AKP’ye oy veren vatandaşlar
HDP milletvekili ve İmralı/Öcalan heyetinin değişmeyen üyesi Sırrı Süreyya Önder, TBMM’de yaptığı basın toplantısında Başbakan Davutoğlu’na hitaben şunları söylüyor:
“HDP’nin ve bu kulvarda siyaset yapan bütün kurumlarımızın neye benzediğini, neye benzeyeceğini belirlemek kimsenin haddi ve hakkı değildir... Size mi kaldı bize had bildirmek, ölçü koymak... Öcalan’a saygısızlık etmeyi bir daha aklınızdan geçirmeyin.”
HDP eş başkanı Figen Yüksekdağ da bir gün sonra, 04 Kasım 2014’teki TBMM grup toplantısında şöyle diyor: “Siz önce bir hükümet gibi davranın, sonra bizi sorgulayın.”
Ekim ayında 40 civarında vatandaşımızın öldüğü kalkışmadan sonra söyleniyor bunlar. Başbakan’ın 03 Kasım’daki şu sözlerine karşı:
“HDP, provokatif eylemlere yönelen ve ülke istikrarını bozan bir kurum değil, gerçek bir siyasi parti gibi hareket edip Türkiye’de anayasa ve yasal çerçevede davranmaya başlarsa bütün süreçte muhatap olmaya devam eder.”
HDP’nin meydan okuyan, “size mi kaldı bize had bildirmek, Öcalan’a saygısızlık etmeyi bir daha aklınızdan geçirmeyin, siz önce hükümet gibi davranın” şeklindeki çıkışlarından, AKP’ye oy veren vatandaşların üzüntü ve hatta öfke duyduğu muhakkaktır.
İyi ama sayın AKP’li vatandaşlar, HDP’lilere ve aynı “kulvarda siyaset yapan” HDP benzeri gruplara bu cesareti kim veriyor, bunu hiç düşündünüz mü? HDP, PKK, KCK gibi örgütlere, sokağa dökülmek, cam çerçeve kırmak, polis aracı, halk otobüsü ve dükkân yakmak, korucu, asker ve subay öldürmek, sonra da siz bize haddimizi bildiremezsiniz, demek cesaret ve cür’etini kim veriyor? Bunları düşünmüyor musunuz hiç? İsterseniz tekrar önünüze koyalım. Hem de Davutoğlu’nun yukarıdaki sözleri ile. Ne diyor Davutoğlu: HDP, “gerçek bir siyasi parti gibi hareket ederse, anayasa ve yasal çerçevede davranmaya başlarsa bütün süreçte muhatap olmaya devam eder.” Bu sözler ne anlama geliyor? Sıralayalım:
1) HDP, gerçek bir siyasi parti gibi hareket etmiyor, anayasa ve yasaları çiğniyor. 2) Yasaları çiğnemeyi bırakırsa çözüm sürecinde muhatap olmaya devam eder. 3) “Devam eder” dediğine göre süreçte bugüne kadarki muhataplardan biri HDP imiş. 4) Anayasa ve yasaları çiğnediği hâlde HDP, çözüm sürecinde muhatap kabul edilmiş. 5) HDP, anayasa ve yasalara göre davranmaya başlarsa süreçte onu muhatap kabul etmeye devam edeceklermiş. 6) “Başlarsa” denildiğine göre HDP anayasa ve yasaları çiğnedi ama biz onun hakkında kanuni takibat yapmayacağız, yasalara uymaya başlarsa muhatap almaya devam edeceğiz.
AKP’ye oy veren sayın vatandaşlar, şimdi anlayabildiniz mi, HDP’nin, öfkelendiğiniz bu cür’eti nereden geliyor? Yasaları çiğnedikleri hâlde onları AKP muhatap kabul etmiş. Anlayamadınızsa bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 03 Kasım 2014’teki şu sözlerine bakın:
“Hakkâri’de çok modern bir hastane açtık. Açılışını da ben yaptım. Genç bir hanım doktor geldi. Dedi ki, Sayın Başbakanım, ben nasıl şehir merkezine gideceğim? Biz korkuyoruz. Bize burada bir lojman yapın. Yaa bunlar hain, böyle ihanet olur mu?.. Havaalanı yaptırıyoruz izin vermiyorlar, müteahhitleri tehdit ediyorlar.”
Hakkâri Devlet Hastanesi’nin açılışını Başbakan Erdoğan 02 Kasım 2008’de yapmış. Ve doktorları şehre sokmayan, havaalanı yapmaya izin vermeyen, müteahhitleri tehdit eden ve bu sebeple de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hain dediği grupların temsilcileri ile hükümet kaç yıldır görüşmeler yaparak/yaptırarak bir süreç yürütüyor. AKP’li vatandaşlar, hâlâ hainlerin cür’etinin nereden geldiğini size anlatamadım mı?