Akşener: "25 Haziran sabahı sizi yükten kurtaracağım, borç kaderiniz değil"

Akşener: "25 Haziran sabahı sizi yükten kurtaracağım, borç kaderiniz değil"

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 24 Haziran seçiminde kazanmaları durumunda gerçekleştirecekleri ekonomik faaliyetleri açıkladı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, iktidara geldikleri takdirde kuracakları Türkiye Dayanışma Fonu projesi ile ilgili olarak, "30 Nisan 2018 tarihi itibariyle borçları, bankalarca veya tüketici finansman şirketlerince yasal takibe ya da yakın takibe alınmış olan ve de borçları tahsilat şirketlerine satılmış olan 4.5 milyon vatandaşımızın tüketici kredisi, kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarından doğan borçlarını satın alacağız" dedi.

İYİ Parti lider Meral Akşener, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda ilk olarak İstanbul Bağcılar'da İYİ Parti yöneticilerine yönelik saldırıyı kınayan Akşener, "Dolayısıyla üzgünüz. Bir seçime gidiyoruz, savaşa değil. Huzurunuzda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına, Sayın Erdoğan'ı ve İçişleri Bakanını göreve davet ediyorum. Bu tür yol yol değildir. Seçim güvenliğini sağlamak iktidar partisinin görevidir. Biz gerilimin tarafı değiliz. Biz kardeşliğin, huzurun yanındayız. Ama bu demek değildir ki, arkadaşlarımızın hırpalanmasına müsaade edeceğimiz söz konusu olamaz" dedi.

‘BORÇLARIN TAMAMINI SİLECEĞİZ’

Akşener, daha sonra seçim projesi kapsamında hazırladıkları ve 'Türkiye Dayanışma Fonu' projesi hakkında bilgiler verdi. İktidara gelir gelmez hiç vakit kaybetmeden bir sosyal dayanıma fonu kuracaklarını söyleyen Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu fona, Türkiye Dayanışma Fonu adını verdik. Biz diyoruz ki, borç kaderin değil sileceğiz. 30 Nisan 2018 tarihi itibariyle borçları, bankalarca veya tüketici finansman şirketlerince yasal takibe ya da yakın takibe alınmış olan ve de borçları tahsilat şirketlerine satılmış olan 4.5 milyon vatandaşımızın tüketici kredisi, kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarından doğan borçlarını satın alacağız.  Bu durumda olan borçlulardan, işsiz, emekli ya da asgari ücretle çalışanların borçlarının tamamını, sileceğiz. Değil borcunu ödemek, evine ekmek, çocuğuna süt bile götürmekte zorlanan işsiz kardeşlerimizi, tam rahat edeceği yaşlarda borç krizi içinde debelenen emeklilerimizi bu yükten kurtarmak boynumuzun borcudur. Yine borçları bu durumda olan, düşük gelirle çalışan  vatandaşlarımızın, ve öğrencilerimizin borçlarının en az yüzde 80'ini, belirli kriterlere göre sileceğiz. Kalan borçlarınıysa faizsiz 10 yıla kadar taksitle ödeyebilecekler. Ayrıca şehit ve gazi ailelerinin bu durumdaki tüm borçlarını sileceğiz. Vatan onlara çok şey borçludur. En azından bunu yapalım."


'4.5. MİLYON VATANDAŞIMIZI BORÇ YÜKÜNDEN KURTARIYORUZ'

Proje kapsamında 4.5 milyon vatandaşı borç yükünden kurtarılacağını söyleyen Akşener, şöyle konuştu:

"İşsiz ve emeklilerimizi, şehit ve gazi ailelerini, ödeyemedikleri bütün borçlarından kurtarıyoruz. Borç bittiğinde veya erken ödeme yapılması durumunda vatandaşlarımız yeniden bankalardan kredi alabilir duruma geleceklerdir. İşsiz kalıp ya da gücü yetmediği için borcunu ödeyememiş ve finansal kayıtları bozulmuş vatandaşlarımız, durumları düzeldiğinde, örneğin yeniden konut kredisi alabileceklerdir. Diyoruz ki borç kaderin değil, kurtulacaksın. Türkiye Dayanışma Fonu ile vatandaşlarımıza yeni bir başlangıç yapmaları için fırsat vereceğiz. Artık kapı her çalındığında, haciz memuru mu geldi diye endişelenmeyecekler. Bakkalın manavın önünden geçerken boyunları eğik kalmayacak. Çocuklarına süt alırken iki kere düşünmeyecekler."

