İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası bölgedeki ziyaretlerini sürdürüyor. Akşener, dün Adana’da depremzedeleri ziyaret etti, Ardından Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ı ziyaret eden Akşener, bilgi aldı.
"BÜTÜN SORUMLU ERDOĞAN"
Adana’da açıklamalarda bulunan İYİ Parti lideri, "Bunu herkesin dikkatine sunuyorum. Bu ucube sistemin, tek adam sisteminin getirdiği sonuç en ağır şekilde bürokratik karar alma mekanizmalarının ortadan kalkışı, tam tersine son derece hantal bir yapının ortaya çıkışı. Korkunun getirdiği inanılmaz bir kaçma hali var, kimse sorumluluk almıyor, kimse inisiyatif almıyor. Dolayısıyla tek bir kişinin kararına bağlı olduğu için bütün eksiğin, bütün gediğin doğal olarak sorumlusu Sayın Erdoğan haline dönüşüyor. Bütün bu organizasyon bozuklukları, keşmekeşin bir Allah’ın kulunun istifaya sevk etmemesi de ayrı bir dikkat çekici durum. Bir kişi istifa etmez mi kardeşim?" dedi.
“YÜZ YÜZE EĞİTİME GEÇİLMESİ LAZIM”
“Her bir basın emekçisine teşekkür edeyim. Çünkü depremde yapılan hem çalışmaları hem gönüllülerin durumunu hem devlet görevlilerinin gayretlerini hem de ihtiyacı olanların sesi oldunuz. Ben 5 gün boyunca, her gün depremden zarar görmüş ilimizi ziyaret ettim. Bugün de Adana’dayız. Hastanemizde hem Hatay’da hem Adana’da yaralanmış arkadaşlarımızı ziyaret ettik. İhtiyaçlarını, taleplerini, duyurulması gerekenleri dinledik.
İktidar partisini seçmen hizmet etmek için gönderir, muhalefet partisine de ‘Siz benim avukatım olacaksınız, sesimizi duyuracaksınız.’ Biz muhalefet partileri, halkın avukatı olarak daha çok zamanımız vardır ve sizin sesinizi iktidara iletiriz. Bu anlayışımızı, deprem sonrasında da hayata geçirmeye gayret ettik.
Çok büyük bir problemle karşı karşıyayız, çünkü büyük bir afet. Önce hayatını kaybetmişlere Allah’tan rahmet diliyorum, ailelerine milletimize baş sağlığı diliyorum, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Ama aynı zamanda da şu anda yapılması gerekenler var.
"AİLELERİ KYK YURTLARINA YERLEŞTİRMEK YANLIŞTIR"
YÖK’ün yaptığı açıklamaya göre, nisan ayında gözden geçirileceği, bu uzaktan eğitim meselesinin… Bu işten derhal vazgeçilmesi lazım geldiğini ifade etmek isterim. Yurtların ailelere verilmesi son derece yanlıştır. Aileleri KYK yurtlarına yerleştirmek yanlıştır. İnançlarımıza aykırıdır, geleneklerimize aykırıdır. Mesela İstanbul’da Finans Merkezi var. En az 100 bin kişilik kapasitesi olan bir yerdir. Olası derhal insanlarımıza açılabilir. Böylece de KYK yurtları serbest kalır.
Bir şey önermiştik, sadece biz önermiştik. O da şuydu; 285 bin öğrenci var deprem bölgesinde. O 285 bin öğrencinin deprem bölgesi dışındaki okullarda kendi bölümleriyle eşleşip oralarda okumanın yolunun açılması lazımdı. Bugün YÖK’ün yaptığı açıklamada bunu gördük, buna da teşekkür ediyorum. Doğrusu budur. Eğitim çok önemli zaten pandemiyle bir neslin rekabet imkânı ortadan kalktı. İnternetin, tabletin, bilgisayarın bulunmadığı ailelerin çocukları eğitimden faydalanamadılar. Uzatan eğitim meselesinin yerine yüz yüze eğitime derhal geçilmesi lazım.
“TEK CANIN KURTULMASI İÇİN BEN HER KAPIYI ÇALARIM, GEREKİRSE O KAPIYI KIRMAK KAYDIYLA ÇALARIM”
Bugün on ikinci gün. Ama hala canlı insanlar çıkıyor enkaz altından. Dolayısıyla hala arama kurtarma çalışmalarının devam edilmesi gerektiğini buradan talep ediyoruz. Çünkü hala orada canlı insanlarımız olabilir, bir kişinin canının kurtarılması her şeye değer. Bir can, her şeye değer.
Zaman zaman bizim daha farklı bir tutum içinde olmamız İYİ Parti’nin zaman zaman söyleniyor, biz elbette beceriksizliklerin, yanlışlıkların, bu tek adam sisteminin getirdiği organizasyon bozukluklarının hesabını soracağız, elbette bunların her an düzeltilmesinin peşinde olacağız. Ama bugün tek bir canımız varsa, o canın kurtulması için ben her kapıyı çalarım, gerekirse o kapıyı kırmak kaydıyla çalarım.
