İYİ Parti Lideri Meral Akşener bugün, Konya'da, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile seçim koordinasyon merkezi açılışına katıldı.
Açılışta konuşan Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sert bir dille eleştirdi. Terör ile herhangi bir temasının olmadığını dile getiren Akşener, "Senin bu elinde PKK’nın eli var. Abdullah Öcalan’ın kardeşine, ‘Bizim Mehmet’ dedin. Bu elde de Hizbullah var. İki elinde de terör örgütü. Bizim için PKK bir terör örgütüdür. Kahrolsun ve kahredeceğiz" dedi.
Akşener Konya'da yaptığı konuşma şu şekilde:
“RECEP BEY SENİN BU ELİNDE PKK’NIN ELİ VAR, DİĞER ELİNDE HİZBULLAH’IN ELİ”
Neler gündemde? PKK’lı olmak, kafir olmak, Kandil’le ahbaplık gündemde. Ben Meral Akşener’im, açtırma kutuyu söyletme kötüyü. Bu elime, bugüne kadar terörist eli değmedi. Allah hakkı için değmedi, vallahi billahi değmedi. Bu ele terörist eli değse vallahi billahi keserim. Allah şahit olsun keserim. Recep Bey, iftira atıp duruyorsun günahtır günah. Senin bu elinde PKK’nın eli var. Abdullah Öcalan’ın kardeşine, ‘Bizim Mehmet’ dedin. Oy kullanarak gereğini yapacağız yuhalamaya lüzum yok. Adam diyor ki, ‘Bizim Mehmet’. Ne zamandır arkadaş oldunuz, akraba oldunuz? Abdullah Öcalan’ın kardeşi, ‘bizim Mehmet’ abisini ziyarete gitti. Onun diğer kardeşi Osman Öcalan TRT’de konuşma yapıyor. Peki, bu elde ne var? Bu elde de Hizbullah var. İki elinde de terör örgütü. Bizim için PKK bir terör örgütüdür. Kahrolsun ve kahredeceğiz. Ama Konca Kuriş’lerin Gaffar Okkan’ların katilleri de bizim için katil ve terör örgütüdür. Bundan da çok rahatsız oluyorlar, biliyor musun? Hadi inat olsun diye söyleyeyim. ‘Ne mutlu Türk’üm diyene!’
"SAVAŞA DEĞİL SEÇİME GİDİYORUZ"
Burada birçok insan bilir ki ben, şu dükkanları üç sene boyunca gezdim. Türkiye’nin her yerini gezdim ve o dükkanların içinde tek bir kere bile kendi partimi övmedim, başka bir partiyi yermedim. Sadece o dükkânın sahibinin, o esnafın derdini, orada müşteri olarak bulunan insanların ya da çalışanların dertlerini, sorunlarını dinledim. Daha sonra bu sesi kamuoyuyla paylaştık, çözümlerini projelerin yaptık ve iktidara döndük dedik ki, ‘Böyle dertler var. Bunları yerine getirin.’ Bir kısmını yerine getirdiler, bir kısmını getirmediler. Biz savaşa gitmiyoruz, biz seçime gidiyoruz. Beş yılda bir seçime gidilir. Sizin iradenize başvurulur, bütün siyasi partiler, sizin dertlerinize dair çözümler üretir, projeler ortaya koyar. Aynı o esnaf dükkanında müşteri nasıl velinimetse siyasetçi için de müşteri seçmendir. Dolayısıyla seçmen velinimettir diyerek ona o seçmenin talebine uygun proje, hizmet üretmektir ve bütün rekabet bunun üzerine olur.