KAYNAĞINI AÇIKLADI

Akşener proje kapsamında kendilerine, "Bunlar iş bilmez, ekonomiyi batırır. Nereden gelecek bu para. Gömü mü buldular. Nereden bu değirmenin suyu" diye soracaklarını söyleyerek, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Bizim ekonomi ve finans ekibimiz son kuruşuna kadar bunun maliyetini hesapladı. Bu borç silme ve azaltma fonunun, bir defalık olmak üzere 2018 bütçesine maliyeti yaklaşık 8 milyar TL olacak. Bu rakamdan, borcunu taksitle 10 yılda geri ödeyecek olan vatandaşlarımızın ödemeleri düşülürse maliyetin daha düşük olacağı açıktır. Şimdi size kamuya açık verilerden hesapladığımız birkaç rakam vereceğim.  Bakın, bu arkadaşlar 2007-2017 yılları arasında Örtülü Ödenek'ten tam 12 milyar TL harcadılar. Sırf bu yılın ilk 3 ayında harcadıkları rakam 550 milyon lira. Diğer yandan makam arabası ve diğer taşıt kiralamaya, yine 2007-2017 yılları arasında toplam 3 milyar TL harcadılar. Hani görüyorsunuz ya, altlarındaki son model ithal arabaları, işte onlar da dahil, kiralanan araçlara ödenen para 3 milyar lira. Dikkat edin satın alma değil, kiralama. Diğer yandan bina kiralamaya  son 10 yılda 4 milyar lira harcadılar. Yani yandaş müteahhit ya da partilerine yakın iş insanlarından yüksek fiyatlarla kiralanan bakanlık binaları ve diğer, kimbilir hangi gereksiz binalara giden para da bu. Eskilerin Hazine-i Hassa dedikleri, yani Cumhurbaşkanlığı harcama ödeneği 2014-2017 yıllarında toplam  2 milyar TL tutmuş. Sırf bu yıl için 700 milyon lira ödenek koymuşlar. Bu rakamların içine Kaçak Saray'ın yapımına harcadıkları 5 milyar lira dahil değil. Bu rakamlar sadece kamuya açıklananlardan görebildiklerimiz. Sayıştay 4 yıldır çalıştırılmadığı için daha dolapta ne iskeletler var, şimdilik bilemiyoruz. Bizim Türkiye Dayanışma Fonu için bir defalık harcayacağımız 8 milyar lira, 2018 bütçe harcamalarının yaklaşık yüzde 1'ine denk geliyor. Yani Mehmet Şimşek'in taşıt ve hizmet binası kiralamaları için zamanında, 'fındık-fıstık parası' dediği rakam kadar. Diğer yandan bu iktidarın 2010 ve 2016 yıllarında yandaş bir müteahhidin tam 2 milyar liralık vergi borcunu bir kalemde sildiği de Meclis tutanaklarına geçmiştir. Biz, bütçedeki israf ve yandaşlara peşkeş çekilen paranın küçük bir bölümüyle 4.5 milyon vatandaşımızı bu borç yükünden kurtaracağız. Bunu da, bütçeye tek kuruş ek yük getirmeden, bütçe harcama tercihlerimizi değiştirerek ve bu peşkeşleri, bu savurganlığı keserek yapacağız. Şunun kesinlikle bilincindeyiz ki ilave borçlanma ile yapılacak bir iyileştirme fayda sağlamaz. Bazıları da diyebilir ki, borcunu zamanında ödeyen vatandaşlarımıza haksızlık olmayacak mı? Neden onlar, borcunu ödemeyenlerin yükünü paylaşsın? Bu vatandaşların içinde kötü niyetli, sorumsuz kişiler de yok mudur? Elbette vardır. Ancak 5 milyon insanımıza sorumsuz ve kötü niyetli demek, ne ahlaken ne de vicdanen doğru değildir. Ayrıca bu durumda olan vatandaşlarımıza toplum olarak yardım elini uzatmak boynumuzun borcudur. Devlet nasıl ki zor durumda olan şirketlere yardım elini uzatıp, Kredi Garanti Fonu aracılığıyla 15 milyar TL'lik bir zararı üstlenmişse, zor durumda olan vatandaşlarımıza da yardım etmek durumundadır.  Size söz veriyorum 25 Haziran sabahı sizi bu yükten kurtaracağım. Borç kaderiniz değil, sileceğiz. Kurtulacaksın."

İlgili Haberler