“BÜROKRASİNİN SAYIN ERDOĞAN’IN AYAĞINA VURDUĞU PRANGAYI ÇÖZELİM DERKEN BÜROKRASİYİ ÜÇLE ÇARPAR HALE GELMİŞİZ”
Sayın Erdoğan, tek adamlığı kendine bağladı, yani bürokrasiden, Meclis’ten her şeyden bıkmıştı ama gördük ki bu depremde biz hiçbir devlet memuru ister üst düzey ister orta düzey kendi adına inisiyatif kullanamıyor. AFAD’ın bünyesinde çalışan her bir arkadaşımdan Allah razı olsun orada bir sorunumuz yok. Ama karar alma süreçlerinde ne yaşadık? Bir müdür arkadaşımız hangi görevde olursa olsun karar alamıyor. O, Ankara’ya soruyor, Ankara saraya soruyor, o arada ne kadar zaman geçiyor üç gün geçiyor. Demek ki bürokrasinin Sayın Erdoğan’ın ayağına vurduğu prangayı çözelim derken bürokrasiyi üçle çarpar hale gelmişiz. Korkunun getirdiği inanılmaz bir kaçma hali var. Kimse sorumluluk almıyor, kimse inisiyatif almıyor.
“TEK BİR KİŞİNİN KARARINA BAĞLI OLDUĞU İÇİN BÜTÜN EKSİĞİN, BÜTÜN GEDİĞİN DOĞAL OLARAK SORUMLUSU SAYIN ERDOĞAN HALİNE DÖNÜŞÜYOR”
Bunu herkesin dikkatine sunuyorum. Bu ucube sistemin, tek adam sisteminin getirdiği sonuç en ağır şekilde bürokratik karar alma mekanizmalarının ortadan kalkışı, tam tersine son derece hantal bir yapının ortaya çıkışı. Korkunun getirdiği inanılmaz bir kaçma hali var, kimse sorumluluk almıyor, kimse inisiyatif almıyor. Dolayısıyla tek bir kişinin kararına bağlı olduğu için bütün eksiğin, bütün gediğin doğal olarak sorumlusu Sayın Erdoğan haline dönüşüyor. Bütün bu organizasyon bozuklukları, keşmekeşin bir Allah’ın kulunun istifaya sevk etmemesi de ayı bir dikkat çekici durum. Bir kişi istifa etmez mi kardeşim?
“HÂLÂ ŞUCULUK, BUCULUK ÜZERİNDEN YÜRÜNMESİNİ ESEFLE KARŞILADIĞIMI İFADE ETMEK İSTERİM”
Bugün bile milletimiz bir ve beraberken, hepimiz birimiz için derken hâlâ şuculuk, buculuk üzerinden yürünmesini esefle karşıladığımı ifade etmek isterim. Böyle bir şey yok. CHP’nin belediye başkanı var, ‘efendim ondan bir şey istenmez, onunu yapacağı her türlü işin önüne geçmek lazımdır.’ Ama buna karşılık AK Parti belediyesi var, merkezi hükümetin kaynaklarıyla AK Parti belediyesinin kaynakları yan yana gelebilir…’ Hâlbuki her iki tarafın da bütün belediyenin kaynakları da merkezi idarenin kaynakları da bizim, yani hepimizin vergileriyle oluşan bir para o, bir bütçe o. İki tarafın da bütçesi, insan unsuru bir araya getirilebilse hala şu kutuplaştırıcı dilin varlığı bir an evvel ortadan kaldırılabilse ne olurdu biliyor musunuz? Kaynak israfı olmazdı, hızlı hareket etme imkanı olurdu.
“AZİZ MİLLETİMİZ ENKAZIN ALTINDAN DEVLETİ YÖNETENLERİ, TEK ADAM SİSTEMİNİ ÇIKARDI”
Sayın Erdoğan’ın yerinde olsaydık eğer, özellikle CHP’li büyükşehir belediyelerinden yani deprem dışı olanları AK Partili belediyelerin var olduğu yerin yardımına görevlendirirdik. Buna karşılık bu birlikteliğin, bu beraberliğin, bu millet olma halinin getirdiği birbirimize sarılma halinin daha tahkim edilmiş hali olurdu. Ama maalesef hala seninki, benimki şeklinde iş sürüyor, ortada olan vatandaşa oluyor, depremzedeye oluyor. Ama her zaman olduğu gibi 2016’da 15 Temmuz’da milletimiz nasıl devleti köprüden ve sokaktan toplayıp getirdiyse bugün de aziz milletimiz enkazın altından devleti yönetenleri, tek adam sistemini çıkardı, milletimize teşekkür ediyorum.”
İlgili Haberler