“YAKINIMA TORPİL YAPTIYSAM BU NAMAZIN BİR MANASI YOK”
Burada kimin ne olduğunu kimse bilmiyor. Ortak nokta nedir? Dertleriniz var, bizlerden umudunuz var, partimizden umudunuz var. Buraya geldiniz, bizi dinleyeceksiniz. Önce Mansur Başkanı dinlediniz, daha sonra beni dinliyorsunuz ve bir karar alıp gideceksiniz. Eminim bazılarınız diğer siyasi partilerin temsilcilerini de dinleyecek ve bir karar vereceksiniz. Hepi topu bu. Ama 21 yıldır ‘şu’culuktan bu’culuktan’ yorulduk be kardeşim. Şimdi bir iktidar 21 yıl boyunca uzarsa, o sene doğmuş çocuklar artık seçmendir, başka bir hayat bilmezler. Ben kendi özelimden söyleyeyim size. Ben hacıyım, 7 yaşından beri beş vakit namaz kılarım, Cenab-ı Hak kabul etsin. Ben eğer kul hakkına el uzatıyorsam o namazın ne bana ne sana faydası var. Eğer ben bir mevkideysem; sen sınava girdin, 86 puan aldın ama ben bir yakınımı, tanıdığımı torpil yaptım, üçkağıt yaptım, onun ayısı, dayısı oldum ve döndüm 52 puan alanı mülakatla senin yerine tayin ettirdiysem, batsın bu dünya. Bu namazın bir manası yok.
“GÖSTERİŞLER ÜZERİNDEN ÇIRAK ÇIKAN SİZSİNİZ”
Ey Konyalılar! Bilirsiniz benim anam da o Karaman’dan Yunanistan’a gönderilmiş bir Avşar kadını, inatçılığını bilirsiniz. Benim yaşımdakiler bilir, bizlere ilk öğretilen Hz. Âdem kıssasıdır. Öznesi haramdır. Harama el uzatırsın edep yerlerin açılır. Edep yerlerin açıldığı andan itibaren hicap duygun, edep, adap, utanma duygun kaybolur. Haram senin için mübah hale gelir. İşte o zaman gerçekten günahkâr olursun ve onun için Hz. Adem’in cennetten kovulduğu anlatılır. Peygamber Efendimiz’e sorarlar, ‘Müslüman şunu yapar mı, bunu yapar mı’ diye. ‘Yapabilir’ der. Sayarlar, en son derler ki, ‘Müslüman yalan söyler mi?’ Üç kere der ki, ‘Yalan söylemez. Yalan söylemez. Yalan söylemez.’ Gösterişler üzerinden çırak çıkan sizsiniz, sizin çocuklarınız, sizin kadınlarınız. Ayısı olan, dayısı olan en yüksek makamlara gitti, siz açıktasınız.
“BU İŞLERİ KADINLAR DEĞİŞTİRECEK”
Bu işleri, bu kadınlar değiştirecek. Ben evde torun büyütüyor olsaydım, neyi konuşacaktık? Gelini gagalıyor olacaktım. Bugün Recep Bey’i gagalıyorum. Onun için bir kadına iftira atmayacaksın, haksızlık etmeyeceksin. Bir kadının namusuna, şerefine el uzatmayacaksın. Uzatıldığı andan itibaren işte böyle olur.
“KONYA, SURİYELİ SIĞINMACILARDA 12’NCİ ŞEHİR. İKİ SENE İÇİNDE GÖNDERECEĞİZ”
Konya’ya baktık. Konya, Suriyeli sığınmacılarda 12’nci şehir. İki sene içinde kesinlikle götüreceğiz, göndereceğiz. Beş ilçeniz çölleşmek üzere. Ayrıca ‘meşhur’ AHİ Kanalı yapıldı. 74 kilometresi çöktü, oradan su gelmiyor, sulama yapılmıyor. Besi hayvancılığı bitmiş durumda. Tarım attaya gidiyor, can çekişiyor. Çocukların yüzde 18’inin suça itildiği bir şehir. Günahtır. Devamlı bize din satıyorsunuz, dindarlık üzerinden ahkam kesiyorsunuz, harama el uzatıyorsunuz. Konya gibi bir şehirde uyuşturucu kaçakçılığı olabilir mi, çocuklar uyuşturucuya alıştırılabilir mi. Sizin yatacak yeriniz yok.
