AKP'yi kim eğitiyor?
Jeopolitik gerçeklerden kopuk, akılcılıktan uzak ve bilgiden yoksun siyaset uygulanabilir değildir. Romantizm, ön yargı ya da fanatizm üzerine strateji bina edilemez. On beş yıldır AKP iktidarının uygulamaya çalıştığı siyasetin her anlamda başarısız olmasının nedeni tarihi, ekonomik ve jeopolitik gerçeklikten uzak olmasındandır.
Sempati/antipati, dost/düşman, ümmet/milliyet kavramları siyaseti sürdürebilir kılmaz. Bu nedenle siyasette 'ebedi dostluk ve düşmanlıklar yoktur, çıkarlar vardır' denilir. Dahası çıkış yeri yanlış olan bir siyasetin varış noktası da büyük ihtimalle yanlış olacaktır.
Sorunsuz ülkeler sorun haline geldi!
Tarihi doğru anlamak, dost ya da düşman denilenleri tanımak, coğrafyayı bilmek doğru stratejinin alfabesidir.
AKP, iş başına gelir gelmez "komşularla sıfır sorun" idealizmini ilke olarak almıştı. İdealizm iyidir ama gerçeklerden fena halde kopuk böyle bir ilkenin de uygulanma şansı yoktur. Nitekim "komşularla sıfır sorun" ilkesiyle hareket, Türkiye'yle sorunu olmayan ülkeleri bile sorun haline getirmiştir.
Kıbrıs'ta da "çözümsüzlük çözüm değildir" diyerek her türlü tavize hazır bir görüntü ortaya konmuş, "bir adım önde olmak" adına Rumlar için kapılar açılmış, "Annan Planı" kabul edilmiş ancak hiçbir sonuç elde edilememiştir.
Çözümsüzlüğün çözüm olduğunun kanıtı Kıbrıs'tır.
AKP iktidarının Kıbrıs konusunda ayağının yere basması için Rumların Annan Planı'nı reddetmeleri yetmemiş, Türkiye'nin muvafakatiyle AB'ye üye olan Kıbrıs Rum yönetiminin Türkiye'nin AB'yle ilişkilerini bloke etmesi etken olmuştur.
Açılımlar açıldığıyla kaldı!
Stratejide en büyük yanlışı tarih cahilleri yapar. Onlar her şeyden önce dost ile düşmanı, strateji ve taktiği, yakın tehdit ile uzak tehdidi birbirine karıştırırlar.
Nitekim AKP iktidarının "PKK açılımı" ve Barzani açılımında yaptığı tarihi hataların Türkiye'ye maliyeti çok büyük olmuştur. 6/7 Ekim olayları PKK açılımının ne anlama geldiğini AKP'ye öğretmiş ve sonunda teröre açılım hendeklerin içine gömülerek kapanmıştır. Barzani açılımı ise bağımsızlık referandumuna takılmış otobüsteki Barzani "Megri Megri" teraneleri sonrasında gerekli olduğu yere inmiştir.
Baldıran zehri içecek kadar kararlı sözlerle başlatılan, gövdeyi taşın altına koymakla devam eden açılımlar, tarihi gerçeklikten habersizlerin suratına bir kez daha tarihi bir tokat indirmiştir.
Sonuçta açılımcıları açıldığıyla baş başa bırakan hendek öğretmenleri olmuştur.
AKP'nin Atatürk'ü keşfetmesine neden olan da FETÖ olmuştur.
Gerçekler romantizm kaldırmaz!
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Geçmişte ders kitaplarımızda kasıtlı ve yanlış bir şekilde yer alan 'Araplar bizi arkadan vurdu' yalanını artık bir kenara bırakmanın zamanı gelmiştir" demesinin üzerinden henüz altı ay geçti.
Birleşik Arap Emirlikleri'nin Dışişleri Bakanı, Medine'yi kahramanca savunan Fahreddin Paşa için "hırsız" deyince... Erdoğan şu cümleleri kurdu: "Fahreddin Paşa, Medine'yi 2 yıl 7 ay müdafaa etti. Ey bize bühtanda bulunan zavallı! Senin ceddin neredeydi?"
Nerede olacak? Onun ceddi, Lawrence'in emrinde İngilizlerin yanında Fahreddin Paşa'yı arkadan vurmakla meşguldü.
Eğer bu ülkeyi yönetenler Atatürk'le uğraşacak yerde onu iyi anlamış olsalardı tarihi bir şuura kavuşmuş olurlardı. Tarihi de iyi okunmuş olsaydı dün İngiliz'in yanında yer alanların bugün de ABD/İsrail gibi ülkelerin yanında yer alabileceği ön görülebilirdi. Gelinen aşamada Mısır, Suud vb. gibi ülkelerin şu veya bu sebeple Türkiye'ye karşı aldıkları düşmanca tavır da anlaşılmaz değildir. Bunun için tarihin yalnızca doğru anlaşılmaya ihtiyacı vardır!
Ancak Türkiye'yi yönetenleri tarihi gerçekler değil güncel olaylar eğitiyor.
Fena da olmuyor. Sonunda maliyeti çok büyük olsa da doğruyu bir biçimde öğreniyorlar.
Suriye'de Türkiye'nin çıkarının Esad'la ortak hareket etmekten geçtiğini zor da olsa yeni olaylar AKP'ye öğretecektir.