemlere sızma, oraları yönetme diye bir davranış kabul edilemez. Benim İçişleri Bakanlığı döneminde yazdığım bir kararname var. 2004’e kadar bu kararname ile yönettiler bu mücadeleyi. Benim atadığım hiçbir emniyet müdürü bu işlerin içine girmedi. Ben kendimi dindar olarak tanımlayan bir insanım, ama bu kabul edilemez. Polis, yargı bunlar içinde hiçbir ideolojik grup da kabul edilemez. Tayyip Bey’in bürokraside adamı yoktu, FETÖ kadrolarıyla el sıkıştı. 17-25 Aralık’da sırlar karşılıklı olarak ortaya saçıldı. Bakan arkadaşımız hissiyat olarak montaj olmadığını söyledi. Bilim diye bir gerçek var.
"ERDOĞAN'IN OYU CUMHUR İTTİFAKI'NDAN DA AŞAĞI DÜŞTÜ"
Seçime az süre kala anketler uçuşuyor ortada. Bir kısmı manipülatif, bir kısmı gerçek. Benim gördüğüm Millet İttifakı çoğunluğu alacak gibi görünüyor. Sayın Erdoğan’ın oyu önce Cumhur İttifakı’nın önündeydi, şimdi ondan da düşük görünüyor. İkinci turda da ben kalacağım. Erdoğangiller yönetim anlayışından kurtulacağız inşallah.