“ÇOBANLIK YAPAN VATANDAŞIMIZIN SİGORTASINI DEVLET OLARAK BİZ ÖDEYECEĞİZ”
Mülakatta tayin edilemeyen pek çok çocuğumuz var. Biz seçimi kazanır kazanmaz 100 bin öğretmeni derhal tayin edeceğiz. Bütün köy okullarını açacağız. Oraya öğretmen tayin edeceğiz. Ziraat mühendisi, veteriner tayin edeceğiz ve havza bazlı tarımı teşvik edeceğiz. Çobanlık yapan Türk vatandaşı kardeşlerimizin sigortasını ya da Bağ-Kur’unu devlet olarak biz ödeyeceğiz. Genç olup köyünde tarım yapmak isteyen gençlerin teşvik edilmesi için beş yıl boyunca hem eşinin hem kendisinin sigorta ya da Bağ-Kur’unu devlet olarak biz ödeyeceğiz. KPSS mağduru olmuş gençlerimizin haklarını iade edeceğiz. En önemlisi para çarpmış olanların cebinden, yurtdışından ya da gırtlağından o paraları söküp alacağız.
“JELİBONCU MUHTEREM 16 MİLYAR LİRAYA PARK YAPTI”
Mansur Başkan, Ankara köylüsüne 4 buçuk milyar lira para kazandırdı. Çalmazsan çırpmazsan neler oluyormuş görün. Ama jeliboncu bir muhterem var ya, o ne yaptı? Bir park yaptı 16 milyar lira. 16 milyar lirayı düşünün Konya köylüsüne karşılıksız verseydik ne olurdu. Ya da 16 milyar lira ile Türkiye’de KYK borcu olan çocukların KYK borçlarını ödeseydik ne olurdu. Onun yerine üç tane müteahhittin cebine koydular, cebellezi oldular.
“SİNAN’IN KATİLLERİNİN ELİNDEKİ KANI GÖRMEZDEN GELİRSEM AHİRETTE AĞABEYİMİN YÜZÜNE BAKAMAM”
Size bütün bu romantik konuşmaları yaptılar, çırak da sizi çıkardılar. Benim namazımın size olan faydası, benim iyi insan olmamdır. Benim namazımın bana sağladığı, sağlaması gereken, Allah’ın emri, harama el uzatmamak, kul hakkına girmemektir. Kul hakkına giriyorsunuz, bilerek iftira atıyorsunuz. Ben artık bunlarla dalga geçeceğim, ama daha vahim bir şey var. Biraz evvel bir kardeşim bana, ‘Sinan Ateşi unutma’ dedi. Ben Sinan Ateş’i unutamam. 1980 ihtilaline kadar Kocaeli MHP İl Başkanı’nın kız kardeşiyim ben. Ben ahirette ağabeyimin yüzüne bakamam. Eğer Sinan’ın katillerinin elindeki kanı görmezden gelirsem Nihat Gürer’in yüzüne bakamam. Eğer o katilleri azmettirenlerden de buna göz yumanlardan da hesap sormazsam Cenab-ı Hak benden hesap sorsun. O Bengisu’nun, o Banu Çiçek’in göz yaşlarını silmezsem, Cenab-ı Hak benden hesap sorsun. Eğer, bu cinayetin katillerini, azmettiricilerini bulup yargıya teslim edip takip etmezsem namussuzum, şerefsizim. Bu genç bir annenin, bir annenin ve babanın ve evlatların yüzüne bakmakla ilgili bir şey ama bir şey daha var biz bunlardan hesap sormadığımız takdirde bu katillerin ellini kırmadığımız takdirde sokakta yürüyemezsiniz. Böyle bir yol açtılar. Onu düzeltmek bizim vazifemiz, benim vazifemdir.
“BİR OY KEMAL’E BİR OY MERAL’E”
Mansur ve Ekrem Başkanları, Allah’ın izni, sizlerin desteğiyle hem etkili hem yetkili hem icracı bir başkan yardımcılığı görevine oturttuk. Sayın Kılıçdaroğlu’nun koşu partneri yaptık. Birincisi, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yani Kemal’e bir oy, ikincisi İYİ Parti’ye yani Meral’e bir oy. Bizim tayfada hiyerarşi ikiye ayrılır; abiyi getirdik.”